7.BÖLÜM

122 9 8
                                    

Oldukça güzel bir oda hazırlatmıştı bana Demir bey.
Her gördüğümte teşekkür ediyordum kendisine. Sonuçta beni kimse işe almazken o işe almıştı.
Sahi? Neden beni kimse işe almamıştı bu kadar başarılı iken?
Tabi ki ya böyle güzel bir şirkette çalışayım diye. Onların şirketlerine mi kaldım ben koskoca İç Mimar Gizem Altınsoy?
Egomu da tatmin ettikten sonra çalışmaya devam ettim.
Yapılacak birsürü iş vardı ve ben kendi kendime konuşuyordum.
Oldukça saçlamış bulunmaktayım kusura bakmayın.
Yine yoğun bir şekilde çalışıyorum haliyle, koskoca şirkette iki tane iç mimar olunca.
Ben böyle dalmış giderken telefonun sesiyle irkildim...
Arayan tabiki Duygu'ydu.
"Ne yapıyorsun bebek?"
"Çalışıyorum aşkım, sen ne yapıyorsun? "
"Bende çalışıyorum işte hastane yoğun. "
"Kolay gelsin canım,öptüm. "
"Görüşürüz canım."
Duygu'nun sesi daha bir neşeliydi, nr olmuştu acaba? Akşama öğrenecek olmanın rahatlığı ile bu konuyu da bir kenara attım..
Oldukça yoğun şekilde çalışıyorduk Pars Bey ve Ben. Odalarımız da yan yanaydı.
İç Mimar Gizem Altınsoy ve Pars Yıldırımlar büyük bir projeye imza attı... Flaş flaş flaş..
Manşetlerde biz..
Ben hayallerime devam ederken, tıklayan kapıya çevirdim gözlerimi ve içeriye girmesini söyledim...
İçeriye giren kişi Pars Bey'idi.
"Buyrun."Dedim biraz tedirgin bir sesle.
Pars Bey de oturduktan sonra hemen söze girdi.
"Gizem hanım, biliyorsunuz ki işlerimiz sizinle baya yoğun. Bu nedenle sizden birkaç gün iş saatinizden sonra mesaiye kalmanızı rica edecektim. Tabi ki ek maaşınız ile birlikte."
Bugün Gizem'in doğum günüydü ama o bunu Pars Bey'e söyleyemezdi. Ne diyecekti? Bugün benim doğum günüm ek mesaiye kalamam mı? Saçmalamasındı.
"Tabi Pars Bey, zaten yoğunluğun farkındayım. "
"İyi o zaman akşam görüşürüz Gizem Hanım. "
Resmen adamın teklifini kabul etmiştim. Bir kaç gün başbaşa mesaiye kalacaktık. Ama kabul etmesem de olmazdı. Sonuçta adam iş için mesaiye kalalım dedi. Zaten ek maaş da verecekti. Sorun olacağını düşünmüyorum. Yemek arası verip dışarı çıktım. Duygu'yu aradım. Birkaç çalıştan sonra telefonu açtı.
"Neredesin Balım?" dedim açar açmaz.
"Yemeğe çıkıyorum canım ne oldu? "
"Birşey yok, buluşmamız lazım."
"Tamam hastanenin ordaki kafeye gel. "
"Peki orada görüşürüz. "
Kafeye geldiğimde masalara göz gezdirip Duygu'yu aradım.
Bulunca da bulunduğu masaya doğru yöneldim. Masaya yaklaşmamla Duygu ayaklandı.
"Hoşgeldin, otur anlat bakalım birşeyler var sende."
Hemen anlamıştı işte birşey olduğunu.
Evet birşey olmuştu hemde olay birşey.
"Duygu Pars Yıldırımlar bana ek maaş ile birlikte mesai teklif etti bende kabul ettim."
"İlk haftadan ne mesaisi bu kızım? "
"İki tane iç mimar varya hani koskoca şirkette o yüzden yoğunluk var, seri çalışmak lazımmış falan filan. "
"Ha o zaman diyecek birşey yok, ek maaş da verecekmiş zaten kal mesaiye. "
İçim biraz da olsa rahatlamıştı.
"Eee sensen ne haber? "
Duygu biraz tedirdin gözlerle bakıyordu bana sanki söylemek istediği birşey varda söyleyemiyormuş gibi.
"Gizem benim sana birşey söylemem lazım."
İşte anlamıştım birşeyler olduğunu.
"Söyle Canım."
Derin bir nefes aldı Duygu, sonra da konusmaya başladı.
"Hastaneye yeni bir doktor geldi, bizim bölümde."
"Eee... "
"Eeesi biz konuşuyoruz işte. "
"Nasıl konuşuyorsunuz? Adı ne?
Duygu kıvrana kıvrana konuşuyordu benimle. Neden daha önce anlatmamıştı?
"Adı Alper, yaklaşık iki hafta oldu çıkmaya başlayalı. Yani sana söyleyemedim çünkü... "
Neden söyleyemedi ki bana böyle birşeyi? Neden yani?
"Çünkü be Duygu? Çünkü ne?"
Yutkunarak devam etti Duygu konuşmaya.
"Ya eğer biz evlenirsem, sen yalnız yaşayacaksın yani zaten sen yalnız yaşayamazsın diye biz birlikte kalıyorduk. Şimdi bizim ilişkimiz ciddi olursa sen ne yapacaksın? Sana bunu yapmak istemiyorum anlıyor musun?"
Beni mi düşünüyor du bu akıllı?
Benim mutluluğum için kendi mutluluğunu mu hiçe sayacaktı?
"Canım benim sen hayatına bak, beni boşver. Elbet birgün ya ben, ya sen ikimizden birisi evlenecekti ve diğeri yalnız yaşayacaktı.
Eğer sen böyle birşeye adım atacaksan neden sana engel olayım? "
Duygu'nun yüzü gülmüştü bu son dediklerimden sonra.
"Seni seviyorum Canım Dostum. "
Diyerek bana sarıldı.
İyiki böyle bir dostum vardı.
İyiki Yalnız Değildim.

YALNIZ DEĞİLSİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin