Sılanın ağzından:
"Ya bırak beni ya sen psikopat Mısın?"
Diye sorduğumda bana bile bakmıyordu. Sadece önüne bakıyor ve kolumdan tutarak beni sürüklüyordu.
Kahretsin çok korkuyordum. Hemde çok! Dışarı çıktığımızda herkes bize bakıyor ve kulaktan kulağa konuşuyorlardı. Gerçekten çok utanç vericiydi.
"Önünüze dönün lan p*çler!"
Demesiyle birlikte herkes arkasını dönmüş ve hiç bir şey olmamış gibi hayatlarına devam etmişlerdi.
Okulun arka bahçesine doğru sürüklediğinde daha çok korkum tavan yapmıştı. Kimse kurtarmaya gelmemişti korkudan.
Ceyda bile benden önce acilen tuvalete gitmesi gerektiği için bana yardım eli uzatamamış ve hiç bir şeyden haberdar değildi.
Beni aniden duvara fırlatması ile canımın acıması bir olmuştu. Öyle çok acımıştı ki sanki kemiklerim kırılmıştı.
"Ne oldu yoksa Can'ın mı acıdı?"
Bu alayla sorduğu sorudan gerçekten tiksinmiş ve çok güzel bir şeymiş gibi söylemesi beni deli etmişti.
Aniden beni duvarla kendi arasına sıkıştırmasıyla birlikte sırtım duvarın çıkıntısına girmiş ve Can'ımı daha çok yakmıştı.
"Lütfen daha çok yaklaşma!"
Dememle sırıttı ve bana daha çok yaklaştı. Kahretsin şu an yine beni öpecekti. Dudaklarıma yaklaştığında çaresizce onu ittirmeye çalıştım.
"L-lütfen beni öpmeye çalışma lütfen."
Dediğimde kendini şaşkınca geri çekmiş ve benden bir kaç adım uzaklaşmıştı.
Uzaklaşmasıyla birlikte yere yığılmıştım. Gerçekten şu an belimi hissetmiyordum.
Aniden bana doğru yaklaşmasıyla kolumu kavrayıp beni ayağa sertçe kaldırdı.
Can'ım öyle çok acımıştı ki iki büklüm olmuştum.
"Kahretsin senin yoksa sevgilin mi var!"
Diye bağırdığında hiç bir şey söyleyememiştim acıdan. Tek istediğim kolumu bırakıp beni rahat bırakmasıydı.
"Bana bir tek kelime söyle sevgilin mi var?"
Demesiyle yine bir şey söyleyemedim allahım bu acı çok kötüydü. Sanki felç olmuştum.
"Allah kahretsin!"
Deyip beni yere fırlatmıştı. Acıdan çığlık atmıştım ama beni orada bırakıp hızlıca gitmişti. Yere yığılmış bir şekilde yatıyordum.
Dışarıdan hiç ses gelmiyordu yoksa zil mi çalmıştı? Eğer zil çaldıysa o Zaman kimse beni duymazdı.
Aniden öğretmenler zili çaldığında ağlamak istedim oracıkta. Herkes sınıflara girmiş ve beni burada yanlız bırakmışlardı.
Sürünerek ön bahçeye kadar gittim canım acıdığı için bir kaç kez kısık sesle bağırdım. Çünkü her sesli bağırdığımda belimdeki sancı daha çok artıyordu.
Yavaş yavaş belimden dökülen bir sıvı hissettiğimde kan olduğunu anlamıştım.
"Lütfen yardım edin!"
Diye kısık sesle bağırdığımda kimsenin duymayacağını biliyordum ama deniyordum. Aniden nefesim kesildiğinde zorla nefes almaya çalışmıştım.
Her nefes alışımda belimdeki ağrı daha çok artıyor ve beni mahvediyordu. Yavaş yavaş kendimi kaybediyordum.
Gözlerim kendiliğinden kapanıyor ve açık tutamıyordum. Yavaş yavaş şuurumu kaybediyor ve etrafı bulanık görüyordum.
Bayılmadan önce birinin bana yaklaştığını ve bağırarak bir şeyler söylediğini gördüm ama hiç bir sesi anlamıyordum.
Yavaş yavaş şuurumu kaybettim. Ve ölümün kollarında bir o yana bir bu yana savruldum. Ya kendimi tutup hayata tutunmaya çalışarak ölüme meydan okuyacaktım yada hiç bir şey yapmayıp ölümü kabullenecektim.
Merhaba arkadaşlar ben tuana.
Bu bölüm diğer bölümlerden biraz daha kısa oldu. Ama ben bu bölümü çok beğendim.Lütfen okuyunca beğenmeyi unutmayın sonuçta bir emek var bunda.
Okuduğunuz için teşekkürler. Diğer yeni bölümde görüşmek üzere.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Aşk
RomanceBen ay ışığının gökte belirmesi gibiydim. O kadar parlak, o kadar azdım işte ben. Aynı ay gibi bende üretemezdim kendi ışığımı, hep yardım isterdim Güneş'ten. Çünkü yapmaya gücüm yoktu. Başaramazdım. O kadar cesur değildim işte. Ama düşünün size y...