İstanbul'da küçük bir kasabada yaşıyoruz, dünyaya geldiğim ilk gün annemler demiş benim oğlum mühendis olacak. Ama ben ise hiç ders çalışmıyordum, nefret ediyordum hatta dersten. 1. Sınıf öyle böyle gecti 2. sınıfta. İlk okul 3. Sınıfta okuyorum, hoca beni kaldırdı ayağa oğlum çarpım tablosunu ezberledin mi ben ise yok hocam vaktim olmadı dedim. Bu zamanlarda ise okulda hep hocalar öğrencileri döverdi bana o gün tokat attı, ben hayatımın ilk tokatını matematik hocası Cafer'den yedim bana çok koydu, geceleri rüyalarıma giriyor sabah uyandığım da o tokatın acısı. Aileme bile söyleyememiştim utancımdan, o tokattan sonra ben kendimi toparlamıştım ve o tokatı hazmedememiştim. Kendi kendime söz vermiştim, artık başarmam lazım ders çalışmaya başlamıştım. İlk dersimde çarpım tablosunu ezberlemek olmuştu.1 hafta sonra o hoca gene beni kaldırdı, sanki bana vurmaktan zevk alıyordu ben ise böyle bilmiyormuş gibi davranıyordum, oysaki okadar çalışmıştım ki çarpım tablosuna hocadan daha iyi bildiğime emindim. Bir hafta boyunca çarpım tablosuna çalıştım hoca kaldırdı beni tahtaya beni rezil edicek ve bana gene vurucak, herneyse sordu bana 7 kere 7 kac dedi ben bilmiyormuş gibi tavır aldım. sonra hoca tam bana doğru gelirken 49 dedim hoca sonra art arda sormaya basladi ben ise 1 saniye geçmeden hepsini söyledim. Hoca şaşırmıştı ne yapacağını bilememişti, sonra bana dedi sinirli bir sekilde gec yerine gözüm görmesin seni ben ise omuz silktim hic bir şey demeden geçtim yerime hoca kıpkırmızı oldu okulda sanki tek benden nefret ediyordu. Sonra ben her gün ders çalısmaya başladım. Derslerim de hep başarılıydım, hersene takdir alıyordum. Bir gün din hocası bana sordu dedi oğlum çok büyük başarı senin yaptığın, okulu 1.likle bitiriyorsun, ama sana sorum sen Kuran'ı Kerim'i 1 kere okudun mu hiç ?Ben daha 5. Sınıftayım dersten başka bir şey düşünemiyorum birden afalladım sonra dedim yok hocam dersten zaman bulamadım. Sonra hoca bana dedi e oğlum ozaman öteki dünyada bu derslerin hic bir faydası olmayacak sana. Benim cok kafam karışmıştı, eve gittiğimde hemen annemin yanına gittim dedim anne böyle böyle Kuran okumak ezberlemek istiyorum dedim. Annemin gözleri parladı tabi oğlum dedi bak oturma odasındaki dolapta Kuran i Kerim var bide cüz var ikisinde getir bana, ben koştum getirdim verdim anneme. Annem 1 haftada cüzü bitirtti bana öğretti, bende hevesliydim hemen ögrendim. Sonra Kuran'a geçtik 1 ayda da onu ezberledim bitirdim, her gün Kuran okuyordum, namaz kılıyordum, ama derslerimide aksatmıyordum.. Sisli bir kış günüydü ben yürüyerek evime doğru gidiyordum, sokağın köşesinde 3 4 tane serseri tipli çocuklar vardı, benim üzerime doğru geldiler, ben korkmuştum para ver dediler ben de yok dedim, zaten de yoktu. Sonra nasıl yok diye beni dövmeye başladılar. Ben hic birsey yapamıyordum hepsi bende büyük iri yarı çocuklardı cüzdanımı aldılar, telefonumu aldılar baktılar cüzdana bu ne lan? dediler attılar cüzdanı üstüme kaçmaya başladılar, sadece telefonumu almışlardı ben ise evin yolunu topallıya topallıya gitmeye devam ettim. Eve geldik annem ne oldu oğlum, kim yaptı bunu sana? Bende anlattım böyle böyle dedim ah oğlum benim günahsız oğlum benim dedi, yaralarımı sarmaya başladı. Yarını okula gidememiştim utanmıştım her tarafım yara bere içindeydi sonra ertesi gün mecburdum okula gitmeye derslerimi aksatmamam gerekiyordu. Ertesi günü gittim okula arkadaşlarım ne oldu sana? Sorular sormaya başladılar ben ise hiç böyle konuları konuşmayı sevmezdim ve hic birşeyde demedim yine normal okul günlerime geri dönmüştüm... Başarımda git gide artıyordu okulun 1. Siydim Hocalar artık bana başka gözle bakıyordu, seviyorlardı her teneffüs hocaların yanına gidip sorular soruyordum, okulun gözde ögrencisi olmustum artık son seneme gelmiştim lise sınavına çalışıyordum basımı dersten kaldırmıyordum, 7:24 ders çalışıyordum yine bir pazartesi günüydü 3. Dersteydik ders matematik harıl harıl soru çözüyordum. Sonra bizim rehberlik hocası beni çağırdı ben meraklanmıştım acaba ne diyecek diye. Oğlum dedi sakin ol dedi anneni hastaneye kaldırmışlar dedi hocanın onu demesinle ben kapıyı çarpıp koşmaya başladım! Hastaneye doğru deli gibi koşuyordum duraksamadan ama hangi hastane olduğunuda bilmiyordum öyle koşuyordum koşuyordum ağlayarak 2 3 hastane gezdim, sonunda buldum annemi babam perisan olmustu annem cok hastaydı kalp krizi geçirmişti durumu cok kritikti ben korkudan ölüyordum. Dualar ediyordum resmen yıkılmıştım doktor geldi babamın yanına cok zor bu durumu atlatması bir mucize olursa, şuan bitkisel hayatta bir belirti vermesi lazım ama hic vermiyor kendinizi herseye hazırlayın diye dedi babama. Günlerdir hastanedeydim ağzıma bir lokma bir şey koymamıştım annemin hayata geri dönmesi için Cenab-ı Allah'a yalvarıyordum. Doktor bidaha geldi yanımıza ve dedi durumu cok ciddi kurtulma ihtimali %1 bile degil ben ama inanıyordum annem beni bırakıp hiç bir yere gitmez günler gecti bekliyorduk bir ihtimal hala bekliyoruz hastanede sonra doktor çıktı ve....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Yolunda ki Talihsizlikler
Ficção AdolescenteKader bir insanın yüzüne hiç gülmez mi ? Aşk icin değer mi tabikide değer bu hikayede size anlatacaklarım gerçek Sevgiyi aşkı küçük çocuğun talihsizliğini aşkını başarısını hırsını anlatıcam size.