Bade, internette kendine ait bir blogda yaşadıklarını yazıyor. İtalik olan yazılar blogunu takip edenlere hitaben konuşurken yazdığı yazılar. Düz yazı ile yazılanlar ise blogundaki takipçilerine anlattığı hikayesi.
Sürpriz bir bölüm! Biliyorum beklemiyordunuz. Ben de beklemiyordum... Ama bugün 8 Ocak. Bade'nin hayatının aniden değiştiği gün. Bugün Bade'yi yalnız bırakmak istemedim. Bugün sizin desteklerinize ihtiyacı olduğunu hissettim. O yüzden bu bölüm ani bir şekilde yazılmaya başlandı bugün. Kısa olabilir, kusura bakmayın lütfen. :')
Sizi bu özel günde, uzun bir aradan sonra bölümle baş başa bırakıyorum.
#Broods - Sleep Baby Sleep
•
Her uyumadan önce yaşadıklarımın bir rüyadan ibaret olması için dua ediyorum. Her uyumadan önce benim yüzümden ailemin hayatını mahvetmemin bir rüya olması için dua ediyorum. Her uyumadan önce koluma girip çıkan iğnelerin verdiği acının rüya olması için dua ediyorum. Her uyumadan önce hastanedeki acı çeken çocukların sadece rüya olması için dua ediyorum. Her uyuduğumda... Uyanabilmek için dua ediyorum.
❅
8. BÖLÜM: "RİSK"
Boğuk boğuk konuşma sesleri duyuyorum. Hışırtılar, gülüşmeler, takırtılar, ağlamalar... O kadar çok ses duyuyorum ki neyin ne olduğunu anlayabilmek için çok büyük bir çaba sarf etmem gerekiyor.
Gözlerimi açmaya çalışıyorum ama bir ağırlık var. Kocaman bir ağırlık. Ayaklarımı oynatmaya çalışıyorum, kaldırıp bıraktığım anda bir çığlık duyuyorum. Algılayamıyorum. Ayağımı oynatmaya çalışıyorum ama ayağımı hissedemiyorum. Korkmaya başlıyorum. Ağzıma tuzlu bir tat geliyor, ağladığımı farkediyorum. Çok ağlıyorum. Bağırarak. Bir el hissediyorum başımda, okşuyor. Sonra biri kulağıma fısıldıyor. Çok güzel bir sesi var, güven veriyor. Biri ama kim anlayamıyorum. Sonra daha kalın bir ses duyuyorum. O daha farklı şeyler söylüyor. Dediklerini anlamıyorum ama konuşan kişiyi çok sevdiğimi hissediyorum. Tam rahatlama hissi üzerime çökerken tekrar korkuyorum. Daha çok ağlamaya başlıyorum.
"Ölmek istemiyorum, ne olur kurtarın beni!" Bağırıyorum. Ya da bağırdığımı sanıyorum. Ardından sesler kesiliyor. Derin bir boşluğun içine çekiliyorum. Sanki... Sanki kaydıraktan kayıyorum.
*
"Kızım, canım... Kalkman lazım artık."
Gözlerimi açmaya çalışıyorum. Hala bir ağırlık var. Tekrar denediğimde ağırlık kalkınca gözlerimi ışığa alıştırmaya çalışarak açtım.
Annem yanımda çömelmiş elimi tutar vaziyette oturuyordu. O kadar çok bitkim görünüyordu ki, bir an ona bir şey olacak diye korktum.
"Anne," dedim boğuk çıkan sesimle. Aynı zamanda kelimeler ağzımdan tam istediğim gibi çıkmıyordu, yayık yayık çıkıyorlardı.
"Efendim annecim," deyip elimi öptü annem.
"Gözlerim acıyor," dedim tekrar gözlerimi kırpıştırıp. "Sanki üzerlerinde ağırlık var."
"Uyanırken çok ağladın, o yüzden şiştiler. Sana ağır gelmeleri normal," derken gülümsedi. "Emine Hanım başka hastaları işleme alacakmış, o yüzden kalkman lazım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HÜCRELERİMİN İNTİHARI
Novela Juvenil15 yaşındayken hayat nasıldır, bilirsiniz. Okul, dersler, aile ve sosyal medya. Her gün yaşadığı aynı monotonluktan sıkılmak da bunların içerisine dahil. Fakat bu genç kız, vücudundaki tersliklerin bir süredir farkında. Araştırmaya karar veriyor ve...