deli rüzgar, zır deli mavi

1K 84 6
                                    

bayadır yokum ortalıkta, yani mavi rüzgar da yokum:)))) umarım daha sık görüşürüz, yorum ve votelerinizi eksik etmeyin canlarım.....

sizleri seviyorum......sibel......



MAVİ.......

araba hızla yol alırken fark ettim ki mide bulantım yerini ince bir sızıya bırakmıştı yanımda oturan ve direksiyonu olanca gücüyle sıkan çocuktan ilk kez korkuyordum, daha önce onu bu kadar kızgın ve sinirli görmemiştim, 

dudaklarımı oynatıyordum ama ses tellerime bir şey olmuştu sanki sesim çıkmıyordu, 

''ne, ne var'' dedi kıpırdadığımda bile ne söyleyeceğimi ne yapacağımı biliyordu, 

biz beraber büyümüştük, nerdeyse her anımız beraber geçmişti hala da geçiyordu aşık olduğum onsuz nefes alamayacağım çocuktu o, herşeyimi bana herşeyimi veren aileme sırtımı döneceğim çocuktu, cesurdum, belki de onun asla olmayacağı kadar cesurdum, 

''bir daha arkanı toplamayacağım mavi bu son''

''sana arkamı topla diyen olmadı rüzgar, hem sen neden geldin ha gecemi mahfettin'' dediğimde eğer emniyet kemerim takılı olmasaydı ön camdan yola fırlayacaktım yaptığı ani frenle 

''deli misin sen be napıyorsun'' dediğimde birden ensemde ki saçlarımı asılıp beni hızla kendine çekti, ahhh lanet olsun bu kadar yakın olmak,

''deliyim mavi deli, duydun mu beni, yanında çevrende yüz metre ilerinde gerinde hemcinsim olan birini daha görürsem sana da ona da kan kustururum bilesin'' dedi , tek kelime etmeye cesareti olan varsa buyursun etsin, geceden daha karanlık gözlerinin dehşet saçan görüntüsü kanımın damarlarımda donmasına neden oldu, 

kıskanıyordu beni, ama kafam karışmıştı, abim olarak mı kıskanıyordu beni, yoksa....hayır ümit etmeye cesaretim var mı ? hayır, 

ellerini tuttuğu saçımı ittirerek beni nerdeyse kapıya yapıştı, 

''tek kelime edeyim deme ses tellerini koparırım'' dedi, sanki kolaydı konuşmak, 


eve geldiğimizde, tüm evin ışıkları kapalıydı, ikimizde olabildiğince sessizdik,  annemle babamın uyandığını ve bizi bu halde görmelerini ikimizde istemiyorduk, ve merdivenleri çıkarken parmak uçlarımıza basıyorduk, küçücük merdivende parmaklarımız birbirine değerken yürümek uçmakla eş anlamlıydı, 

''git yat ve bana bir daha karşı gelirsen hiç tanımadığın bir rüzgarla karşılaşırsın'' dedi merdivenin son basamağında durmuş biribirmizin gözlerine bakıyorduk, ben geceden daha siyah gözlerine bakmaya doyamıyordum

''karanlığı aydınlatan şu lanet mavi gözlerine dua et nasya.....yoksa'' dediğinde tüm cesaretimi topladım, artık kabul edelim, ona deliler gibi aşığım ve oda bana kayıtsız değil, 

''yoksa'' dediğimde kollarımı tutup arkamda ki duvara vurdu beni, ama sert değildi, zaten küçücük olan merdivende bir  daha yaklaştı bana, hadi rüzgar, öp beni, kurduğum bir hayali daha gerçekleştir, öp beni

''beni kışkırtma'' ne olur rüzgar öp beni, duymuyor musun ? çığlığımı lanet adam, 

''beni'' dokunmalıydım ona dokunmalıydım, ne olacaksa olsun, dedim kendime ve zaten yakın olan bedenlerimizi unutup dudaklarımı ona yaklaştırdım, bir kaç santim sadece bir kaç santim, önce o kapattı gözlerini, hazırdı onu öpmemi istiyordu, 

MAVİ RÜZGARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin