Barış bana bu mesajı atmakla çok saçmalamıştı. Eskiden sürekli onu Berfin'e karşı uyarırdım. Ama şimdi sevgililer!. Beni üzmeyi ne kadar da çok seviyor beyefendi. Ve arama sebebini bile anlamadım. Kesin yine beni üzecek kahredecekti. En iyisi açmamaktı. Canım sıkıldı. Hilal'i arayamam o şu an Emre ile sinemada. Simay'ı arasam o Selman'la beraber. Acaba Enesi mi arasam. Tam bunu düşünürken yine Barış aradı. Biraz bekleterek açtım ve nazik olmalıydım;efendim Barış. Deniz seninle buluşmamız gerek. İnanmıyordum. Barış mı benimle buluşacaktı?.sonra Barış'a dönerek; buluşmamız için bir neden yok. Hayır var deniz yarın seni kapının önünden saat tam 2' de alıcam. Eğer gelmezsen kapını kırar öyle konuşurum. Tamam Barış düşünürüm. Görüşürüz. Bu rüya falanmıydı acaba?. Barış mı benimle buluşacaktı? Hemde gelmezsem kapımı kıracaktı. Fazla umutlanmamalıydım. Herhalde özür falan dileyecekti. Sabah oldu. Kalkmaya bile üşenmiştim. Ama saate baktığımda saat 12.30 olmuştu. İyide bugün Barış gelecekti!. Hemen yataktan zıplayıp elimi yüzümü yıkadım. Suratım şişmişti. İğrenç görünüyorum. Hemen krem sürdüm. Biraz makyaj yaptım. Kahvaltı yapmamıştım. Hemen aperatif birşeyler hazırlayıp yedim. Saat 1.30 olmuştu. Barış'ın gelmesine yarım saat kalmıştı!. Hemen salonu düzenledim. Ve saçımı dağınık topuz yaptım. Din don! Kapı çalıyordu. Ama ben pijamalarımla duruyordum. Barış'ın karşısına böyle mi çıkacaktım. Kapıyı açtım ve; Deniz niye üstünü giymedin, dışarıda konuşacaktık. Ama benim canım dışarıda konuşmak istemiyordum. Barış ne konuşacaksak burada konuşalım. Peki sen bilirsin.
*********************
Barıştan
Deniz 'in bu yaptığına hala anlam verememiştim. Niye hala pijamaları ile duruyordu. Ama aslında fena sayılmazdı. Toz pembe pijaması onu çok tatlı gösteriyordu. Her neyse. Konuşmaya başladım; bak Deniz benim bunu sana geç söylediğim için özür dilerim.
Açıklamaya gerek yok Barış ve kimi sevdiğin beni ilgilendirmiyor. Deniz ağlayarak gittin farkındamısın?. Ee Barış davetiyenizi ne zaman gönderirsiniz? İsterseniz nikah şahidiniz ben olayım ha!. Deniz beni bir dinle!. Ya ben senin neyini dinleyeceğim!. Sırf beni üzmek için söyledin dimi! Sen git Berfin le ilgilen beni üzdüğün yeter!. Deniz biz ayrıldık tamammı. Bundan banane Barış! Başkasını bulursun sen. Deniz ben sırf senin mutluluğun için ayrıldım! Sırf senin için!. Ağlamaya başlamıştım. Hıçkırıklara boğulmuştum. Tamam Deniz sakin ol. Dedi ve sarıldı. Hemde sımsıkı. Ben ise onun kollarında ağlıyordum. Uzun bir süre birbirimize sarılmış bir şekilde duruyorduk. Ağlamayı bırakmıştım ama yürüyecek halim kalmamıştı. Oracıkta yere düştüm. Herşeyi görebiliyordum ama konuşamıyordum. Barış beni kucağına almış odama çıkarıyordu. Çok mutluydum. Ama gülecek mecalim kalmamıştı. Beni yatağıma yatırdı ve üstümü örttü. Saçlarımı geriye attı. Ve tekrardan konuşmaya başladı. Sana bağırdığım için özür dilerim, kendimde değildim. Tam o an boynundaki kolyeyi gördüm. Benim aldığım kolyeydi. Sonra Barış yanıma yattı. Benimle uyuyordu. O uyuyana kadar uyumuş numarası yaptım. O uyuduğunda ise sabaha kadar onun uyuyuşunu izledim..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SALINCAK
RomantizmKarşılıksız bir sevgi yüzünden depresyona giren bir kıza sadece ne iyi gelebilir? Bir çikolatamı? Tabiki de hayır. Onun için salıncakta sallanmak geçicide olsa mutluluk veriyor. Hayallerini sadece salıncakta iken kurabiliyor...