16. Bölüm Under The Night

475 40 7
                                    

Bir zamanlar en güvendiğim insanın bugünse hayatımın en kötü şeylerini yaşatmasıydandı tüm öfkem.
"Benimle her ne konuşmak istiyorsan bu geceki düzenlenen törenin arka çıkış kapısında buluş."
-J

Klasik kırmızı halı yürüyüşü, kameralara mutlu pozlar verme, sırıtma girişimlerimi tamamladıktan sonra elbisemin eteklerini toparlayıp eğlencenin olduğu mekana doğru ilerledim. Yakın arkadaşlarımın bir kısmıda buradaydı içerde muhtemelen benim gelmemi bekliyorlardı.
Çılgınca eğlenen muhteşem ekibimin yanına gittim ve onlara bakıp hepsini selamladım ve gülümsemeye çalıştım. Lanet olsun ki şu son zamanlarda gerçekten gülemiyordum bile, mutlu değildim beni sürekli karamsarlığa çekip duran bir şeyler vardı. Bir şeyler... Ah tabi
Justin. diye sessizce mırıldandım.
İçkimden bir yudum alıp telefonumdan saate bakarken tam o sırada gözlerim kapının girişine takıldı.
Bu kız kesinlikle insan nasıl bu kadar yüzsüz olabilir sorusunun cevabıydı. Aynı gün içersinde sevgilisinin eski sevgilisiyle buluşup bilerek olmasa da öpüştükleri fotoğraflar görmesine rağmen Justinin'nin dibinden ayrılmıyordu. İşte buna gerçekten gülebilirdim ama sadece somurtmakla yetindim.
Gerçekten acizdi.
Gece boyunca bir daha ona hiç bakmadım, görmedim de. Nasıl başlayıp bittiğini anlamadığım After Party'de tek yaptığım yanıma gelen insanlara sahte gülücükler saçarak fotoğraf çekinmek olmuştu. Gülmeye çalışıyordum ama aslında o kadar mutsuzdum ki.... Herkes yavaş yavaş dağılırken bende çıkışa gitmeden önce kesinlikle lavaboya uğramalıydım.
Elbisemin uzun eteği ve yüksek topuklu ayakkabılarım kesinlikle bu merdivenleri çıkmak istemiyorlardı. Bir kaç kadeh bu kadar sarhoş edemezdi ama bir anlığına, sadece bir anlığına başım döndü dengemi kaybettim ve düşecek gibi oldum. Düşsem kesinlikle rezil olmuştum, neden bu lanet olası merdivenleri buraya koyuyorsunuz ki?!
Yerden destek alarak kalkmaya çalıştım ama sanırım ayağımı burkmuştum büyük bir şey değildi ama sinir bozucuydu, sabahki konuşulanlar hala aklımın içinde dönüp duruyordu ve bu beni yiyip bitiriyordu bu yüzden hiçbir şeye konsantre olamıyordum. Ah harika! Lanet olası! Bir bu eksikti, gerçekten! Topuğum kırılmıştı, şans bugün hiç benden yana değil.
Ah aptal Selena neden arkadaşlarınla destek alarak çıkmak varken tek başına şu sikik merdiveni çıkmaya çalışırsın ki?  Apar topar ayakkabılarımı çıkarıp elime aldım ve lavaboya gittim. Aynada kendime baktığımda her an ağlayabilirdim. Hayır topuk yüzünden değil.
Justin senden nefret ediyorum, bana gizli gizli acı çektirişinden nefret ediyorum! Nefret, nefret, nefret!
İstemsizce akan gözyaşlarım göz makyajımı dağıtıyordu ve bu iğrenç görünüme sahip olmamak için peçeteyle göz altlarımı sildim ve yüzümü kuruladım. Dağılan rujumu düzelttikten sonra kendime aynada bir kere daha baktım ve güçsüz bir kadın gördüm. Sen bu değilsin Selena, bu değilsin ağlayan acı çeken kadın olmamalısın....
Lavabodan çıkıp çıkışa doğru ilerledim, Justin'nin attığı mesajı ve buluşma kısmını çoktan unutmuştum elimde topuklu ayakkabılarımla sinirle soluyordum. Arkadaşlarım çoktan gitmişti, keşke onlarla gitseydim çok büyük aptallık ettiğimi başıma gelen rezilliklerden sonra anlıyordum.

"Selena."

Birinin bana seslenişi üzerine arkamı döndüm. Etrafta kimse kalmamıştı. Tanıdık bir sesti.
"Justin?"
Buraya doğru geliyordu, hiç modumda değildim zamanıda değildi. Ama o sanki inadına bana adım adım daha çok yaklaşıyordu. E sonra dibimde bitiverdi tabi.

"Git buradan."

"Benimle ne konuşacaktın?"

"Hiçbir şey. Git buradan ve bir daha gelme. Konuşma işini unut."

Alayla gülümsedi.

"Ne yani bir şey konuşacağız diyorsun sonrada git diyorsun. Çocuk muyum ben? Beni yanına sadece görmek için mi çağırdın yoksa?"

"Görüşmeyeli egon pek büyümüş."

"Ne konuşacaksak söyle artık beni daha fazla oyalama Gomez."

Sinirle burnumdan soluyordum. Dikkatlice yüzüne bakınca bar gecesi olanlar ve evime geldiği gece dudaklarımızın birbirine değişi geldi. Buydu beni bitiren. Ölmüş bir aşkın tekrar yaşamasını istemek.

Hala burnumdan soluyordum ve sinirle yüzüne karşı bağırdım.

Yüzünü buruşturup gözleriyle baştan aşağı beni süzdü. Bu rahatsız ediciydi.

"Demek hiçbir şey konuşmayacaktık."

"Uzatma ve artık aptal sevgilinin yanına dön."

"Bundan sonra beni ne için olursa olsun yanına çağır gelmeyeceğim, özlediysen açık açık söyleyebilirsin."

Hay senin egonu sikeyim ben.... Alayla gülümseyerek suratına baktım.

"Çağırmadığım zamanlarda gelmiştin ne çabuk unuttun Biebs."

Selena 1 Justin 0.

"İkisinde de sarhoştum, kendimde değildim."
Bunu söylerken gözlerini kaçırması... Tamam sarhoş olduğunu biliyordum ama istemese bunu yapmazdı.

"Her yanıma gelmek istediğinde içiyor musun? Daha sonra "sarhoştum, kendimde değildim bahanesini kullanmak için?."

"Kesinlikle sende benimle buluşmak istediğinde daha iyi bahaneler bulmalısın."

"Seninle buluşmak isteyen kim?"

"Selena Gomez."

Sinir kat sayım git gide artıyordu ve kesinlikle her an ağlayabilirdim. Ama onun karşısında bunu yaparak gittikçe iğrenç bir hal almış egosunu tatmin etmemek için kendimi sıkıyordum.

"Bu bir buluşma değil sadece o aptal suratını bir daha görmek istemiyorum?"
Söylediklerim karşısında bir kaç saniye manasızca suratıma bakıp daha sonra benimle alay edercesine gülmeye başlaması... Evet, bardağı taşıran son damla olmuştu.
Kendimi daha fazla tutamadım ve buluştuğum aptal sarışın sevgilisinin söylediği cümleler kafamın içinde dönüp durmaya başladı ve sağ yanağına tokat attım.
"Bu beni o bar gecesi benimle oynadığın aptal oyunun içindi."
İlk defa böyle bir şey yapmıştım ve gözlerim dolu dolu kırgın ve sinirli bir ifadeyle ona bakıyordum.
"Benden artık uzak dur."  Son cümlemi iğnelercesine üstüne basa basa söyledim ve arkamı dönüp yürüdüm. Kalbim kesinlikle paramparçaydı.
***
Selammmm
Yine hüzünlü ve dramatik bir bölümle karşınızdayım
Yeni bölüm için aylarca beklettiğim özür dilerim ama kesinlikle ilham sorunu çekiyordum ve bölümü bir türlü tamamlayamadım. Umarım beğenirsiniz ıly xx

UNDERCOVER//jelenaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin