Çoooook uzun bir zaman geçtiğinin farkındayım bu yüzden çooook özür dilerim. Ama benim okulum geçen hafta açıldı ve liseye geçtim ve bütün sayısal (yani zor shsgdgdcgcg) derslerim İngilizce olacak. Bu nedenle bu yıl iki kat zorlanacağım. Her neyse. Bu bölümü Yoonmin yazacağım ve arada minik bir Vmin olacak. Bu arada neden Yoonmin yazdığım hakkında en ufak bir fikrim yok. Yoonmin shiplemem. Tekrar özür dilerim. İyi okumalar. Hem belki de diğer bölüm smut olur *kötükötükahkahaatanemojişeysi*
~~~
Yoongi yavaşça onun yatağında oturan Jimin'e yaklaştı. Her ne kadar onun evi olsa da utanıyordu. Oyun gereği olsa da sevgili olduklarına hala inanamıyordu.
Çekingence küçüğünün yanına oturdu ve utangaçça konuştu.
''Hey, Jimin! Nasıl gidiyor?''
Elbette söylediğinden sonra kendine kızmayı unutmamıştı. Aptal Yoongi, diye geçirdi içinden. Kendine gel ve eski cool, swag haline dön. Sen bu değilsin.
''İyiyim hyung. Ve seninle biraz konuşmak istiyorum. O yüzden buraya geldim.''
Yoongi kafasını turuncu saçlıya çevirdi. Saçı uzun zamandır turuncuydu ama Jimin eski rengini hem pek sevmiyordu hem de akmaya başlamıştı. Bu nedenle tekrar boyatmıştı ve bu rengin kendisine yakıştığının gayet de farkındaydı.
''Evet Chim, seni dinliyorum?''
Jimin derin bir nefes aldı.
''Hyung, biliyorsun... İki gün önce-''
Yoongi onun konuşmasını eliyle böldü. İki gün önce olanları gayet iyi hatırlıyordu. Ogün o lanet oyunu oynamışlardı ve o lanet oyun yüzünden şu an Jimin'in karşısında utançla kıvranıyordu.
''Jimin, lütfen bu konuyu açma olur mu?''
''Ama hyung, bunu sana sormam lazım. Ona göre sana karşı nasıl davranmam gerektiğine karar verebilirim.''
Yoongi tekrar derin bir nefes aldı ve sor dercesine kafasını salladı.
''Benden hoşlanıyorsun hyung, değil mi?''
Yoongi gelen beklemediği soru karşısında (Y.N: Ne kadar saçma bir cümle oldu amk dnsjdjhsdhb) bir anlığına cevap veremedi. Kaskatı kesilmişti. Jimin'se bilmişçe gülümseyip konuştu.
''Tahmin etmiştim.''
Yoongi utançla kekelemenin verdiği zorlukla konuşmaya çalıştı. O sırada kendine kekelediği için saydırmayı da unutmuyordu. Tabi içinden.
''Yah, s-seni küstah! Ne hakla benimle böyle k-konuşursun!? Hah! 'Benden hoşlanıyorsun değil mi'ymiş! Y-yok öyle bir şey bir kere!''
Jimin de sinirle ayağa kalktı ve büyüğüne bağırmaya başladı.
''Hyung! Asıl sen benimle doğru konuş! Senin dışında herkes benden hoşlandığının farkında! Bir tek yarım akıllı olan sen bunun farkına varamadın! Sanırım biraz oturup kendine ve bana itiraf etmen gereken şeyleri düşünmen lazım. O zamana kadar karşıma çıkma hyung!''
Yoongi şaşkınlıkla gözlerini kırpıştırırken Jimin çoktan odanın kapısına yönelmişti bile. Büyük olan birden oturduğu yerden fırladı ve küçüğünü kolundan yakaladı. Onu hızla kendine çevirdi ve kısa ama yapılı bedenini kollarıyla sarmaladı. Etrafta kimse olmamasına rağmen kulağına eğildi fısıldayarak konuştu.
''Haklısın ChimChim. Artık bazı şeyleri itiraf etmem gerek. Ve senden hoşlanmıyorum derken oldukça ciddiydim. Çünkü benim hislerim ufak bir hoşlantıdan çok daha fazlası.''
Dudaklarını küçüğünün kulağından ayırdı ve çenesini turuncu saçlara koyup daha yüksek sesle konuşmasına devam etti.
''Jimin, özür dilerim. Sana öylece çıkıştığım için. Üstelik haklı olmana rağmen. Ayrıca kabullenmek istemediğim şeyi sevdiğim kişiden duymaya gururum elvermedi işte. Tekrar özür dilerim.''
Etrafta bir süre sessizlik oluştu. Yoongi geçen her saniye daha da umutsuzluğa kapılıyordu. Tam umutsuzlukla kollarını geri çekecekti ki beline dolanan kollarla öylece kaldı. JİMİN ONA SARILIYORDU!
Gülümseyip kollarını daha da sıkılaştırdı büyük olan. Uzun süren sessizlikten sıkılmış olsa gerek, Jimin konuştu.
"Hyung, sana daha önemli bir şey söylemek istiyorum."
Kollarını büyüğünden ayırdı ve onun zaten küçük olan ve kaşlarını çatmasından dolayı daha da küçülen gözlerine baktı. Derin bir nefes aldı ve konuşmasına devam etti.
"Hyung, ben hâlâ Taehyung'un benden hoşlandığını düşünüyorum.
Yoongi mümkünmüş gibi kaşlarını daha çok çattı.
"Ama o dedi ki-"
"Ne dediğini biliyorum hyung, ama hâlâ öyle olduğunu düşünüyorum. Bunun doğru olup olmadığını kanıtlamama izin verir misin?"
"Ne tür bir kanıtmış bu?"
"Şey... Sen bundan pek hoşlanmayabilirsin."
"Söyle. Jimin."
Jimin derin bir nefes aldı ve ürkekçe konuşup gözlerini sımsıkı kapadı korkudan.
"Onu... Şey... Onu öpeceğim."
Yoongi ilk defa kızarıyordu. Üstelik sinirden.
"Sen ne saçmaladığının farkında mısın?!"
"Hyung-nim. Lütfen sakin ol."
"Ne demek sakin ol Jimin! Sen ne ded-"
Jimin ani bir hamle yapıp büyüğünün dudaklarına minnacık ama duygu yüklü bir öpücük kondurdu.
"Sakin ol Yoongi hyung. Söz veriyorum, minik bir öpücük olacak."
Yoongi sakinleşmek adına derin bir nefes aldı.
"Böyle duygu yüklü olacak mı peki?"
Jimin sevimlice kıkırdadı ve başını iki yana salladı. Yoongi de tekrar ofladı ve Jimin'e döndü.
"Bana çok güzel bir sürpriz hazırlamak zorundasın Park Piç Jimin."
Küçük olan kafasını hızla salladı ve Taehyung'a buluşmak istediğine dair mesaj attı.
~~~
Güzel bir gün geçirmişlerdi. Minik bir kafede buluşup bir şeyler yemişlerdi ve şimdi ayrılıyorlardı.
"Görüşürüz Chim!"
Taehyung tam arkasını dönmüş gidiyordu ki Jimin onu bileğinden kavrayıp kendine döndürdü ve dudaklarına yapıştı. Taehyung'un gözleriyse ardına kadar açılmıştı. Şoktan kıpırdayamıyordu bile. Nihayet kendine geldiğinde onu sertçe ittirdi ve gözleri Jimin'in birkaç metre arkasında kaldı. Biricik Kookie'si gözleri dolmuş bir biçimde onları izliyordu...
~~~
Değişiklik olsun yine klişe bir bölüm yazdım. Bu arada bir önceki bölümüme hiç yorum gelmemiş -,- Bunu bu seferlik görmezden geleceğim.
Yapayım mı bir sonraki bölümü smut? Alayım mı aklınızı? Sikeyim mi belanızı? Fkfkfkfkgkfk
Şaka maka cidden yorum ve isteklere göre diğer bölümü smut yapmayı düşünüyorum. Zaten yorum yapan sadece iki kişi var dncncncnc
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DANCE PRACTICE || VKOOK
Fanfiction"Bize kimsenin, Jimin'in bile bilmediği bir sırrını söyle Tae." "Öncelerden Jimin'den hoşlanıyordum." "Şu an başka birinden mi hoşlanıyorsun?" "Evet." "Kimden?" "Yanımda oturan tavşandan." ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~ Bir VKook fic'idir. Yazılmaya başlandığ...