5

138 3 0
                                    

Bir hafta boyunca toplanıp çalmaya devam ettiler. Etkileyici bir tanıtım videosu çektiler. İki hafta geçmesine rağmen kimse dönmedi.

Bir Cuma günü, Demir'i biri aradı.

— Demir Eroğlu ile mi görüşürüyorum?

— Evet.

— Ben Erhan Keskici, barıma gelmiştiniz.

— Evet, hatırlıyorum.

— Grubunuzu barımda çalacak seviyede gördüm. İsterseniz yarın akşam gelip ilk performansınızı sergileyebilirsiniz.

— Tabii, bunu diğer üyelere de bildireceğim. Tüm üyeler adına teşekkür ederim.

— Rica ederim.

Demir Melisa'yı ve Mert'i aradı. Bara gittiler. Bar sahibi ile ayrıntılar konuşuldu.

Ve sahneye çıktılar.

Sad but True ile açılış yaptılar. Araya Hell Awaits, Fear of the Dark, Fuck the System gibi şarkıları sıkıştırıp değişik ama güzel bir repertuvar çıkardılar.

İki gibi bitirdiler.

İlk iş için fena sayılmazdı.

— Sizi barımda tekrar görmekten mutluluk duyarım, çok güzel iş çıkardınız.

— Bize bu şansı tanıdığınız için teşekkür ederiz.

Parayı Demir aldı. Sıra parayı pay etmeye gelmişti. Telefonuna bir mesaj geldi. Mert'ten:

— Paranın bir kısmını ayır, Yarısını falan. Kalan parayı üçe bölelim, senin sakladığın parayı da kendimize alalım. Melisa pazarlığı kazancın yüzdesi üzerinden yaptı.

— Saçmalama, bu paranın hepsi üçe bölünecek ve herkes eşit pay alacak.

— Şurada birkaç gündür tanıdığın kız mı, ben mi? Sadece birkaç on lira.

— Sen neden birkaç on liranın hesabını yapıyorsun? Melisa da grubunun bir üyesi.

— Başka seçeneğimiz olmadığı için grubun bir üyesi.

— Ama bir üye ve önemli olan da bu.

Demir telefonu cebine koydu, Mert'e ters bir bakış atarak dolandırıcılık pazarlığının bittiğini belli etti.

Hep beraber Demir'in evine gittiler. Demir tüm parayı masa üstüne bıraktı. Kişi başı iki yüz lira.

Mert parasını aldı, kuru bir "İyi geceler." diyerek gitti.

— Mert bana neden bu kadar soğuk davranıyor?

— Yeni tanıdığı insanlara karşı pek sıcak değildir, zamanla geçer.

— Başka bir şey olmadığından emin misin? O bana nefretle bakıyor çünkü.

— Eminim.

Melisa inanmamıştı ama belli etmedi.

İki gün sonra tekrar toplandılar. Mert Melisa'ya sürekli bakıyordu. Melisa artık iyice rahatsız olmaya başlamıştı. Melisa lavaboya gittiği zaman Mert arkasından konuşmaya başladı.

— Bu kızı sevmediğimi açıkça belirtmek istiyorum. Sürekli bana bakıyor!

— Mert, sen de ona bakıyorsun, sen ona bakmazsan o da sana bakmaz.

Melisa geldiğinde bir şey demeden gitarını aldı.

İki saat çaldıktan sonra Mert gitti.

— Gerçekten anlamıyorum, ben ona ne yaptım!

— Zamanla geçer, seni daha iyi tanıması gerekiyor. İçecek bir şey ister misin?

— Su. Telefonunu verebilir misin? İnternetim yok da...

Demir telefonunu verip mutfağa gitti.

Melisa Demir'in telefonunu aldı, mesajlara girip Mert ile olan konuşmalarına baktı. Beklediği gibi onun hakkında konuşmuşlardı. Demir'in dediği gibi birbirlerini biraz daha iyi tanısalar sorun çözülecek gibi duruyordu. Ama bu süre içinde Mert ona yapmadığını bırakmayacaktı.

Mesajlardan çıkıp tüm kanıtları temizledi.

Demir iki bardak su ile geldi.

— Teşekkür ederim.

MetalcilerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin