SIB O

673 46 12
                                    

Taehyung, öylece kalmıştı. Bu da beydi şimdi?! Elleriyle yüzünü kapatıp ıslatsana kadar ağladığını fark etmemişti. Bok gibi hissediyordu.

Bir süre öylece oturup ağladıktan sonra önündeki acının katlanılmaz dereceye geldiğini far etti. Gözyaşlarını sildi ve Jungkook'un odasının yanındaki banyoya girip kendini rahatlatmaya çalıştı. Fakat başarılı olduğu pek söylenemezdi. Sinirden elleri titriyordu.

Nihayet işini bitirebildiğinde hızla üstünü giyip kapıyı çarparak evden çıktı. Sinirliydi. Çok sinirli ve kırgın...

Evine gider gitmez duşa girdi ve Jungkook'un izlerini silmeye çalıştı üzerinden (Y.N: Ergen kız Taehyung dkdkfkfkf). Ona çok, çok kırılmıştı. Duşunu bitirdiğinde üstünü giydi. Tam banyodan çıkıyordu ki gözüne demin kullandığı çikolata kokulu duş jeli ve şampuan takıldı. Jungkook için kullanıyordu bunları. O, çikolatayı da kokusunu da çok severdi.

Taehyung sinirle küvete yürüyüp ikisini kaptığı gibi klozete döktü ve sifonu çekti. Köpükleri umursamıyordu fakat koku onu çıldırtıyordu.
Sinirli bir çığlık bıraktı dudaklarının arasından ve boş şişeleri sertçe yere fırlattı. Hıçkırarak ağlarken çöktü ve saçlarını çekiştirdi. Biraz sakinleştiğini hissettiğinde gözyaşlarını engelleyemeyerek yatağına girdi ve huzursuz bir uykuya daldı.

~~~

Gece ağlayarak uyuduğu için başında müthiş bir ağrı vardı ve gözleri kızarıp şişmişti esmer olanın. Yüzünü buruşturarak yatağından kalktı ve tekrar banyoya girip rutin işlerini halletti. Yerdeki boş şişeleri görmezden gelmeyi tercih etmişti.

Telefonuna gelen mesajla, telefonunu çıkardı. Mesaj Namjoon'dandı.

"Çocuklar, okula gitmeyin. Benim evinde toplanalım. -Namjoon"

Taehyung derin bir nefes aldı ve dolabının önüne geçti. Hava biraz soğuktu, bu yüzden siyah kazak, siyah kazak ve kırmızı beresini giyecekti. Bu bereyi Jungkook'un onu öptüğü gün beraber almışlardı.

İç çekti ve üstünü giyip ayağına kırmızı, bilekte Converse'ini geçirdi. Kulaklığını da aldıktan sonra evden çıktı. Kuşağında çalan hareketli müzik onu kendine getiriyordu. Green Day'i hep sevmişti (Y.N: Green Day 😍😍😍).

Kulağındaki müziğin birden kesilip çalan dıt dıt sesleriyle telefonunun çaldığını anladı Taehyung. Cebinden çıkardı ve arayana baktı.

Jimin arıyordu. Hangi yüzle?

Açmak ve açmamak arasında kalmışken telefon kapandı. Geri cebine koyuyordu ki tekrar çaldı. Derin bir nefes aldı ve yürürken telefonu açtı. Yürüyordu çünkü zihninin açılmasına ihtiyacı vardı. Ayrıca evler yakındı.

"Ne var?"

"Sana da günaydın Tae. İyiyim, teşekkürler, sen?"

"Ne istiyorsun Jimin?"

Hattaki iç çekme sesini duydu Taehyung.

"Namjoon hyunga gitmeden önce bir kafede buluşmak ister misin?"

"Hayır."

"Taehyung, lütfen... Seninle konuşmam lazım."

Taehyung derin bir nefes alıp birkaç saniye durdu. Daha sonra ise bıkkınlıkla cevap verdi.

"xxx Cafe'ye gel."

Turuncu saçlının konuşmasına izin vermeden telefonu kapattı ve adımlarını Namjoon'un evinin birkaç sokak gerisindeki kafeye yönlendirdi.

~~~

Ayo! Söz verdiğim gibi bugün paylaştım. Kısalığını görmezden gelin bu seferlik. Bir bölümü ikiye böldüm çünkü kuzenimin doğum gününe gideceğim şimdi.

Ayrıca notumu dikkate alıp okuyan ve o gereksiz şahsiyeti şikayet eden varsa çok teşekkür ederim ^^ ❤️

Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin ve beni affedin ^^ Sizi seviyorum ❤️❤️❤️

DANCE PRACTICE || VKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin