1.Bölüm

78 13 5
                                    

Medya:Mayıs...

Annesinin elini bırakıpta kalabalıkta kaybolmuş küçük bir çocuk gibi hissediyordum.Etrafımda tanımadığım o kadar yüz vardı ki gülüşmeler,kahkahalar kulağıma korkutucu geliyor.Bütün herkesin üzerime üzerime yürüdüğünü hissettiriyordu.Daha fazla dayanamayıp hızla merdivenlerden çıkıp kendimi kızlar tuvaletine attım.

Pis bir kokuya sahip olmasına rağmen derin bir nefes alıp verdim.Aynada kendime baktığımda aşağıda gördüğüm kızlara benzememek için binlerce kez dua etmeye başladım.Onlar gibi olmak,sürtük diye adlandırılmak...iğrenç bir histi.Kendilerine bile bunu yakıştırmak onlar için çok kolay gözüküyordu.Ya banada aynısı olursa.

Babamı kaybettikten sonra annemle beraber Izmir'e gelip,anneannem ve dedem ile yaşamaya başladık.Kazandığım burs ile Izmir'de ki en iyi okullardan biri olan Özel Atacan kolejine girmiştim.

Kapı açılıp içeriye giren üç kişilik kız grubu bana zavallı bakışı atıp her biri aynanın karşısına geçtiler.Çantalarından çıkardıkları makyaj malzemeleri ile suratlarını bez bebek gibi boyamaya başladılar.Suyu açıp yüzümü yıkamak istediğimde içlerinden biri "yavaş ol sürtük.Bu cekete para saymak zorunda kalırsın sonra."dediğinde üzerindeki ceketi tutup bana gösteriyordu.En önemlisi ise hiç hoşlanmadığım sürtük kelimesini benim üzerimde kullanmış olmasıydı.

Aynadan kıza baktığımda öfke dolu sırıtıyordu.Yüzümü aynada çekip kıza doğru yürümeye başladım.Yeni bir ortamda kendini beğenmişlere karşı güçlü olduğumu göstermek hoşuma gidiyordu.Karşımdaki kızı ise duvara yapıştırdığımda "yoksa ne yaparsın?"dedim.Hala aynanın karşısında durup dudağına kırmızı renk ruj süren kıza dönüp baktı.
"Cansu yardım et."dediğinde ise kız hiç rahatını bozmadan aynadan bize baktı.İşini hallettiğinde malzemelerini çantasına atıp bize döndü.
"Beni ilgilendirmez,ver şunu."dediğinde yanındaki kızın kolundanki deri ceketi çekip aldıktan sonra gitti.

Tekrar kıza döndüğümde ise bana 'beni bırak lütfen.'derecesine yalvaran bakışlar atıyordu.Kapının tekrar açılması ile içeriye kızıl saçlara sahip,benden biraz daha uzun boylu ve farklı bir tarzı olan bir kız girmişti.

Hızlı adımlarla yanımıza geldi ve "ne oluyor burda?"dedi.Kollarımı duvardan çekip az önce laf atan kızın kaçıp kurtulmasını sağlamıştım.Hoş zaten birşey yapacağımdan da pek emin değildim.Kapıyı hızla açıp çıkan kızın ardından sessiz bir biçimde üçüncü kızında çıkması ile ikimiz kalmıştık.Bende umursamaz halde "boşver"dediğimde tuvaletten çıkmak için yavaş adımlarla kapıya yöneldim.Kolumu sert bir şekilde tutup beni kendine çektiğinde "bekle burada."deyip tuvaletlerden birine girdi.

O an kendimi sert gösterme havalarım da sönmüştü.Yavru kediye dönüşüp duvara yaslandım.İşini halledip çıktığında ellerini yıkamak için lavaboya ilerledi.Musluğu açıp ellerini birbirine ovuşturarak yıkadı.Sonra ellerini sirkeleyerek sudan arındı.Arkasını bana dönüp"gel benimle."dedi ve tuvaletten çıktı.Yaslandığım duvardan doğrularak onu takip ettim.

Acaba beni müdürün odasına mı götürecekti yoksa o da aynı çetedemiydi de beni çetenin liderinin yanına götürüp beni ona mı dövdürecekti?
"Adın ne?" diye sorduğunda merdivenlerden aşağıya iniyorduk."Mayıs"dediğimde durdu ve arkasını dönerek beni süzmeye başladı.Onun beni süzmesi ile bende kendimi süzdüm.Ne oldu şimdi?

"Yeni gelen kız mısın sen?" dediğinde o kızlara hatta o kıza bulaştığım için kendime lanet okuyordum.Ayrıca benim bu okula yeni geldiğimi nereden biliyordu.Ürkek bir şekilde "evet."dedim.Hafif küçümseyen bir bakış attı ve "Birazdan tanıyacak olacağın kişilerle aynı sınıfta olursun belki."dedi.Eyvah!biliyordum.Kesin çeteden biriydi o da,al başına belayı hemde ilk günden.

Başını karşısındaki banka çevirdiğinde"onları tanıyor musun?"dedi, ciddi bir ses tonuyla.Başımı 'hayır'anlamında salladığımda devam etti."O zaman bulaşacağın kişileri tanıman gerekir, yoksa seni burada olduğuna pişman ederler.Aslında sen hiç onlara bulaşma bence."dediğinde karşı tarafta oturan bir kaç kişilik olan gruba doğru döndüm."Neden?"diye sorduğumda ise gözlerini karşıdan çekip bana doğru dönüp baktı.Gözlerimi ona çevirdiğimde vereceği cevabı bekliyordum."Boşver,yakında öğrenirsin.Şimdi gel benimle."dedi ve beni tamamen okulun bahçesine çıkardı.

Az önce 'beni ilgilendirmez'deyip öylece çekip giden, adının Cansu olduğunu öğrendiğim kızın yanında yakışıklı hemde bayağı yakışıklı olan erkeğin göğsünde ellerini gezindiriyordu.Erkekte durumunda memnun gibi gözüküyor ki durmadan gülüyordu.Gülümsemesi ise tarzı kadar baştan çıkarıcı idi.Tamamen siyah giyinmiş olsada sonuçta yakışıklıydı ve etrafındaki kızlar ona hayran hayran bakıyordu.Tam göremesemde gözleri mavi renkliydi.Güneş gözlerine vurduğu an ellerini başına koyup asker selamı gibi tuttu.Bakışını beni bulduğunu hissettiğim an bakışımı çevirip duvara sıkıştırdığım kızın bana öldürücü bakışları ile karşılaştım.Sen eksik kal zaten 'sürtük.'

Adını bile bilmediğim beni hızla tuvaleten çıkaran kızın tekrar "hadi."demesi ile yanına koştum.Okulun ayrı bir köşesine nazikçe yerleştirilmiş ince uzun ağaçlar ve bol bol çimenliklerin bulunduğu,dört- beş tane tahta masalar ve bankalarla süslenmiş dikdörtgen şeklinde bir bahçeye geldik.Oraya doğru ilerlediğimizde banka oturan altı kişiye doğru yaklaştık."Selam."diye seslendiğinde çoktan yanlarına varmıştık.Selamın karşılık aldığında beni gösterip "Bu Mayıs."dedi.

İçlerinden neşeli bir yapıya sahip olan kız yanıma gelip koluma girdi.Heyecanlı heyecanlı "Ben Ece yanımdaki sevgilim Burak onun yanındaki"diye devam etmek istediğinde isminin söylenmesine izin vermeden kendi ismini söyledi. "Kaan"dedi,bana bakarak.Başımı aşağı yukarı salladığımda yanımda kollarıma bir hışımla girmiş olan Ece devam etti."Bu Çetin,bu Dolunay ve bu da Berkay zaten kumsallada tanışmışsındır."dediğinde Kumsala baktım.Gözlerin kırpıp gülümsedi.Gülümsemesine karşı bende gülümsedim.Ayakta durup kendini ağacın gövdesine yaslayan Berkay ise bana gülüp.
"Gruba hoşgeldin maviş."dedi.

MAVİ GÖZLERDEKİ KARANLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin