1

505 13 18
                                    

- Gelmeyi düşünüyor musun? Demir, beni duyuyor musun?

Son ders bitmiş, herkes sınıftan çıkmıştı. Sadece Demir ve onu bekleyen Mert kalmıştı.

- Çantamı toplamamı bekle.

- Okula neden çanta getiriyorsun ki? Derslerde ya uyuyor ya da şarkı dinliyorsun. Kitapları kullanıyor musun?

Demir Dil ve Anlatım kitabını çıkardı.

- Türklerin yaşadığı alanları genişletmek hoşuma gidiyor.

- Haritayı karalama işini evde de yapabilirsin.

- Dersteki zevki vermez. Hem kapakların arkasını da karalama amaçlı kullanıyorum. Neyse, gidelim.

Beraber sınıftan çıkıp bahçeye indiler. Demir'in aklına bir fikir geldi.

- Hadi müzik grubu kuralım.

- Sonra da bir albüm kaydedip piyasaya sürelim, albüm dört milyon satsın, sonra konserlerde kafa sallayalım. Küçükken sana söylenen "Hayallerinin peşinden koş!" sözüne fazla inanmışsın. Bu işler o kadar kolay değil.

- Sen bateri çalıyorsun, ben elektro gitar. Sesimin boru gibi olduğunu biliyorum, bir vokalist bulmamız gerekiyor. Bas gitaristi de bulursak... Denemekten zarar gelmez, değil mi?

- Denemekle zaman kaybedersin. Sadece dinle. Neden sadece tüketmek varken üreteyim ki?

- Sadece bugün. Sizin eve geleyim, biraz çalalım, eğer eğlenceli olmazsa hiç girmeyelim. Kaybedecek neyimiz var ki? Okuyup adam olmak için çok geç kaldık.

Yarım saat sonra Demir, gitarıyla beraber Mert'in evindeydi. Doğaçlama olarak çalmaya başladılar. Demir sonunda gitarı çalmayı bırakıp hırpalamaya başladı.

- Demir sakin! Elindeki şey otuz liraya alınmış sıradan bir gitar değil.

- Eğlenceli ama.

- Elindeki parçalandığında eğlenmeyeceksin ama. Grup ismi düşündün mü?

- Hayır.

- "Kaybolmuşlar". Nasıl?

- Sen ciddi misin? Grup kuruyor muyuz?

Demir'in heyecanı sesinden belli oluyordu.

- Bas gitarist ve vokal bulmamız gerekiyor.

- Yarın okulda şöyle bir baksak bulur muyuz acaba?

- Bizim okulda herkes metal dinliyor zaten. Biz de okulda en çok itibar gören insanlardanız, grup kurduğumuzu söylediğimizde insanlar gitaristlik için birbirlerini öldürecekler değil mi?

- Müzik hocasına sorsak, şöyle laflarken araya sıkıştırsak bas gitar çalan var mı bizim okulda diye... Olmaz mı?

- Olabilir.

Kısa bir sessizlik.

- Bira içecek misin?

- İyi olur.

Sonraki gün, Demir kantinde Müzik Öğretmeni ile:

- Hocam nasılsınız?

- İyiyim ne olsun. Sen nasılsın Demir?

- Ben de iyiyim hocam teşekkür ederim.

- Bir şey mi oldu?

- Bir şey olmadı, sadece sınıftaki bas gitarı kullanan var mı diye soracaktım.

- Var.

- Kim?

- Ben. Oradaki tüm enstrümanları kullanıyorum. Benim haricimde bir de onuncu sınıftan Melisa kullanıyor.

- Onuncu sınıftan Melisa... Şubesini hatırlıyor musunuz hocam?

- B şubesi.

- Peki piyanoyu sizden başka kullanan var mı?

- Piyanoyu 12-E'den Cenk, bağlamayı 9-D ve 9-A'dan Hüseyin ve Batuhan kullanıyor. Hepsinin kendi enstrümanları da var ayrıca. Başka öğrenmek istediğin bir şey var mı?

- Yok hocam. İyi günler.

- Sana da.

Muhabbet konusundaki tüm yeteneğini kullanan Demir, istediğini almış, ama bir şeylerin peşinde olduğunu çok belli etmişti.

İki kat yukarı çıkan Demir, 10-B'ye kendi sınıfına girermiş gibi girdi. Herkes ona baktı, Melisa ismi en çok yakışan kızı buldu:

- Melisa?

Kız başka bir kıza baktı. Baktığı kız daha çok Alev tipliydi. Onun yanındaki kız ise Pakize... Görünüşlerine göre insanların ismini tahmin etmeyi seviyordu. Doğru olmadığını da biliyordu.

- Melisa, seninle bir şey konuşabilir miyim?

- Tabii.

Zaman kazanması ve toparlanması gerekiyordu.

- Özel bir konu hakkında.

Koridora çıktılar.

MetalcilerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin