DEMİR
Demir camın kenarında oturduğu koltukta elinde tuttuğu sıcacık kahve kupasıyla dışarıdaki ağacı seyrediyordu. Küçük kız kardeşi aşağıda annesine onun hakkında kütüphanede yaptıklarını anlatırken sadece sessizce gülümsemekle yetiniyordu. Yıllardır hayal ettiği şeyi bugün yaşamıştı. Bahar'la ilk konuşmasıydı bugün. Ani bir hareketle elindeki kahve kupasını masanın üzerine koyup duvardaki takvim yaprağına yaklaştı ve o günün sayfasını kopardı. Kopardığı sayfanın arkasına masasından aldığı tükenmez kalemle ilk notunu düştü.
Bahar'ın benimle konuştuğu ilk gün.
Aslında Genç adam onunla konuşuyordu, ama onun haberi yoktu. Görememesini onu tanımayan kimse anlamazdı. O da ilk başlarda normal bir kız olarak görüyordu onu, ama sonradan anlamıştı onun göremediğini. Hah zaten onun göremediğini anlaması ayrı bir ironiydi. Aklına o gün geldikçe gülüyordu.
Bu sabah Bahar işe giderken yanlışlıkla çıkardığı gülme sesini Bahar duymuş, fakat sonra oradan sessizce uzaklaşmıştı. Yanlış bir şey duyduğunu hissetmişti genç kız o an. Kendisine kızdı genç adam. Başını sağa sola sallayıp bir dahaki sefere daha dikkatli olacağını kendine hatırlattı. Elindeki takvim yaprağını seneler önce aldığı defterin ilk sayfasına gülümseyerek dikkatli bir şekilde koydu. Olur da takvim sayfası defterden düşer diye o günün tarihini ve tuttuğu notu defterin ilk sayfasına hiç üşenmeden yazmıştı.
Takvim yaprağını köşesinden deftere yapıştırdı ve dikkatli bir şekilde defteri aldığı yere koydu.
Odasının kapısının sertçe açılıp kapanmasıyla elini defterden hızla uzaklaştırıp küçük kız kardeşinin sinirli bakışlarına döndü.
"Bundan sonra benimle kütüphaneye gelmeyeceksin abi. Ya beni istemezse Bahar abla ne yaparım ben." dedi gözlerinden akan bir damla yaşı yok sayarak.
Genç adam başını hafifçe yana yatırıp kız kardeşine gülümsedi. Küçük kız abisinin bu hareketi karşısında aniden "Anne" diye bağırdı. "Gel bak bir de bana gülüyor." dedi.
Genç adam dudaklarını birbirine bastırıp gülmemeye çalışırken odasının kapısı tekrar açılıp kapandı ve elinde mutfak el beziyle içeri giren annesine baktı. Sorun yok der gibi annesinin gözlerine baktığında annesi kız kardeşinden dolayı ona sinirli gözükmeye çalışarak başını sağa sola salladı. Küçük kız annesinin bu hareketi karşısında bakışlarını abisine çevirerek ohh olsun der gibi elini göğsüne götürüp aşağıya doğru hareket ettirdi. Bebeklikten gelen bir alışkanlığıydı. Annesi ne zaman abisine kızsa böyle yapardı. Genç adam annesine "Sen gidebilirsin." dedi nazik bir şekilde. Annesi çaktırmadan genç adam'a göz kırpıp sonra sinirli gözükerek "Kardeşini üzmekten vazgeç Demir. Kaç yaşına geldin hala onunla mı uğraşıyorsun?" diyerek odadan ayrıldı. Annesinin bu hareketinden sonra odadan çıkıp güle güle mutfağa gittiğine emindi. Demir bakışlarını tekrar kardeşine çevirdi ve gözlerini kısıp ona yaklaştı. Küçük kız merakla abisinin kendisine ne yapacağını bekliyordu.
Genç adam ellerini havaya kaldırdığında kardeşi ne yapacağını anlamış gibi gözlerini kapattı.
"Ya tamam seni anneme şikayet etmeyeceğim." diye yalvardı. Genç adam kız kardeşinin kulağına doğru eğilerek "Artık çok geç." dedi ve ardından küçük kızı gıdıklamaya başlamıştı. Kız kardeşi çığlık atıp annesine tekrar seslenirken o daha fazla gıdıklıyordu. Annesinin merdivenden gelen adım seslerini duyduğunda "İlgi." dedi aniden "Kütüphaneye geleceğim seni küçük cadı sen daha orayı bilmiyorken ben oraya gidip kitap okuyordum." Küçük kız şaşkınlıkla dudaklarını aralarken abisi onu bıraktı. Annesinin adım sesleri daha da yaklaşırken küçük kız "Tamam." diyebildi sadece. Annesi odaya girdiğinde kardeşi annesinin yanağından öpüp "Kusura bakma anne, abim yine benim zaafımı kullandı. Yemek yanmadan mutfağa geri dön." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BADEM #Wattys2016
RomanceHayata atılan yeni bir adım ne kadar iyi olabilir,geçmişinin seninle ne kadar bağı olabilir?İnsanlar senin düşündüğün gibi midir? Hayatı boyunca etrafındaki insanların seslerinden başka bir şey duymayan,kendisine anlatılanlarla kendi hayal dünyasın...