Simsiyah -11-

63 9 0
                                    

"Bana artık su atmayı kesermisin bayım" dedim gülerek Oğuzhana.

"İntikam soğuk yenen bir yemektir Tuana hanım" dedi imalı ve gülünç bir şekilde.

O sırada Toprakların ceep'ine benzeyen siyah bir araba sahil kenarında durdu. Oğuzhanla şakalaşmalarımdan sonra kıyıya oturmaya karar verdik. Deniz beni bayağı yormuştu ve sanki her geçen gün biraz daha çöküyordum.

Onu uzun zamandır görmüyordum hastane işleri Oğuzhanla gezmeler felan derken görüşememiştik. Gerçi doğru düzgün bir görüşme söz konusu değildi.
Kollarımı arkaya doğru atarak güneşin içime işlemesine izin verdim.
Topraklar yavaşça sahile indiler. Aslı'nın bana el sallaması veya selam vermesini bekledim ama Oğuzhan'la oturduğum yere bile bakmadı.
Suratı asık bir şekilde kumların üzerine oturdu. Toprak ise üzerindeki t-shirt'ü çıkarttı ve denize girdi. Vücudu bir kaç kere spor salonuna gittiğine işaret ediyordu. Neredeyse her tarafında ben vardı. Bu bende fazlasıyla...

Fazlasıyla parmaklarımla hepsini tek tek sayma isteği uyandırıyordu.

Deniz sanki Toprak'ın ona ulaşmasını bekler gibi karardı ve hava bozmaya başladı. Toprak Aslıyı umursamadan yüzmeye başladı.
Aslı'nın suratsızlığından bir sorunu olduğu belliydi. Gidip ona konuşup konuşmamak konusunda kararsızlık yaşıyordum.

Uzunca bir süre Aslıya baktığımı fark eden Oğuzhan koluma yavaşça ne olduğunu anlamak istercesine kendi koluyla vurdu. Ona döndüğümde benden bir cevap ister gibiydi.
"Şey onları tanıyorum." Dedim.

"Onlar seni tanıyor gibi durmuyor." Dedi ve kısa süreliğine Aslı ve daha sonrasında Toprak'a baktı.
Gözlerimi devirerek Oğuzhan'a baktım.
Parmaklarımla oynamaya başlayınca Oğuzhan sesli bir şekilde nefes verdi.
"Tanıdıklarınsa onlara neden merhaba demiyorsun? Bence denemelisin insanlar böyle kontak kurar."

Ciddi olamazsın der gibi Oğuzhan'a baktım. "Dalga geçme." Dedim ve Parmaklarıma geri döndüm.
"Şu değişik sana bakıyor."

"Ha?"

"Denizdeki değişik."

Kafamı hemen Toprak'a çevirdim.
"Toprak'tan mı bahsediyorsun?"

"İsmi de değişikmiş."

"Oğuzhan cidden..." Lafımı keserek bana cevap yetiştirdi. "Ne yani kuzenimin canı sıkkın ve dışarda ki karakterleri sevimli gösterip dalga geçiyorum." Dedi.

"Benim canım sıkkın değil." Dedim.

"Canın sıkkın olunca parmaklarınla oynarsın. Boşuna tersleme." Deyince ona baktım.

"Ve cidden sen dışardaki karakterli sevimli gösterip dalga geçme." Dedim.
"Neden?"

"Bunu yapamıyorsun." Dedim ve gülümsedim. Şu an gülmek istemiyordum ve gülmemi tutmak fazlasıyla zordu.

"Bunu kimse yüzüme vurmamıştı." Dedi ve yalandan kahrolmuş gibi yaptı. Oğuzhan'a gülümserken gözüm Toprak'a kayınca bana baktığını gördüm.
Bir süre sonra Toprak denizden çıktı ve kurulandı. Aslı'nın yanına oturup telefonunu aldı.

Kucağımdaki telefon titreyince tereddüt edip yavaşça elime aldım.

Gönderen: Toprak
Gülüşün farklıymış. (17.58)

Bir anda duraksadım ve Toprak'a döndüm. Bana dik bir şekilde bakıyordu.
Kafamı çevirip denize odaklanmaya çalıştım. Deniz köpürmeye başlamıştı ve rüzgar tersten esiyordu. Yağmur yağmak için yeryüzüne mesaj gönderirken bıraktığım telefonumu geri aldım.

SİMSİYAHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin