1. BÖLÜM

239 17 4
                                    

Mezun olalı tam bir yıl olmuştu ve ben hala evimde tavanları izliyorum. Bu durumdan yeterince sıkılmış olsam da yapacak hiçbirşeyim yok çünkü yaptığım onca iş başvurusundan geri dönüş olmadı. Bugün son bir iş görüşmesine gideceğim. Sonuç digerleri gibi olursa, ne yapacağımı hiç bilmiyorum. Dört sene boyunca iç mimarlık okuyup, mezun olduktan sonra iş bulamamakta neydi? Ailem başarılı bir iç mimar olacağımı düşünürlerken, iş bulamamama üzülüyorlardı. Yapacak hiçbir şeyim yoktu.
Sıcacık yatağımdan kalkmadan, komodinin üzerinde olan cep telefonuma uzandım saate bakmak için o ara gelen maillerim gözüme çarptı. Açıp hepsini okudum, tam da tahmin ettiğim gibiydi işte. Hepsi olumsuzdu iş başvurularımın.
Bugün şansımı 'Yıldırımlar Mimarlık'ta deneyeceğim. Hayatın neler getireceği belli olmaz. Yine bir umut... Cep telefonumla işim bittikten sonra komodinin üzerine geri bıraktım. O sırada yatağımdan kalkmam için seslenen Duygu'nun sesiyle ilkildim.
"Kalksana o çakıldığın yataktan Gizem! Geç kalacaksın!"
Evet, haklıydı. Yatağıma çakılı kalmayı seviyorum. Yani en azından uyanıp yataktan çıkmamayı. Ama bugün böyle birşey yapmaya hiç niyetim yok, çünkü önemli bir iş görüşmem var. Ve geç kalmaya hiç niyetli değildim açıkçası.

Kalktım mis gibi yatağımdan, gardırobumun kapağını açtım ve dakilarca ne giysem diye düşünmeye başladım.
Elime iki parça elbise alıp üzerime giyindim ve Duygu'yu odama çağırdım.
"Duygu bir gelip baksana, hangisini giyeyim?"
Odama gelmeden ve üzerimdekini görmeden seslendi bulunduğu yerden.
"Siyah diz üstü etek, üstüne de beyaz gömlek giyin ve yanıma gel. "
Bu neydi şimdi? Etekle mi gidecektim oraya? Evet, belki benim tarzım değildi, ama sonuçta bu bir iş görüşmesiysi ve uygun giyinmeliydim.

Eteği ve gömleği bir çırpıda üzerime geçirdikten sonra Duygu'nun yanına gittim.
"Nasıl olmuş?"diye sordum merakla.
"Resmi ve tam da olması gerektiği gibi olmuş bebeğim, altına da siyah topuklu ayakkabıları giydinmi tamamdır."
Ayakkabılarımı da giyip geldim, elime bir çanta verdi ve beni kocaman öpüp, şans diledikten sonra evden gönderdi.
Arabama binip, kendime güvendiğimi bir kere daha anımsayıp Yıldırımlar Mimarlık'ın yollarına koyuldum.

YALNIZ DEĞİLSİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin