6. BÖLÜM: "YAN ODADAKİ ÇOCUK"

2.3K 220 170
                                    

Bade, internette kendine ait bir blogda yaşadıklarını yazıyor. İtalik olan yazılar blogunu takip edenlere hitaben konuşurken yazdığı yazılar. Düz yazı ile yazılanlar ise blogundaki takipçilerine anlattığı hikayesi.

Satır arası yorumlarınızı benden esirgemeyin lütfen, görünce çok mutlu oluyorum. :')

#Boy Epic - Wicked (Bu şarkıyla okumanızı öneririm.)

Şu an bu bölümü saat kaç da okuyorsunuz?

Keyifli Okumalar!



Gözlerimi her kapattığımda aklıma geliyor yüzü. İnadıma yapıyor sanki. Çiviledim kendimi buraya diyor.

Sonra kendi kendime; sanki hiç yakının ölmedi, diyorum. Sonra tekrar kendime dönüyorum, ölüm bu diyorum. Ölüm.

Ne kadar kişi kaybedersen kaybet, alışamazsın diyorum.

Alışamazsın. Çünkü ölüm bu.

Bir gün varsın, bir gün yok.

6. BÖLÜM: "YAN ODADAKİ ÇOCUK"

Damar yolu açılmış olan kolumu fazla bükmemeye çalışarak elimdeki ilaçları dilimin üzerine koydum ve ardından diğer kolumla hemen su şişemi açarak hapları yuttum.

İki gün önce başladığım ilaçların sorumluluğu şimdiden beni yormaya başlamıştı. Sabah iç, öğlen iç, akşam iç, yatmadan önce iç... Her geçen gün arttırılacağını söylemişti doktor. Aynı zamanda bu kullandığım kortizon ilaçları, iştahı açmakla kalmayıp, beni şişirecekmiş. Yüzden, göbekten, kollardan... Her yerden! Ben geçen yıl sekiz kilo vermek için dört ay uğramıştım ve şimdi o kilolardan daha fazla alabileceğimi söylüyorlardı bu ilaçla. Çıldırmamak elde değildi. Bunu anneme söylediğimde bana attığı bakıştan bahsetmek bile istemiyordum.

Su şişesini yanımdaki komodine bırakarak telefonumu elime aldım. Saat 10.52'ydi. Emine Hanım birazdan visit'e gelirdi. Saate bakmasam bile annemin her yeri hızlı hızlı toplamaya çalışmasından da anlayabiliyordum. Oda dağınık görünmemeliymiş...

Annem yanıma gelip önümdeki kahvaltı tepsisini aldı. Kapıya doğru yürümeye başlamıştı ki, sesim onu durdurdu.

"Mutfaktan gelince saçlarımı balık sırtı örer misin? Kolumdaki açık olan damar yolundan dolayı öremedim ben," dedim gülümseyerek.

Elindeki tepsiyi kapının yanındaki masaya bırakarak yanıma geldi. Saçlarımdan öperek sımsıkı sarıldı. O an içimden bir şeyler koptuğumu hissettim. O sarılışı biliyordum. Seninle gurur duyuyorum sarılışıydı.

Tekrar başımdan öptü, "Güçlü kızım benim," diye fısıldadı. Dudağımı ısırarak kendimi sıktım. Ben güçlü değilim diyemezdim çünkü. Güçlü olmaktan, şimdiden yorulduğumu söyleyemezdim.

Annem odadan çıktığında derin bir nefes aldım. Şimdiden yorulduğumu, tükendiğimi hissediyordum. Her odadan dışarı çıktığımda, gördüklerim canımı o kadar çok yakıyordu ki... Bundan önceki hayatımda nasıl bu kadar bencil olabildim diye düşünüp kendimi yiyiyordum. Benim daha ağrılarım bile başlamamışken burada canıyla cebelleşen çocuklar olduğunu bilmek, kalbimi ağrıtıyordu. Öyle bir ağrıydı ki oradaki, kalkmıyordu oradan hiç.

HÜCRELERİMİN İNTİHARI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin