Bölüm Bir -SÖZ-

47 2 1
                                    

"Hayır! Gitmeni istemiyorum!" Küçük kızın parlak masmavi gözlerinden yaşlar süzülüyordu. "Keşke kardeş olsaydık." Kaira tepinip duran Kane'e bakıyordu. O an tüm sokak onları duyuyor olmalıydı.

Kaira da ayrılmayı hiç istemiyordu.
"Babam beni annemin yanına götürecek.Annem beni bekliyor." Kane kafasını iki yana sallarken dağınık siyah saçları daha da dağıldı. "Banane! Benim annem senin de annen olur ha? Olmaz mı?"

Gözlerini minik ellerinin tersiyle silerken burnunu çekti. "Hem o zaman kardeş oluruz ve hiç ayrılmayız!"

"Ben...Annemi hiç görmedim. Onu merak ediyorum. Söz onu gördükten sonra babama söyleyeceğim ve beni senin yanına getirecek." Kane onu duymamış gibi devam etti. "Ya da belki seni saklarım! Baban bulamaz. Böylece gidemezsin ve her gün birlikte oynayabiliriz!"

Kaira gözlerini yere dikti. Deniz dalgaları ikisinin çıplak ayaklarına vuruyordu. Güneş batmak üzereydi ve her yeri turuncuya boyamıştı.

"Lütfenn, lütfeeeen..." Kaira bir şey söylemedi. Annesini görmeyi gerçekten istiyordu ama Kane'i bırakmakta istemiyordu.

Kane kıpırdanıp homurdanmaya başladı. "Neden o gelmiyor? Neden senin gitmen gerekiyor?" Sesi yükseldi ve tekrar bağırmaya başladı. "Onun gelmesi gerek, senin gitmen değil! Bu haksızlık!"

Kaira arabaya çantaları yerleştiren babasına baktı. Kırmızı gözlerini onların olduğu tarafa çevirmişti. Birkaç gündür üzgün ve sinirliydi ama şuan oldukça ruhsuzdu. Siyah uzun ceketi, içindeki takım ve güneş gözlüğü bile bunu saklayamıyordu. Gözlerini onlardan ayırıp tekrar işine döndü. Gitmelerine dakikalar kalmıştı.

Kane yavaş yavaş anlıyordu. Kaira gidiyordu, onu saklayamazdı. Hayali arkadaşı Loli'den yardım istemeyi düşündü ama Kaira, Loli'ye inanmazdı.

"Loli olsa beni terk etmezdi!" Bu haliyle yaramaz oğlan çocuklarını andırıyordu. "Seni inatçı keçi.Geri geleceğim. Ayrıca Loli gerçek de-" Kane ayağına kuma vurup tepinmeye başladı. "O gerçek! Onu kıskanıyorsun çünkü o Kane'in en iyi arkadaşı!"

Kane bağırmaya devam ederken Kaira elini Kane'in kalp hizasına doğru kaldırdı, gözlerini kapattı ve dokundu. Kane birden sustu.Islak gözleriyle Kaira'ya bakıyordu. Bu hareket Kane'i hep sakinleştirirdi.
Kane, Kaira'ya bunu neden yaptığını sorduğunda aldığı cevap 'Çünkü insanların değişen kalp atışlarını hissetmeyi seviyorum, özellikle seninkini. Senin kalp atışların çok çabuk değişiyor.' olmuştu.

Kaira, Kane'in kalp atışlarının normale dönmesini bekliyordu.
"Geri geleceksin değil mi ?" Kaira gözlerini açtı. "Söz verdim.Geleceğim.Hem belki annemde gelir ve beraber yaşarız. Sonsuza kadar." Kane bu fikri sevmişti ama Kaira daha annesinin ismini bile bilmiyordu. Kane'in içinde yinede kötü bir his vardı.

Kaira'nın babası,Fugiki, bağırıyordu.
"Kaira!" Kane ondan nefret ediyor içinden 'Seni canavar Kaira'yı götüremezsin' diyordu.
Kaira'nın buz gibi ellerini bırakıp dalgaların hareketini izledi. Islak kumu ayak parmaklarıyla sıkıştırdı. Kaira babasından aldığı kıpkırmızı gözleriyle onu izliyordu ve konuşmaya başladı.
"Korkuyorsun"

"Hayır hiçte bile! Korkmuyorum sen korkuyorsun! Ben..." Güneş batmak üzereydi. Kane'in sesi alçaldı.
"Ben gitmeni istemiyorum."

Kaira ayaklarını suya sokup kumdan temizledi ve ayakkabılarını giydi. Şimdi vedalaşma vaktiydi. Birbirlerine öylece bakıyorlardı. Kaira acele etmesi gerektiğini biliyor ama yinede öylece duruyordu.

Kane cebinden küçük buruşuk bir kağıt çıkarıp Kaira'ya uzattı.
"Al." Kaira kağıda baktı ve aldı.
"Hayır açma! O...Onu sonra aç." Kaira kağıdı sıktı.

"Kaira artık gidiyoruz!" Kane birden Kaira'ya sımsıkı sarıldı. Garip sarılmalarından biriydi. Karşısındaki kişinin kollarını içeride bırakacak şekilde kollarını ona dolardı ve o kişi hareket edemezdi. Kaira böyle anlarda ne yapacağını şaşırırdı. Zaten istese de sarılamazdı.

"Söz verdin.Loli şahit." Kaira yokuşu çıktı ve yola doğru yürümeye başladı.
Kane bir süre öylece yerinde kaldı. Kaira büyük siyah arabaya bindi ve camdan Kane'i izlemeye başladı. Ayakları suda, ona doğru bakıyordu. Yumruklarını sıkmış ve dudağını ısırmıştı. Öylece dikiliyordu.

Babası arabaya bindi ve anahtarı taktı. "Vedalaştınız mı?" Kaira'nın gözündan bir damla yaş süzüldü ve yutkundu.
"Vedaya gerek yok.Tekrar görüşeceğiz. Annemi gördükten hemen sonra."

Babası gözlerini kapattı. İçinden 'Başka şansım yok.' dedi. Yakında kızının kendisinden nefret edeceğini adı gibi biliyordu. Ama o da kendinden nefret edecekti.

Kane arabanın motoru çalıştıktan sonra kendine geldi ve hemen yokuşu çıkıp yola doğru koşmaya başladı. Araba hareket etmeye başlamıştı.
"Kaira!" Çıplak ayakları sıcak asfaltta yanıyor olmalıydı. Kaira arka camdan ona bakıyordu.
"Kaira!" Artık Kaira'nın içinde de kötü bir his vardı. Pişmanlık.

Kane takıldı ve asfalt yola hızla düştü. Canı acısada nefes nefese kafasını kaldırıp son kez Kaira'ya ve köşede dönen arabaya baktı. Yetişebileceğini düşünmüştü. Loli de öyle sanmıştı.

Kaira elini cama uzattı ve dokundu. Cam yerine Kane'in kalbi olmasını dilerdi.
"Geri geleceğim." diye mırıldandı. O sırada Kane de Kaira'nın duyamayacağını bildiği halde mırıldandı. "Söz verdin."

KKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin