İlk Tanışma

444 40 53
                                    

Bana bir sevgilin olduğunu söylediğinde, bunu atlatmam biraz zor olmuştu. Zaten nasıl kolay olabilirdi ki ? Ben seni başkalarıyla paylaşma fikrini hiçbir zaman sevememiştim. Bu her zaman için böyleydi. Küçükken bunun için sık sık kavga ederdik. Başkalarıyla arkadaş olup, onlarla oyun oynamanı kıskanır ve sana kızardım...

Şimdiyse bunu yapmam imkansızdı. Büyümeye devam ediyorduk ve hayatımızda değişen birçok şey vardı. Çocuksu davranmam komik görünmekten başka bir işe yaramazdı.

Aramıza insanlar girdikçe, daha da uzaklaşmaktan korkuyorum. Beni bırakıp gitmenin düşüncesi bile içimi acıtmaya yetiyordu...

Gitmeyeceğini bilsem, hayatımın sonuna kadar senin en iyi arkadaşın olarak kalmayı da kabullenebilirdim. Duygularımı bilmediğin sürece hiçbir sorun olmayacaktı. Yanında olup seni güldürecektim, her zamanki gibi...

Peki ya ben seni gülümsetmek için bu kadar uğraşırken, sen neden beni üzmeye çalışıyorsun Woohyun ? Karşıma getirdiğin çocuğun hiçbir suçu yokken, ondan nefret etmeme sebep oluyordun. Kızmam gereken kişi senken, Key denilen çocuğa kızıyordum...

Aşk böyle bir şeydi sanırım... Birini sevince, tüm eksikliklerini ve yanlışlarını görmezden geliyordun. Kabullenmek istemiyordun çünkü aşık olunca, sevdiğin kişi gözüne kusurlarıyla bile mükemmel gelmeye başlıyordu.

O gün bizi tanıştırmanın ardından, bana ne düşündüğümü sordun. Gerçekten bunu yapmak zorunda mıydın Woohyun ? Her zamanki gibi seni desteklememi beklediğini biliyordum ama bu kez olmazdı. Bir kere, sadece bir kere dürüst olup sana içimden geçenleri en samimi şekilde söylemek istemiştim. O çocuğu beğenmediğimi, sana uygun biri olmadığını söylemek...

Ama tüm bu yaptıklarım bir hatadan ibaretti. Bunun sonucunda büyük bir tartışma yaşamıştık ve sen, bana onu savunmuştun. O an burukça gülümsemekten başka yapabildiğim bir şey yoktu. Böyle olacağını tahmin edememek, benim aptallığımdı.

Seninle kavga ettiğimiz gün, benim için bazı şeylerin başlangıcıydı. O gün Tanrı, karşıma bana gönderebileceği en iyi arkadaşı çıkarmıştı. Başlarda Soo Hyun'la bu kadar yakın olacağımızı düşünmemiştim ama sonraları onunla tanıştığım için Tanrı'ya şükretmeye başlamıştım.

Zor zamanlarımda sürekli yanımda olup bana destek veriyordu. 'Herşey geçecek ve güzel günler gelecek. Hayat bazı şeyleri kafamıza takıp üzülmek için fazla kısa...' deyip beni teselli ediyordu. İlk karşılaştığımız günde bana bu cümleleri söylemişti ve sanırım beni etkileyen şey bu olmuştu.

Haklıydı, hayat fazla kısaydı. Bir dakika sonrasını bile tahmin edemezken, çoğu şeyi fazlasıyla abartıyorduk. Hayatta daha zor şeyler yaşayan insanlar vardı ve biz şükretmek yerine, isyan ederek bencilleşen aptal insanlar topluluğundan başka bir şey değildik.

Hayat kısaydı ve pişman olmamak için anı yaşamalıydık. Kimin umrundaydı ki, insanlar ne düşünürse düşünsün umursamıyordum. Ben mutluysam, kimi sevdiğimin ne önemi vardı ? Aşk iki beden arasında değil, iki kalp arasında yaşanırdı ve bu durumda cinsiyetin hiçbir önemi yoktu. Emin ol ki Woohyun, hayatımda yaptığım için pişman olmayacağım bir şey varsa, o da seni sevmektir...

Adore You | WooGyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin