2)Derin Todd

249 25 2
                                    

Pinokyo, BİR YALANCIYDI.

Pamuk Prenses, 7 ERKEKLE BERABER YAŞIYORDU.

Tarzan, YARI ÇIPLAK DOLAŞIYORDU.

Robin Hood, BİR HIRSIZDI.

Uyuyan Güzel, kendisini öpen BİR YABANCIYLA EVLENDİ.

Cindirella, kendisine verilen süreyi aşıp EVE GEÇ DÖNDÜ.

Suçlanamazdık, aykırı davranmak bize küçük yaşta öğretilmişti.

Bence aykırılık sadece bunlar da değildi. Aykırılık bir şeyi, yanlış yerde, yanlış zamanda yapmaktı.

O yaptığınız şeyin iyi veya kötü olduğu bakış açısına göre değişebilirdi elbet. 

Bana dik dik bakan Erdal'a soru soran gözlerle baktım.

Biri arkadan onun omzuna dokunup "Yeni gelen. Artık bir sıra arkadaşın var." dedi ona. 

Çocuk sertçe "Dip benim."

Ona yüzümü bile dönmedim.

"Dilini mi yuttun kızım? Zorla kaldırmak zorunda bırakma beni."

"Hadi kaldır bakalım." dedim sonunda. Herkes bize bakıyordu. Sesimin güçlü çıkmasına sevinmiştim.

Erdal sırıtıp herkese seslenircesine "EMOMUZ KONUŞABİLİYORMUŞ" diye kahkaha attı.

"Ben de böyle bir hayvanın konuşabiliyor olmasına şaşırmadığımı söylesem yalan olur." dedim.

Sınıftan bir OOOVVVV uğultusu çıktı. Ama bu beni desteklediklerinden dolayı olmamıştı. İŞTE ŞİMDİ SIÇTIN'ın OV'lamasıydı. Daha sıçtığım noktaya gelmemiştik. Bileğimden tutup kaldırdı beni.

"Sözümü dinlemeliydin." dedi sertçe.

"Bırak beni."

Bırakmadı. Güç gösterisi yapıyordu.

O anda gözüm sıramın üzerinde duran çantamın içindeki parlayan şeye kaydı. Küçük makas bana öylece bakıyordu. Yanımda çakı taşımamam gerektiğini öğrenmiştim. O zamandan beri bir kıza uygun olarak yanımda küçük bir makas taşırdım.

Sonra olaylar benim farkındalığım dışında gelişti. 

Ama her nolduysa, bi sonraki sahnede makaslı elim onun yüzünün önünde duruyordu ve o uzun saçlarında dikkat çekici bir yamukluk vardı.

Onun saçını kesmiştim.  Bana büyümüş ve şok olmuş gözlerle bakıyordu. Herkes susmuştu.

KENİMİ NE SANIYORDUM Kİ BEN JOHNY DEPP'İN SWEENEY TODD FİLMİNDEKİ KATİL BERBER DEĞİLDİM! DERİN TODD MUYUM BEN?

Sonunda arkadan bir ses "Oha kız Erdal'ın saçını kesti!" dedi. Bu benim için Start! işaretiydi. Uyanmışlardı. Bileğimi onun elinden kurtarıp, çantamı kaptığım gibi fırladım. 

Koridorda koşarken 'Neden o makası onun o lanet yüzüne saplamadım ki?' diye düşünüyordum.

Okulun arka bahçesine kaçtım. Teneffüs bitmiş olmalıydı, peşimden gelemezlerdi, diye umuyordum. Nefes nefeseydim.

"Saklanma konusunda tam bir beceriksizsin." 

Korkuyla arkama döndüm, nefesimi toparlama çalışıp "Bana iki gün ver, sana gizli geçit bile bulurum." dedim soğukça.

Bana mı öyle geliyordu yoksa Erdal daha mı sakin görünüyordu?

"Resmen saçımı kestin."

"Sinirime gidiyordu."

Yanımdaki ŞeytanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin