17

1.1K 81 11
                                    


elimden geldiğince sizlere zaman ayırmaya çalışıyorum ama kafamı kaldıracak halim yok üzgünüm, felaket bir grip halindeyim, 

kısa bir bölüm ama idare edin olur mu canlarım, teşekkür ederim her şey için, 

sizleri seviyorum, sibel.....


RÜZGAR.....


oynuyordu benimle, kedinin fareyle oynadığı gibi oynuyordu,  farkındaydım, her şeyin farkındaydım, sırf beni delirtmek için yapıyordu her şeyi, ama kendime de engel olamıyordum, 

onu orda bırakıp kendimi sınıfa attığımda hoca çoktan sınıfa girmişti, özür dileyip yerime oturduğum da efsun ve atanın göz hapsinde olduğumu gördüm, ne var der gibi ataya baktığımda efsunun da gözlerini gördüm, meraklıydılar, 

ders boyu hocanın söylediği tek bir şeyi bile anlamadım, delirecek gibiydim, vücudumda ki oksijen seviyesi onun kokusu sayesinde sıfırın altına düşmüştü, ona dokunan ellerim hep o kokuyordu, lanet olsun, ders boyu ellerimi burnumdan bir an olsun ayırmadım, 

zil çaldığında, kendimi sıkma dersim de son bulmuştu, 

''kantine gidelim mi?'' dedi efsun, yanıma gelip oturduğunun bile farkında değildim, olur der gibi başımı salladığımda sınıftan çıktığımız da koridorda onu gördüm, duvara dayanmış ellerini kalçalarında birleştirmişti, ve efsunun koluma giren ellerindeydi gözleri, 

o mavi yangın gözleri her yeri ateşe verebilirdi, beni diri diri yakan, aşkımın ateşi o gözlerdi, 

''konuşabilir miyiz?'' dedi sadece bana bakmaya çalışıyordu ama gözlerini kollarımda ki elden ayırmıyordu, bu ikisi arasında ne vardı bilmiyordum ama efsunun elini kolumu bir mengene gibi sarmıştı, 

''sonra mavi efsunla beraberim gördüğün gibi'' dedim, onu mahvetmek kırmak adına bile olsa bunu efsunun gözlerine bakarak söyledim, 

ahhh efsun, hayatımda mavi olmasaydı seveceğim tapacağım tek sen olurdun ama üzgünüm hayatımda mavi var, ve ben 5 yaşımdan beri ona aşığım, seni kullandığım için üzgünüm, 

efsunun gülen gözlerine bakarken karşımda ki kız parçalara ayrılmış gibiydi, ve kırılan her parçasının sesi kulaklarımda yankılanıyordu, üzgünüm mavim affet beni, 

''evde konuşuruz'' dedim ve maviye bakmamaya özen göstererek iki adım attım

''akşam evde yokum onu söyleyecektim'' dediği an yer çabuk kuruyan çimento gibi ayaklarımı durdurdu, ne diyordu lan bu, 

''haber verdiğin için saol'' dedim, umursamaz bir şekilde, nereye gidecekti, kiminle gidecekti, daha dün akşam onu bir aptallıktan kurtarmışken, hala nasıl gece dışarı çıkıcam diyordu, 

bacaklarını kıracağım eninde sonunda, oda rahat edecek bende.....

onu arkamda bırakıp efsunla kantine gittiğimde, yerimde duramadığımı fark ettim, o zillinin ne bok yediğini bu akşam nerde kiminle olacağını bilmeden rahat etmeyecektim, 

elimde iki tane çayla efsunun oturduğu masaya giderken, kantinin kapısında girenlerle gözlerim karardı, elimde ki çayı döküyordum nerdeyse, 

enes....... mavinin çocukluk arkadaşı daha doğrusu çocukluğundan beri maviye aşık olan çocuk defarlaca tekme tokat girdiğim çocuk, bu çocuk yüzünden, onu yaptıklarımdan yüzünden annemle babama çok sorun çıkarmıştım, bu salak bu okulda okumuyordu, ama şimdi mavinin gülen gözlerinin onun gözlerinde olduğunu görmek, 

MAVİ RÜZGARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin