SA

1.1K 81 116
                                    

İki gün üst üste yeni bölüm, beni sevin sjsjsj
Ayrıca bu bölümü hiçbir ithaf istememesine rağmen her bölüme yorum yapan ve vote veren @taekookforlife a ithaf ediyorum. Rahatsız olursan söyleyebilirsin ^^ İyi okumalar

~~~

Etrafta kısa süreli bir sessizlik oluştu. Dört ya da beş saniye sonra Hoseok'un anırarak gülmeye başlamasıyla diğer dört üye de ona katıldı. Seslerle birlikte nasıl bir durumda olduklarını fark eden Taehyung şaşkınlıktan dolayı kocaman açılmış gözlerini kırpıştırarak küçüğünün üzerinden kalktı ve onun da kalkmasına yardımcı oldu. Hâlâ gülen Jimin ve diğer hyunglarını görünce sinirle konuştu.

"Yah! Fazla abartmadınız mı? Bu herkesin başına gelebilir!"

Jimin de kahkahaları arasından zorla ona yanıt verdi.

"Düşerken ö-öpüşmek mi? Hahahaha! H-hiç sanmıyorum Tae. Ah tanrım, şuna bakın! Çok y-yakışıyorlar! Hahahahaha!"

Taehyung'un yüzündeki sinirli ifade yerini hayal kırıklığına bıraktı. Bu sırada o zamana kadar ağzını bıçak açmamış Jungkook da sinirli bir ifadeyle konuşmaya başladı.

"Yah, Jimin hyung! Gerçekten abartıyorsun!"

Jungkook'un sinirle çıkan sesiyle herkes kahkahasını zorla durdurdu çünkü Kook sinirliyken gerçekten gözü dönerdi.

O sırada çoktan gözleri dolmuş olan Taehyung hışımla odadan çıktı. Jungkook da arkasından "Taehyung hyung!" diye çıkarken Tae yolun yarısında arkasını döndü ve dolu gözleri ve sinirli -gerçekten sinirli-, biraz da kırgın sesiyle cevap verdi.

"Sakın, Kook. Eğer peşimden gelirsen bütün sinirimi yemin ederim senden çıkarırım."

Jungkook olduğu yerde kalırken Taehyung çoktan evden çıkmış ve sinirle kapıyı çarpmıştı. Dışarı adımını attığı an akmakta direten gözyaşlarını serbest bıraktı. Sessizce ağlayarak ve hızlı adımlarla evinin yolunu tuttu.

Evine geldiğinde şifreyi hızlıca girdi, kapıyı kapattı ve içinde tuttuğu o büyük çığlığı nihayet saldı. Tepkileri biraz aşırıydı belki ama Jimin'e, hoşlandığı çocuğa gerçekten çok kırılmıştı.

Çığlıkları ve hıçkırıkları dinip biraz sakinleştiğinde çocuklara evde olduğunu haber vermek için telefonunu aradı ama ceplerinde değildi. Daha sonra onu kendi kıyafetlerinin yanına koyduğu geldi. Yoongi'nin evine.

"Ah, sikeyim böyle işi."

Sessizce bir küfür mırıldanıp kendini koltuğa attı.

Jungkook yaklaşık iki dakika boyunca Taehyung'un çıktığı kapıya bakakaldı. Nihayet kendine gelip arkasını dönmesiyle salon kapısının kenarından suç işlemiş çocuklar gibi bakan Jimin'i gördü. Kaşlarını çattı ve merdivenlere yöneldi.

"Şey... Kook?"

Jungkook tekrar Jimin'e döndü.

"Evet hyung?"

"Tae nerede?"

"Bilmem. Galiba evine gitti."

"Ah, ben onunla konuşmaya gideyim o zaman."

"Şey, hyung. Bence benim konuşmam daha iyi olacaktır. Bana adresi mesaj atar mısın?"

"Ah, tabi. Atarım."

Jungkook kafasını tamam anlamında sallayıp teşekkür etme amacıyla Jimin'e hafifçe gülümsedi ve tekrar merdivenlere yöneldi. Onlara elbette hâlâ kızgındı ama kız gibi trip atacak da değildi (Y.N: Erkekler bizden çok trip atıyo amk sjsjsj).

Taehyung'un odasına girdi ve burada unuttuğu eşofmanlarını, yine burada unuttuğu çantasına doldurduktan sonra telefonunu da alıp tekrar aşağı indi, evden çıktı (Y.N: Evet evet zilyon tane cümleyi bir cümle haline getirebilme gibi üstün bir yeteneğimin olduğu doğrudur). Jimin'in telefonuna mesaj olarak attığı adresin yolunu tuttu.

Yoongi içeri geçen Jimin'e sordu.

"Taehyung neredeymiş?"

"Evine gitmiş sanırım."

Bu sefer Namjoon sordu.

"Peki Kookie?"

"O da Taehyung'un yanına gitti."

Hoseok araya girdi.

"E tabi, onlar yalnız kalmak istemiştir şimdi."

Jin dışında herkes gülerken, o adeta bir anne edasıyla diğerlerini azarladı.

"Yah! Yeter artık. Dayak yemek mi istiyorsunuz?!"

Jungkook nihayet telefondaki adrese gelebilmişti. Fakat yol boyunca Taehyung ile dudaklarının birleşmesini düşünmüştü. O ilk öpücüğüydü (Y.N: Ne kadar da klişe bir ben)...

Kapıyı çaldı fakat kesinlikle karşısında ağlamaktan gözleri kıpkırmızı olmuş ve yorgun düşmüş bir Taehyung beklemiyordu.

Telaşla içeri girdi, çantayı yere attı, kapıyı kapattı ve endişeli bir sesle sordu.

"İyi misin hyung?"

Jungkook'un sorusu üzerine Taehyung'un gözyaşları tekrar akmaya başladı. Küçük olan daha çok panik yaptı ve büyüğünün kollarından tuttu fakat kendisine sarılmasını kesinlikle beklemiyordu. Kolları şaşkınlıkla havada kalırken, esmer olan kafasını küçüğünün boynuna gömmüştü. Ağlamaktan kısılmış ve boğuklaşmış sesiyle konuştu.

"Kook, ben ondan gerçekten çok hoşlanıyorum."

DANCE PRACTICE || VKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin