Bu sefer Barış'tan önce uyanmıştım. O melekler gibi uyuyordu. Şu iki gün boyunca yaşadıklarım unutulmazdı. Barış'ın saçlarıyla oynuyorum. Ya bu çok tatlı birşey ya. İnsan değil sanki aşk meleği. Yerim ben bunu. Hayır yeme beni. Ben seni yiyeyim olmaz mı?. Barış'ı uyandırdım sanırım saçını karıştırarak. 5 sene daha beklememiz gerek Deniz'im. Neden ki?. Evlenmemiz için şapşal. Evlendikten sonra başka bir eve taşınacağız tabi ki. İyi de buna gerek yok ki Barış. Bu evde veya benim evde yaşarız. Deniz açık açık söyleyeyim ben bu evde yaşamak istemiyorum bu evde kötü anılarım var ve çocuğumuzun burda büyümesini istemiyorum. O az önce çocuklarımız mı dedi?. Ne çocuğu Barış. Daha dur. Evlenmedik bile. Deniz artık benimdi. Sadece benim. İlk defa huzurlu bir şekilde uyudum. Neden sonsuza dek huzurlu uyumayayım?. Ben bu kızı seviyorum. Bu kız benimdir. Peki ya Berfin gibi telefonumu isterse?. Bunu ona sormalıydım. Deniz telefonuma bakmak istersen bakabilirsin mesajlara arama kayıtlarına falan. Barış saçmalama o senin özelin niye bakayım ki. Eminmisin?. Evet de niye sordun ki?. Genellikle kızlar böyle yapar ya. Ben senin o bildiğin "genel" kızlardan değilim canımın içi. Cidden de öyleydi. Önceden ne kadar kötü bir hata yaptığım yeniden aklıma gelmişti. Deniz kahvaltıdan sonra senin evine gidip eşyalarını alıcaz tamam'ı. İyide ben abime ne diyeceğim. Herşeyi açık açık konuşacağız. Saklayacak birşeyimiz yok. Hem senin kendi kararlarını verebilmen gerekiyor. Sonuçta benimsin... Tamam o zaman kahvaltıyı yapıp çıkalım. Hadi aşağıya o zaman. Ama ben abime nasıl açıklayacaktım. Gerçi abim o kadar sert bir insan değil. Bunu açıklamam zor olmaz ama önce yengemle konuşmam daha iyi olur hem anlatmama o da yardımcı olur. Deniz istediğin bir şey var mı?. Yok ya ben ne varsa yerim sorun olmaz. Buzdolabının açtığımda hiçbirşey yoktu. İyide Barış buzdolabı bomboş. Ya şeyy uzun bir süredir enes'te kalıyordum ondan boştur. İyi o zaman kalk gidiyoruz Barış benim eve. En azından dolap boş değil. Bekle Deniz telefonumu alayım. Ayakkabımı giyerken topuklarım şimdiden acımaya başladı. Neyse ki arabayla gideceğiz. Deniz hazırsan gidelim. Hazırım hadi gidelim. Arabanın torpidosunda bir fotoğraf vardı. Fotoğrafı görünce duygulanmıştım. Fotoğrafta ben, Barış, Emre ve Hilal vardı. Ya daha Hilal'in bunlardan haberi yoktu. Hilal'e uzun bir mesaj attım. Daha görmedi. Eve gelmiştik. Ben eşyalarımı alayım sen aşağıda bekle Barış. Tamam ben kahvaltıyı hazırlayayım madem. Dolabım baya bi dolu. İyisimi valizlerimin hepsini doldurmam lazım. Makyajlarım, ayakkabılarım,özel eşyalarımı... Hepsini zor da olsa 1 saatte anca toplamıştım. Geriye odada sadece dolaplar ve yatak kalmıştı. Odayı taşısaydım daha kolay olurdu. Aşağıya indim. Hadi Deniz açlıktan ölüyorum. Tamam tamam geldim. Ya bu çocuk aşçı falan mı olsaydı?. Benden becerikli yemin ederim. Kahvaltıyı yaptıktan sonra evime veda edip arabaya valizlerimi bagaja yerleştiriyorduk. En az 4 valiz vardı. Yerleştirdikten sonra alışveriş yapmaya gittik. Bak şimdi Barış sebze ilk önce alınması gereken yiyecek. Sonra ise temizlik malzemeleri falan almamız gerek çok iş var. Deniz ilk önce gitmemiz gerek başka birşey var. Beni bir fotoğrafçıya getirmişti. Bembeyaz bir odaya geçtik. Fotoğrafçıyla biraz konuştuklarından sonra Barış beni kucağına aldı ve gülümsememi istedi. Sonraki pozda birbirimize bakmamızı ve çok daha farklı pozlar. Odadan çıktıktan sonra. Barış konuşmaya başladı; şimdi yapboz, halı, yastık, bardak, albüm, büyük çerçeve ve t Shirt olsun. Ben adresi yazdım. Siz gönderirsiniz. Hala neden böyle yaptığını anlamamıştım. Aman boşver Deniz. Mutlu ol işte...
![](https://img.wattpad.com/cover/80330662-288-k380766.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SALINCAK
RomanceKarşılıksız bir sevgi yüzünden depresyona giren bir kıza sadece ne iyi gelebilir? Bir çikolatamı? Tabiki de hayır. Onun için salıncakta sallanmak geçicide olsa mutluluk veriyor. Hayallerini sadece salıncakta iken kurabiliyor...