*6*

51 31 4
                                    

multimedia: (soldaki) Güney - (sağdaki) Kuzey---------------------------------------------------------------------------------------------------

Kağıtları imzaladıktan sonra adam gitmişti ve Kuzey tekrar şeytanıyla baş başa kalmıştı, ama bu yalnızlık pek de uzun sürmeyecekti, çünkü evi paylaşmak zorunda kalacağı bir kardeşi vardı. Evin mirası ve diğer her şeyin mirası eşit olarak Kuzey'e ve Güney'e bırakılmıştı, hiç tanımadığı biriyle hayatındaki her şeyi nasıl paylaşabileceğini düşünüyordu Kuzey, şeytanın bile o ukala tavrından eser kalmamıştı.

"Şimdi ne yapacağız?" dedi Kuzey.

"O senin kardeşin, sen karar ver." diye cevap verdi Şeytan sessizce.

"1-2 saate geliyor, yola çıkmıştır bile." diyerek derin bir nefes aldı Kuzey ve "Okulda ki şu kızın, Gece'nin bahsettiği Güney olabilir mi bu kardeşim olacak Güney?" diye ekledi.

"Olabilir." dedi. Her geçen saniye yok oluyor gibiydi şeytan, sesi azalıyordu, Kuzey'in içinde kocaman bir boşluk açılıyordu, kendini normal bir insan gibi hissediyordu.

"Biraz daha uyumam lazım." diyerek odasına çıkmak için merdivenlere yöneldi Kuzey, ama üşenerek oturma odasındaki koltuğa uzandı...

***
ARA SAHNE...

***

"Evet, şu çok önemli kardeşimle tanışma vaktim geldi demek." diyerek umursamaz bir tavırla arabaya bindi ve "Umarım senin gibi ezik bir tip değildir, çünkü artık aptallarla uğraşmak istemiyorum." diye ekledi. Arabayı çalıştırarak yola çıktı "Eğer aptalın tekiyse kıçına tekmeyi koyarım." dedi dişlerinin arasından konuşarak.

"O senin kardeşin, bir insanın kardeşinin olması çok güzel bir şey, hem bir dakika ilaçlarını aldın mı sen? Çok öfkelisin."

"Almadım." dedi Güney gözlerini devirerek.

"Doktorun her zaman ilaçlarını alman gerektiğini söyledi, biliyorsun."

Derin bir nefes alarak şakaklarını ovdu Güney "İç sesim misin, iyilik veya koruyucu meleğim misin bilemem ama annem olmadığını çok iyi biliyorum onun için sesini kes ve inzivaya çekilip ne bok yiyiyorsan ye, ama yeter ki sus başımı ağrıtıyorsun."

Sesi çıkmıyordu artık, içindeki ses onun iyi ve sorumluluk sahibi biri gibi davranmasını sağlıyordu, Kuzey'in şeytanı gibi Güney'in de içinde bir koruyucu meleği vardı. Bazen bir kardeş, bazen bir baba, bazen de bir anne gibi davranıyor onun öfkesini dindiriyordu.

Güney hayatını her zaman bir ailesinin olduğunu bilerek yaşamıştı, her hafta yüklü bir miktar para yollayan baba, ölü bir anne, onun ardından gelen genç bir üvey anne ve babasının sadece yakında sizi tanıştıracağım dediği bir kardeş. Babası hayatı boyunca uzak tutmuştu onları, birine zengin ama bir o kadar da sevgisiz bir hayat bahşederken diğerine hem fakir hem de sevgisiz bir hayat bahşetmişti. Ne kadar babası onları ayırsa da onlar her zaman birbirlerini kendi içlerinde az da olsa hissetmiş ve öyle büyümüşlerdi ama asla fark edememişlerdi ve artık karşılaşma zamanıydı...

***

Kuzey ısrarla çalan kapıya söverek yattığı yerde doğruldu, koltukta uyuduğu için her yeri tutulmuştu, zorla da olsa yerinden kalkarak kapıya yöneldi. Kapıyı açtığında dona kaldı, sanki bir aynaya bakıyor gibiydi, kardeş olduklarını biliyorlardı ama ikiz kardeş oldukları akıllarının ucundan bile geçmemişti.
Kuzey hafifçe kafasını sallayarak gülümsedi ve "Hoş geldin kardeşim." dedi, Güney ise gülümsemekle yetinmişti, hayatında hiç bir zaman bu kadar içten gülümsememişti. Garipti, birbirlerine görür görmez fazlasıyla alışmışlardı, sanki senelerdir beraber, yan yana gibiydiler.

ŞEYTAN (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin