Bölüm Dört -KAİRA-

6 1 0
                                    

"Hadi...Bu sefer başaracaksın.Hadi hadi!" Kane,Kaira'nın elini tutup onu denize sürüklemeye çalışıyor Kaira direniyordu.
"Neden korkuyorsun?"
"Korkmuyorum! Sadece...Ben..." Kane durdu ve Kaira'nın yanına yaklaşıp iki elinide tuttu.
"Ben yanındayım." Kaira gözünü sudan çekip mavi gözlerine baktı.
●●●●●●●●●●●
"Kane!" Kaira nefes nefese uyandı.Saat daha gecenin dördüydü.Yataktan kalkıp üstünü giydi ve odasından çıktı.Koridorda durdu ve rüyayı hatırlamaya çalıştı.
"Kane mi dedim ben." Onun ne ya da kim olduğunu düşündü ama hatırlayamadı.Tek hatırladığı mavi gözlerdi.Parlak masmavi gözler.

Antreman odasına girdi ve ışıkları açtı.Şınav ve mekik çekerken aklında hep o deniz kokusu ve mavi gözler vardı.Küçüklüğünde stresten geçirdiği hafıza kaybı bazı anılarını silmişti fakat yinede ufak tefek şeyleri hatırlayabiliyor ve onlara tutunuyordu.
Kapı sesi geldiğinde Kaira çevik bir hareketle ayağa fırladı.

"Aaa şey...Üzgünüm ben korkut-"
"Korkmadım." Gözlüklü çocuk Kaira'ya utanmış bir şekilde bakıyordu.
"Ben...Bu saatte burada biri olacağını beklemiyodum normalde buralara gelmem benim yerim genelde eriş-" Kaira sözünü kesti.
"Açıklama yapmanı istemedim." Kaira yere eğildi ve hareketlere devam etti.Gözlüklü çocuk şaşkınca bakıyordu.Kimdi bu kız böyle? Beyaz uzun saçlar...Çocuk iki adım geriye attı ve dambıllara takılıp yere düştü.
Kaira yanına geldi ve elini uzattı.Çocuk daha çok geriledi ve Kaira'nın eli havada kaldı.
"Se- sen...Tsukiyalardan mısın?" Kaira elini yumruk yapıp hızlıca geri çekti.
"Ne olmuş öyleysem?" Çocuğun korkusu gözlerinden belli oluyordu.Kaira en çok bu duruma sinirlenirdi.'Aman tanrım! Bir Tsukiya! Kesin kafamızı uçuracak!' Kaira dişlerini birbirine sürttü.
"Ben...Üzgünüm çalışmanı bölüp durdum."
"Merak etme seni yemem." Kaira arkasını dönüp kum torbalarının olduğu tarafa gitti.Çocuk yerden kalkıp bir dambıl kaldırmaya çalıştı.Sessizce mırıldanıyordu.
"Tanrım...Nasıl bu kadar şanssız olabiliyorum.Sabahın altısında karşılaştığım kişi örgütün belalı kurucu ailesinden." Kaira ona baktı.
"Beni o aileden sayma." Çocuk arkasına dönemedi.'Ağhh...Duydu mu? Tabiki duydu.Aptalın tekiyim.' Yavaşça arkasına döndü.
"Özür dilerim öyle demek iste-"
"Adın ne?" Çocuk öylece kaldı.Gözlüğünü düzeltti.
"Atsushi." Kaira eldivenlerini giydi ve kum torbasına yumruklar atmaya başladı.Çocuk güçlü olduğunu düşündü.'Tabikide güçlü salak mısın? Tsukiya ailesinden güçlü olmayıp ne olacak.Bense on kilogramlık dambılı bile zor kaldırıyorum.Adını sorarsam yanlış anlar mı ya da kızar mı? Ne olacak ki.'
"Şey aaa...Senin adın?" Kaira durdu ve gözlerini ona çevirdi.
"Kaira." Çocuğun gözleri açıldı.'Kaira.Yoksa o bu mu? Arkasından bir sürü dedikodu dolaşan.'
"Neden şaşırdın?" Çocuk kendine geldi.
"Hiç." Kaira ve çocuk çalışmalarına devam ettiler.Yaklaşık on beş dakika sonra Kaira eldivenleri yerine koyup odadan çıktı.

Duş aldıktan sonra üstünü değiştirdi ve görev bildiri mesajı geldi.'Eriko Ken.Sarı saç takım elbise ve güneş gözlüğü kısa boy.Kyoto havaalanı.Ünlü bir siyasetçi Tokyo'ya uçmaya hazırlanıyor.En fazla üç saat.' Kaira beline sıkıca sardığı sargıların üzerine uzun siyah ceketini attı ve gereken bıçağı geçişlerde sorun çıkarmaması için alüminyum folyoya sardı.Çizmelerini giydi ve çıktı.

Burası büyük bir havaalanıydı.Kaira geçişlerde sorun yaşamamıştı.Şimdi gerek tek şey bulmaktı.Tokyo kısmını inceliyordu.
"Eriko,Eriko.Neredeysen çık ortaya." Kaira'nın beyaz uzun saçları çok dikkat çektiği için hep ceketinin içine saklar ve kapşon takardı.
"Hadi ama sıkılmaya başladım." Kaira herkesi tek tek gözden geçiriyor ve arada sırada uçuş saatlerinin geçtiği ekrana bakıyordu.En sonunda onu cam kenarındaki koltukların birinde gazete okurken gördü.
Dikkat çekmeyecek bir yere geçti ve bıçağını çıkarıp çevik bir hareketle fırlattı.Adamın alnına isabet etti.Kan gazeteye sıçradı.Otururken ölmüştü.

'Görev tamamlandı.' Kaira görev kuruluna mesaj attıktan sonra motoruna geçti ve sürmeye başladı.
Kyoto,Tokyo kadar olmasada Japonya'nın en kalabalık şehirlerinden biriydi.Saat bire geliyordu.
Kaira'nın gözüne bir çocuk parkı takıldı.Motorundan indi ve bir banka oturdu.Küçük bir kız çocuğu babasının elinden tutmuş onu kaymaya zorluyordu.
●●●●●●●●●●
"Bom bom!" Küçük kız ayaklarının ucunda masadan tutunmuş Fugiki'yi izliyordu.Fugiki bomba düzeneğinin son düzeltmelerini yapıyordu.
"Şştt.Dikkatimi dağıtma Kaira.Sadece izle." Kaira dikkatle babasının el hareketlerini izliyordu.
"Nereyi bom yapacaksın baba?"
"Nereyi istersin?"
"Baba.Bom olduğunda insanlar yanıyor mu?" Fugiki cevap vermedi.
"Ateşi seviyorum." Fugiki kıpkırmızı gözlerini ona çevirdi.
"Demek ateşi seviyorsun öyleyse büyüdüğünde bom yapmayı sanada öğretirim." Kızını kucağına aldı.
"Ama ateş acıtır.Ben kimsenin canını acıtmak istemiyorum ağlamasınlar."
"Merak etme canlarının acıması için zaman olmuyor.Sadece bom ve bitiş." Kaira babasına sarıldı.
"Olsun.Korkarlar."
●●●●●●●●●●
Kaira kendi kendine konuştu."Artık korkmak için bile zamanları olmuyor baba." Ayağa kalktı ve motoruna yürüdü.

"Adam resmen dışkısını yaparken öldü." Yuta kahkaha atıyordu.
"Dışkısının içine düştü ve öylece öldü.Tanrım...O kadar komik ki!" Kaira kahvesini yudumluyordu.
"Aferin sana."
"Biraz beni taksan diyorum.Senin görevin nasıldı?"
"Havaalanı.Siyasetçi.Tek kişi."
"Aah.İkimizinkide kolaymış.Tek kurşunla geberdi."
"Tek atış." Yuta kolasını açtı.
"Söylesene en acısız ölüm şekli nedir?"
"Nereden çıktı bu? En acısızı en hızlı olanıdır."
"Bende öyle düşünmüştüm." Kaira ayağa kalktı.
"Nereye?"
"Biraz dinleneceğim."
"Saat daha üç!" Kaira kafetaryadan çıktı.

Ceketini çıkartırken kapısı çaldı.Kapıya doğru yürüdü ve açtı.
"Kaira Tsukiya.Başkan sizi odasına çağırıyor." Kaira ellerini sıktı.
"Neden?" Adam cevap vermedi.Kaira ceketini geri giyip odadan çıktı.
"Peşimden gelmene gerek yok sarayda yaşamıyoruz kendim bulurum."

Büyük kapı arkasından kapanırken tok bir ses çıkarmıştı.Jigme arkası dönük koltuğunda oturuyor camdan gölü izliyordu.
"Kaira...Kaira.Nasılsın sevgili torunum?"
"Ne var?"
"Sadece hatırını sormak istedim hemen kabarmamalısın." Kaira cevap vermedi.
"Pekala pekala.Annen sordu." Jigme önüne döndü.Kaira yutkundu.
"Annem büyük sınava hazır olup olmadığımı kusursuz bir şekilde iyi olup olmadığımı sordu." Jigme gülümsedi.
"Zekisin.Annen mükemmel olmanı istiyor.Beni şaşırtmanı."
"Annem seni değil onu şaşırtmamı istiyor sen onun umrunda de-"
"Şşhh...Zehirli ot seni.Söyleyeceklerim bu kadardı.O sınavda en iyisi olmanı istedi çünkü Akane ismini lekelemek istemez.Benim yetenekli kızım ve senin gibi bir kanı bozuk babas-"
"Kapa çeneni! Kanı bozuk olan sensin!" Jigme ayağa kalktı.
"Asla gerçek bir Tsukiya olamayacaksın.O kan damarlarında dolaştığı sürece.Haddini bil."
"Tsukiya mı?" Kaira güldü.
"Kimin umrunda ha? Benim öyle bir hedefim yok." Jigme elini masaya koydu ve mırıldandı."Zehirli ot seni."
"Çıkabilirsin sevgili torunum.Sınav günü görüşürüz mükemmel olacağına eminim." Kaira hızla odadan çıktı.

Koridorda durdu."Tsukiyaymış." Kahkaha attı ve yürümeye devam etti.

KKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin