Günde iki bölüm, çok sevin beni fmgmfm. Bu telafimsi bölüm olsun. Hem uzun süre yazamadım hem de sevdiğimin okulu yarın açılacağı için bir süre bölüm atamayabilirim. İyi okumalar ^^
~~~
Taehyung oldukça yorgundu. O gün üst üste 4 sınavın olduğunu bilmiyordu. Ayrıca 3 saattir ara vermeden dans ediyorlardı. Hem zihnen, hem bedenen yorgundu. Bir süre sonra hareketleri karıştırmaya başladı. Bunu fark eden Hoseok, Taehyung'un yapamadığı hareketlere kıkırdayıp konuştu.
"Sanırım bugünlük bu kadar yeter."
Taehyung duyduğu 5 kelimeyle kendini yere attı. Ter içinde kalmıştı. Herkes biraz dinlendikten sonra odalara çekildiler. Her zamanki gibi Yoongi'nin evindeydiler ve eşofmanlarını unuttuğu için tekrar onunkileri almıştı.
Duşa girip 25 dakika içinde duşunu aldıktan sonra kendi kıyafetlerini giydi. Ağır adımlarla salona inip kendini koltuğa attı. Bayan Ahn (Y.N: Soyadı uydurdum. Ve bildiğiniz üzere Kore'de evli kadınlar eşlerinin soyadını almıyorlar) da Bay Min de evde yoktu. Yoongi'nin bu duruma bozulduğunu hepsi biliyordu.
Sessizlikten sıkılan Jin dayanamayıp konuştu.
"Neden bugün dağılmadan önce bir oyun oynamıyoruz?"
Yoongi yayıldığı yerden biraz doğrulup büyük olanı azarlar bir biçimde konuştu.
"Görmüyor musun hyung? Şu an hepimiz bitik durumdayız, yorgunluktan ölüyoruz ve ben parmağımı bile oynatmak için fazla üşengecim! Ne oyunundan bahsediyorsun?!"
Jin sinirli bir sesle yeşil saçlı çocuğa cevap verdi.
"Yah, Min Yoongi! Senden büyüğüm, benimle doğru konuş!"
Daha sonra sakin bir sesle konuşmasına devam etti.
"Ayrıca kim dedi kalkacaksınız diye? Şişe çevirmece oynayalım diyecektim."
Herkesten onaylayan mırıltılar çıkınca, yanında bulunan çantasını açtı ve içindeki boş su şişesini çıkarıp ortadaki masaya koydu. Herkesi de etrafına toplayınca şişeyi çevirdi.
Şişe, Yoongi ve Jin arasında durdu. Jin soruyordu.
"Min Suga, doğruluk mu cesaret mi?"
"Cesaret."
Herkes ufak çaplı bir şaşkınlık yaşadı. Yoongi'nin ne kadar üşengeç olduğunu biliyorlardı, bu nedenle doğruluğu seçer sanmışlardı.
Jin bir süre düşünüp aklına gelen fikirle sırıtmaya başladı. Yoongi, Jimin'den etkilendiğini ağzından kaçırmıştı. Neden bunu kullanmıyordu?
"Jimin'e çıkma teklifi et."
Yoongi başta sızlansa da en sonunda teklif etmek zorunda kalmıştı. Namjoon ise çoktan Jimin'i kışkırtmaya başlamıştı. O, çabuk gaza gelirdi.
"Ben olsam pislik olsun diye 'Düşünmem lazım.' derdim."
Jimin, Namjoon'a 'güzel fikir' bakışlarını atıp Yoongi'ye döndü.
"Bu çok ani oldu, hyung. Düşünmem lazım."
Diğerleri kıkırdarken Yoongi, utancından ölüyordu. İyi ki kızarmama gibi üstün bir özelliğim var, diye geçirdi aklından.
Oyun devam ederken, şişe tekrar Yoongi ve Jin arasında durdu ama bu sefer Yoongi soruyordu.
"Hyung, doğ-"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DANCE PRACTICE || VKOOK
Fanfiction"Bize kimsenin, Jimin'in bile bilmediği bir sırrını söyle Tae." "Öncelerden Jimin'den hoşlanıyordum." "Şu an başka birinden mi hoşlanıyorsun?" "Evet." "Kimden?" "Yanımda oturan tavşandan." ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~ Bir VKook fic'idir. Yazılmaya başlandığ...