Sabah biri adımı söyleyerek beni uyandırmaya çalıştı. Ben kıpırdamayınca beni kolumdan hafifçe sarstı. Ona gitmesini söyledim ve yatağıma daha çok gömüldüm. Bana kalkmam gerektiğini söyledi ve kalkmazsam beni gıdıklamakla tehdit etti. İsteksizce gözlerimi açmaya çalışarak yatakta döndüm. Işık gözlerimi almayı kestiğinde beni kaldırmaya çalışan kişinin Lay olduğunu fark ettim.
"Shin, kalkmalısın."
Ona suratımı astım ve yeni kalktığım için cidden iğrenç olan sesimle "Daha sonra olmaz mı?" diye sordum.
"Hayır, olmaz. Bugün yapılacak tonla iş var."
İsteksizce kalktım, yatakta oturdum. Gözlerimden uyku akıyordu. Çok uykusuz kalmıştım. Cidden bir daha Baekhyun ve Chanyeol'e uyup da geç saatlere kadar muhabbet etmeyecektim.
Bana o güzel gamzeli gülümsemesini gösterdi ve yatağımın yanında çöktüğü yerden kalkıp yanıma geldi. "Suratını asma. Önünde güzel bir gün var." dedi ve kalkmam için elini uzattı.
Ona gülümsedim ancak çok tuhaf bir gülümseme olduğuna bahse vardım. Uzattığı elini tuttum ve beni kaldırmasına izin verdim. Dengem bozulunca Lay omzundan tuttu ve düşmememi sağladı.
Birlikte mutfağa geçtik. Mutfakta sadece Kai ve Luhan vardı, birlikte kahvaltı ediyorlardı.
Onlara uykulu bir gülümseme sundum ve "Günaydın." dedim.
Gülümseyerek "Günaydın." dediler.
Lay önüme geçti ve başıyla dolaplardan birini işaret etti. "Şuradan iki kase alır mısın?" diye sordu. Kendisi buzdolabında bir şeyler arıyordu.
Dediği dolabı açtım ve kaseleri görmek için bakındım. Kaseleri neredeyse en üstteki rafa koymuşlardı. Uzandım ama boyum oraya kadar gelmiyordu. Zıpladım ancak pek bir işe yaramadı.
İç çekip Lay'e döndüm ve "Boyum yetmiyor." dedim.
Lay sonunda bulduğu sütü tezgaha koydu. Bana baktı ve yanıma gelip kaseye uzandı.
Lay'in kokusu aramızdaki yakın mesafe yüzünden ciğerlerime doldu. Çok güzel kokuyordu. Sanırsam vanilya kokuyordu, ancak kokusu beni bir anlığına mest etmişti.
Lay kaselerden birini bana uzattı. Ona tuhaf tuhaf bakıyordum ve az önce düşündüklerimin etkisiyle yanaklarım kızarmaya başlamıştı. Elinden kaseyi aldım.
Kaseye biraz süt koydum. Kai ve Luhan'ın yanına, masaya geçtik ve masanın üzerinde duran mısır gevreğinden ilave ettik.
Luhan bana baktı ve güldü. "Uyanamamışız galiba?"
Gülümsedim. "Öyle oldu."
"Kai de seninle aynı dertten muzdarip."
Lay Luhan'a bu konuda katıldı.
Mısır gevreğimi yemeye başladım. Bunlara cidden bayılıyordum.
Kahvaltım bittiğinde kalktım ve musluğun başına gittim. Kaseye su tutup tezgahın üzerine bıraktım.
Ben giyineceğimi söyleyerek odama geçtim. Nedendir bilmiyordum ancak kapıyı kapattığım gibi derin bir nefes aldım. Kıyafetlerimin başına gidip neler giyebileceğime baktım. Üzerime sade bir gömlek ve kot pantolon geçirip odamdan dışarı çıktım.
Salona, diğer üyelerin yanına gittim. Köşede oturmuş Lay'i görünce onun yanına oturdum. Başını kaldırdı ve gülümsedi. Bana bir şey göstereceğini söyledi ve ben de onun telefonunu karıştırmasını izledim. En sonunda bir resim açtı. Resimde ben mısır gevreği yiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Queen
FanfictionSeni sevmek istemiyorum. Cinsiyetim hakkında yalan söylemek istemiyorum. Yanında bir stajyerden, bir ahbaptan daha fazlası olmak istiyorum. Kalbinin kraliçesi olmak istiyorum. Peki sen benden gözlerini bile esirgerken nasıl yapabilirim bunu? Gözleri...