6

131 3 0
                                    

Aradan birkaç ay geçti, Mert ile Melisa'nın arası düzelmedi. Melisa artık durumdan iyice rahatsız olmaya başlamıştı. Mert en arkada durduğu için sahnede sürekli ona bakıyormuş gibi hissediyordu, bu da performansını etkiliyordu.

Sahnede olmadıkları bir gece barda kavga çıkmış, bar sahibi zarardan ve barın yerle bir olan itibarından barı kapatmak zorunda kalmıştı.

Başka bir barda çalmaya devam ediyorlardı. Daha sonra onlarla dalga geçen adamdan da teklif aldılar. Melisa "Yaşımızdan dolayı sizin barınızda çalamayız, üzgünüz" diyerek teklifi reddetti. Mert bu duruma sinirlendi, çünkü o bar onları üne kavuşturacak derecede bir bardı. Böylelikle ikisinin arası daha da açıldı.

Bir gün Mert'in evinde toplandılar:

— Bu kızdan nefret ediyorum! En iyi performansımı sergilerken hata yapıyor, en baştan başlıyoruz. Bir kere, iki kere neyse, ama hep böyle oluyor.

Demir Mert'e Melisa ile çıktığını söylememişti. Böylelikle Mert ona ne yapacağını daha önceden söylüyordu, o da onu sakinleştirip engel oluyordu. Yoksa Melisa ya da Mert'ten biri çoktan ayrılmış olurdu.

— Önemli olan sahnede hata yapmamak, hem burada ne kadar iyi çalarsan çal kimse seni alkışlamaz.

— Ne yani, hata yapmasın diye hep tekrar tekrar çalacak mıyız?

— Evet. Senin için de aynısı geçerli, benim için de. Üçümüz de en iyisini yapana kadar çalmalıyız. Melisa geliyor.

Melisa gitarını aldı, çalamadığı yerleri tekrar denedi, yine olmadı.

— Çalmayı bildiğinden emin misin? Sürekli hata yapıyorsun.

— Kolaysa gel sen çal!

— Bateriden kolay olduğu kesin.

— Bateri tescilli olarak en zor alet diye hava mı atmaya çalışıyorsun?

— Hayır, sadece senin yeteneksiz olduğunu anlamanı sağlamaya çalışıyorum.

— Bas gitardaki yeteneğim senin insan ilişkilerindeki yeteneğinden çok daha iyi.

Araya Demir girdi.

— Sakin olun ve çalın!

Çalmaya başladılar, üç saat sonra da dağıldılar. Demir Melisa'yı evine bırakıyordu:

— Tanışalı aylar oldu, ama o bana daha da kötü davranıyor! Ne zaman iyi davranmaya başlayacak, ölmeden önceki son anlarımızda mı?

— Üzme kendini, Mert'in ne peşinde olduğunu bilmiyorum ama yanlış yaptığı kesin.

— Demir ben artık dayanamıyorum. Her gün bana laf atıyor. Resmen gruptan ayrılmamı istiyor.

Ağlamaya başlamıştı.

— Gruptan ayrılma. Mert farkında değil ama sen bizimle çalabilecek tek kişisin.

Demir Melisa'ya sarıldı.

— Mutlaka başka biri bulunacaktır.

— Başka biri çıktığında sen yine grupta kalacaksın. Bu grup bu şekilde kalacak. Sınav için kopyaya ihtiyacın var mı?

Melisa gülümsedi.

— Konuyu dağıtmayı beceremiyorsun, bilmem farkında mısın.

— Tamam kopyalarını hazırlayım ben o zaman.

Ertesi sabah Demir kopyaları teslim etti. Demir'in artık kopyaya ihtiyacı yoktu, mezun olmuştu.

Demir birkaç şişe bira aldı. Eve gitti. Dün yaşananlardan sonra biraz ara vermeleri iyi olurdu.

Acıkmıştı, salata yapmaya karar verdi.

Uzun uğraşlar ve parmağındaki irili ufaklı otuzun üzerindeki kesikten sonra yaptığı vasat salataya hayranlıkla baktı. Sürekli fast food yiyen biri için fena sayılmazdı.

Parmaklarını sararken telefonuna mesaj geldi. Mert'ten.

— Bugün gelecek misin?

Mesaj yazmaya çalıştı, sargılar engel oldu. Burnuyla arama butonuna dokundu.

— Gelmiyorum.

— Neden?

— Salata yaparken parmaklarımı kestim, çalamam.

— Sen yine de gel, takılırız bizim evde.

— Gelmek istemiyorum.

— Sen bilirsin.

Mert kapattı. Şimdi en zor bölüme, burnuyla Melisa'ya mesaj yazmaya gelmişti.

İki dakika sonrasında mesajı zorla yaz(ama)mıştı.

— Okilfsn sonrs bwnim ebebgek.

— Düzgün yazabilir misin?

Buna devam edemezdi. Sargılarını çıkarmayı düşündü ama onları sarmak için harcadığı zamanı düşününce vazgeçti. Temel yetenekler açısından tam bir faciaydı.

Burnuyla ses kaydı butonuna dokundu, o şekilde konuşmaya başladı:

— Üzgünüm, parmaklarım sargılı, burnumla yazmaya çalıştım. Okuldan sonra bizim eve gel yazmaya çalışmıştım.

Yarım saat sonra Melisa geldi.

— Demir, sendeki nasıl bir akıldır? Burnunla yazmaya üşenmedin mi?

— Yapmak zorundaydım.

Melisa sargılara baktı.

— Sargı sarmayı bilmiyor musun?

— Hayır.

— Belli, sana düzgün bir sargı yapayım.

Melisa sargıları çözdü.

— Bunları nasıl yaptın? Resmen işkence edilmiş gibi duruyor.

— Yaptığım ilk salataydı.

— Bir daha da yapma.

O günü film izleyerek geçirdiler.

MetalcilerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin