KKA -4-

21 4 4
                                    

Elimi araba farından gelen bir çift ışığa doğru tutup çığlık atmaya başladım. Daha sonraysa gözlerimi açıp tavana bakarak çığlık atmaya devam ediyordum.

Terden su olmuştum. Birden yatakta doğrulup yeniden o anları gördüğüm için ağlamaya başladım. Tekrar tekrar yaşamıştım. Tekrar tekrar acı çekmiştim. Tekrar tekrar ölmüştüm..

Başucumda uyuyan babam panik olmuştu ve su bardağını ağzıma dayadı. Gözyaşımla karışan su hafiften tuzlu gelmişti ağzıma.

..

Babamla oturup konuştuktan sonra "Otur iyice düşün. Evde tıkılıp yemek yemeyip nereye kadar. Ölen öldü kalan kaldı. Tamam ölen sevgilindi evet. Canın yanıcak. Bu dünya öyle lay lay lom geçmez. Bizimde canımız acıdı. Önemli olan dimdik ayakta ve hayatta durman. Hayatına devam et. Arda seni böyle görmek istemezdi. Toparlan, kendine gel. Evden çık. Bak izin verdim hazır kaçırma bu fırsatı." diye nutuk cekince son cümlesine güldüm.

"Ha şöyle sana gülmek yakışıyo canım kızım." diye cevap verdi gülüşüme.

Babamla aramız kanka gibiydi. Tabi bazı konularda kanka yerini kaka aliyodu. Bok gibi zehir ediyo.

Babam odadan çıkarken arkadan koşarak koluna girdim. Bana bakıp nihayet ve şaşkın gülüşünden ortaya karışık koydu.

Salona indiğimde annem zorla çorba içirdikten sonra televizyonu açtım.

'200 değil, 100 değil, 50 hiç değil, 25 desen hiiiç, 20 olmaz, 15 de olmaz, tam tamına 10 lira' adlı abartılı abartılı normal fiyatın bilmem kaç katı parayla başlayıp indirmeleri üzerine ucuz gibi gösterme çabaları olan adamı gördükten sonra o kazada ölme isteğim artarken kanalı değiştirdim. (Oha lan ne cümle yazdım dkhskdhs)

Güzel kadınların podyumda yürüyen kanal açılınca kadınları kesmeye başladım. Yo yo yanlış anlamayın. Sadece kendimi kız olarak görmediğim için kız nasıl olur görmek istedim. Gerçek bir kız.

Daha sonra dışarı çıkma isteğim geldi. Bunu kaçıramazdım. Hemen telefonuma sarılıp Gizem'i aradım. Normalde burda olması gerekiyordu ama yoktu. Telefonu servisten almaya gitmiştir de çoktan almıştır diye düşünürken telefonun kapalı olmadığını anlayınca sevindim.

İkinci çalışta açtığında "Nerdesin kızım sen. Ölsem napcan." dedim. Karşımdaki adam "Pardon hanfendi?" dedi sorarcasına. Arkadan Gizem "Kim ya o." Diye seslenince gözlerimi pörtletip telefonu kapattım. Cidden yuh yani. Neydi bu. Aboo. Gizeeem. Gitti gitti gitti gitti. Lilililili. Neyse.

Etrafa şaşkın şaşkın bakarken birden annemin meşhur dantel altı gizlemelerini karıştırmaya başladım.

Annem hep dantellerin altına birşeyler sıkıştırır. Bende görevimi yapıp araklardım. 10 gündür bakmıyordum. Allah bilir ne hazineler koymuştu.

Bir keresinde 100 Tl bulmuştum ve o günde hemen harcamıştım. Akşam eve geldiğimde babam annene verdiğim 100 Tl'yi gördünmü diye soruyordu. E insan sende düzgün bir yere koysaydın. Sonra her ne olsa '100 liram olsaydı alırdım şimdi.' diyo. Sanki bilmiyomusun dantel altındakileri gizlice hayalet casper alıyo.

10 lira, şeker, bir kart ve Arda'yla benim resmim vardı. Resmi incelerken kalbimin sızlamasıyla yaşlarım süzülmeye başlamıştı bile. Dışarı çıkma isteğimin azalacağını bildiğim için fazla incelemeyip masanın üstüne koydum. Parayı cebime sıkıştırıp şekeri ağzıma attıktan sonra kartı incelemeye başladım.

Şekeri ağzımda bi oyana bi buyana yürü hadi yaparken kartın üstündeki fotoğraftaki adam tanıdık geldi. İyice gözümün içine sokarken annemin "Hazal." diye seslenmesiyle gerçekten gözümün içine soktum.

Karanlık Kokulu AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin