Sabah olmuştu. Hiç kalkmak istemiyordum. Kafamı yastığın arasına koydum. Uyumak istiyordum ama olmuyordu. Daha saat 7 idi. Ne işim vardı sabahın köründe kalkmaya!. Tekrar uyuyamayınca Hilal'in yanına gittim. Mışıl mışıl uyuyordu. Hayat ona güzel. Hem sevgilisi var hem de mutlu. Peki ya ben?. Mutsuzdum. Aşağıya indim. Salon darmadağınıktı. Gözlerimi ovuşturarak"amaan boşver nasıl olsa bir ara toplarım". Mutfağa gittiğimde Maviş'i masanın üstünde gördüm ve beni görür görmez ötmeye başladı. Sanada günaydın maviş. Bir bardağa soğuk su doldurdum. Yukarı çıktım ve Hilal'in yüzüne döktüm. Hemen yataktan fırladı. Ne yapıyorsun sen manyakmısın!. Niye uyandırıyorsun Deniz!. Saat kaç. Hilalcim saat 7. Neeeee! Saat 7 mi. Kızım sen kafayımı yedin. Sabahın köründe ne işin var. Ne yapayım Hilal ben uyandıysam sende uyanacaksın. Neyse ben aşağıya iniyorum kahvaltıyı hazırlayacağım. Sende üstünü değiştir aşağıya in. "Tamam" dedim gülerek Deniz'e. O aşağıya inerken ben üstümü değiştirdim ve telefona baktım. Emre mesaj atmıştı. "Günaydın meleğim". Sanada günaydın dedim ve emoji attım. Sabaha mutlu bir şekilde başlamıştım. Emre genellikle hep erken kalkar ve ben saat 10 veya 11 de kalkarım. Aşağıya indiğimde kahvaltı hazırdı. "Günaydın Denizcim" dedim. Kahvaltıyı yaptıktan sonra salona geçtik. Aman Allahım! Bu nasıl bir dağınıklık Deniz!. İyide Hilalcim biz dağıttık. Beraber. Artık sen toplarsın değilmi. Bir kahkaha patlattım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SALINCAK
RomansaKarşılıksız bir sevgi yüzünden depresyona giren bir kıza sadece ne iyi gelebilir? Bir çikolatamı? Tabiki de hayır. Onun için salıncakta sallanmak geçicide olsa mutluluk veriyor. Hayallerini sadece salıncakta iken kurabiliyor...