KKA -7-

10 4 5
                                    

"İyi misin?" diye tedirgince sordum. İyidir yani. Benim vuruşumdan ne olurduki. Sinek konması gibi bişeydir yani. Hiç kendime yumruk atmadım bilmiyorum. Ama çok yumruk atmışlığım vardı.

Yüzünü bana doğru çevirince vurduğum yer daha çok belirginleşti. Ciddi ciddi morarmıştı. Elimde acımıştı. Benim elim böyle acıdıysa onun yüzü..

"Oha!"

Sesimi biraz yükseltmiştim. Gözüne bakıyordum. Nası vurmuşum beaa.

Şaşırma tepkime nefesiyle gülünce, nefesi yüzüme geldi. Aramızdaki mesafe 1 karışdanda azdı. Kollarıysa hala belimi sarıyo vaziyetteydi.

Şuan ikimizde birbirimize sırıtıyorduk. Gözlerindeki siniri görüyordum ama yumuşaktı. Yüzünü incelediğimde.. Muazzamdı.

Hem muaazzamsa muazzam banane. Melis'in o.

"Abicim para vermedi abla."

"Abi parayla çalışıyoruz bizde."

"Abi parayı verin gidiyim."

"Abicim para."

"Abi."

"Para."

Taksicinin dediklerini muhtemelen ikimizde duyuyorduk. Veya şuan zaman durmuştu. Niye durmuştu? Niye biz hala böyleydik? Niye birbirimize sırıtıyorduk? Niye neden neden nedeeeen.

Melih'in suratı ciddileşirken yerini yine sinire bıraktı. Beni bırakıp adamın yanına gidince bi anda sendeledim. Ne güzel tutuyodun be adam, benim kendimi tutcak halim mi var?

Birden yaptığı harekete homurdanarak derin bir nefes aldım ve arkamı döndüm. Az daha düşüyodum yaaneee.

Melih taksinin açık olan sürücü tarafındaki pencereden adama 50 lira atıp "Al lan ne para para para!" diye bağırdı. Adam sabır dilercesine etrafa baktıktan sonra anahtarı çevirince tekrar adamı öldürme planım devreye girdi.

"Nereye be nereye daha hesap verceksin!" diye tekrar taksiye doğru yürürken yine araya Melih girdi. Ya bırak mübarek döviyim şunu!

Adam hareketlerini hızlandırıp "Abi atla senide görüriyim deli bu herşeyi yapar." diye bi öneri sunduğunda iyice sinirlendim.

Ben? Deli? Herşeyi yaparım? Tamam haklıydı ama bunu o diyemezdi sonuçta. Ben kendimi biliyorum senin ne haddine beni anlatman. Gel lan buraya. Hıyaaağ.

Melih bi eliyle beni tutarken diğer eliyle de adama 'hadi hadi' işaretleri yapıyodu. Adam gaza basıp ilerleyince yerden bildiğin ıslık sesi çıkmıştı. Korkak. Benden korkarmı be insan. Evet korkar!

"Plakanı aldım bulcam seni!" diye bağırıp elimi tehtid edercesine sallamaya başladım.

"Kızım manyakmısın?!" diye bıkkınca ama bağırarak sordu.

"Taksiciyi rahat rahat dövmeme engel olduğun içine evet manyağım!" diye bağırdım.

"Hem senin ne işin var burda? Sana noluyo?!"

Cidden ne işi vardı. Benim burda olduğumu nerden biliyoduki. Veya benim için gelmedi. Tesadüftü.

O sabırla elleriyle yüzünü sıvazlarken bende sinirle ormana doğru hızlı adımlarla yürümeye başladım. Yanlız kalmaya ve olanları iyice düşünmeye ihtiyacım vardı. Yoksa kafayı yiycektim.

"Lan nereye?! Peşinden ordan oraya mı koşcam ben?!"

"Gelme o zaman Allah Allah. Kim sana bana bakıcılık yap dedi?!"

"Ha bebek olduğunun farkındasın. Bu da iyi bişey." sesi yakından geliyordu.

Arkama baktığımda yavaşca koşarak bana doğru geldiğini gördüm. Onun yavaşça koşuşu Usain Both'a bedeldi.

Karanlık Kokulu AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin