Sılanın ağzından:
Şaşırmıştım hemde çok. Bana yanında kalmamı söylemişti. Belimi kavradığı için utanmıştım Allah aşkına daha doğru düzgün tanımamıştım bile.
Yavaşça kendimden uzaklaştırdım onu. Çünkü bu kadar yakınlığa kalbim dayanmıyordu...hızlı atıyordu.
bir şey demeden öylece baktım yüzüne hiç bir mimik oynamamasına rağmen içini okuyabilirmişim gibi geliyordu. Tuhaftı...hemde çok.
"Şey ben..."
Dediğimde sözümü kesmişti. Anlamıştı herhalde kalamayacağımı.
"Anlıyorum kötüyüm, tuhafım en önemlisi senin gibi basit birinden yardım istiyorum ne tuhaf ama?"
Dediğinde sinirlenmiştim beni basit görmesi sinirlendirmişti ben basit olamayacak kadar iyi kalpliydim onun gibi karanlığa bürünmüş bir kalbim yoktu.
"Ben?"
Dedim kendimi göstererek. Sinir bozucu bir gülümseme takındıktan sonra benim yaptığımı yaparak.
"Sen?"
Demişti bu beni normal şartlarda gülümsetirdi ama şu an sinir katsayılarım yükselmeye başlıyordu.
"Sen bana basit diyemezsin anladın mı asıl..."
Dediğimde duraksadım o neydi ona ne diyebilirdim ki. Bana Kaş'larını çatarak baktı.
"Asıl."
Dediğinde hemen bir şey bulmam lazımdı. Tedirginlikle alt dudağımı dişledim altta kalmamam lazımdı.
"Asıl...asıl sen bir psikopatsın. İnsanları acı çektirecek kadar öldürebilen iğrenç katilin tekisin, ruhsuzsun. Harbiden senin ruhun nerede?"
Dedim sinirlerimin yarısını kusmuştum ona.
"Ruhumun olması için ilk önce yaşamam gerekmez mi?"
Dediğinde bütün kanımın çekildiğini hissettim. Hemde o sinirimin yarısında bu cümleden sonra yok olmuştu.
"S-sen yaşamıyor Musun?"
Dediğimde bana yandan bir bakış attı.
"Hayır."
Tuhaf bir şekilde ona baktım yaşamıyordu, üzücüydü. Bu yaşamayan insanları aşk kitaplarında okumuştum. Hayattan bezmiş, bıkmış insanlar kendilerini ölmüş gibi görürülerdi. Yani bir nevi kendilerini öldürürlerdi.
Yani hiç kimse için yaşamazlardı. İstediklerini yapmaktan özgür zanneden ve kimsenin yargılamalarına izin vermezlerdi.
"Of seni bekleyecek Değilim. Allah kahretsin neden buraya geldim ki?"
Dedi sinirle ve arkasındaki arabasına binip benim bir şey dememe izin vermeden hızlıca gözümün önünden kayboldu.
Eve yavaş adımlarla yürüdüm. O ölüydü çok mu acı çekmişti ki kendini öldürmüştü. Yada istemiyerek mi öldürmüştü kendini.
Apartmanın kapısını kapattıktan sonra kendimi tuhaf hissettim. Oda davranışları gibi tuhaf bir çocuktu. Tehlikeli ama her kızın isteyeceği türden bir oğlan.
Yakışıklı, kaslı, karizmatik Off neler düşünüyordum ki ben. Belimdeki ağrı uyuşmaya başlamıştı. Herhalde eve gidip uzansam iyi olacaktı.
Yavaşça eve girdim ve aynı yavaşlarla kapıyı kapattım. Bu saatte gelip arkadaşlarının değil benim kapıma gelmişti.
Bu biraz garibime gitmişti. Biraz da tuhaf, bunları düşünürken artık uyumam gerektiğimi anladım. Yavaşça göz kapaklarım kapandığında aklımda sadece o söz vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Aşk
RomanceBen ay ışığının gökte belirmesi gibiydim. O kadar parlak, o kadar azdım işte ben. Aynı ay gibi bende üretemezdim kendi ışığımı, hep yardım isterdim Güneş'ten. Çünkü yapmaya gücüm yoktu. Başaramazdım. O kadar cesur değildim işte. Ama düşünün size y...