Amari teyzenin bana seslenmesi ile uyandım.
" Dışarda seni bekleyen biri var " dedi.
Çok tuaf bu saatte dışarda beni kim beklerdi ki.
Bunu öğrenmek için dışarı çıktım, bide ne göreyim, beni bekleyen kişi Henry di.
ŞOK üstüne şok, onu buraya ne getirmiş olabilir di, bu saatte neden beni görmek istiyordu.
Şu halime bak daha üstümü bile değiştirmedim.
.......
- Neden buradasın.
+ Sanada günaydın 😊 .
- Üzgünüm, bu saatte seni görmek şaşırtı beni, ne diyeceği mi bilemedim biran.
+Haklısın, numaran olmadığı için arayıp, haber veremedim. Buraya
seni almaya geldim.-Almaya mı.?
+Erica' nın kesin emri , seni almadan dönersem, bütün yılı burnumdan getirecekmiş.
O yüzden gelmek zorundasın.- Neden gelmemi istiyor, bir sorun mu var.
+ Telaşlanma önemli birşey yok, Erica bu hafta sonu kamp düzenlemişti, seninde orda olmanı istedi.
- Ben gelmek isterdim ama...
+ İzin konusunda endişelenme, senin için amari teyzeyle konuşurum.
- Yok öyle birşey dil, daha önce kamp yapmadığım için yanıma ne alacağı mı...
+ Sen sadece rahat edebileceğin kıyafetleri al, gerisini ben hallederim.
- peki.
+ Seni burda bekliyor olucam.
........
Onun yanındayken bayılacak gibi oluyorum, nasıl etkilenmesin ki insan.
1.85 boy, beyaz ten, ela göz ve muhteşem bir vücut, Tanrının baya zamanını almış olmalı.
Amari teyzeden izin aldıktan sonra, hemen odaya geçip hazırlandım.
Eşyaları mı aldıktan sonra annemin bırakmış olduğu kolyeyi taktım, bundan sonra yanımdan ayırmayacaktım.
......
Arabaya bindikten kısa bir süre sonra, Erica ile buluştuk.
Diğerlerinin bizi orda beklediğini söyledi, bizde oyalanmadan yola koyulduk.
Uzun bir yolculuk ardından nihayet kamp alanına varmıştık,etraf, manzara muhteşem di. Bir ömür boyu burda yaşayabilirdim.
Kuş sesi,şelale'nin sesi, huzur vericiydi.
Ve
Biran önce hazırlıklara başladık, hava kararmadan çadırları kurup ateşi yakmalıydık.İş bölümü yapıldı, erkekler çadırları halledecek ve ateşi yakacaktı. Kızlarda yemeği hazırlayacaktı.
İş bölümü sayesinde işler kısa sürede bitmişti. Ateş yakıldı, yemek yendi, sıra ateş önünde oturup hikayeler anlatmaya geldi.
Henry ' le yanyana oturuyorduk, bu bir tesadüfmüydü...