-15-

4.4K 154 6
                                    

Bu bölüme bir not: Hayatınıza giren yeni biri varsa bir serüvene hazır olun çünkü yeni bir insan yeni bir macera demektir. Ve unutmayın bugün Merhaba dediğiniz biri yarın mutlaka karşınıza çıkacaktır.

Aşıkta olsanız, aşkınızdan geberiyor da olsanız söz konusu gururunuzsa asla taviz vermeyin! Gururunuzu ve onurunuzu kıranlar sizden özür dilemedikçe asla affetmeyin. Bu da bu bölüme yazdığım ikinci not, iyi okumalar Pandalar...

Bu arada radikal bir karar alıp Wattys2016 ya katıldım. Biliyorum bir şey olmayacak başarılı olamayacağım ama inat değil mi her şeye inat katkılıyorum bu yarışmaya hadi bakalım!

"Kahramanına merhaba de." Dedi yeniden ve gözümün altına elmacık kemiklerime kaşından bir damla ama bir damladan daha fazla kan damladı. Gözlerim korkuyla açılırken kaşına bakmadan edemiyordum.

"Ka...kan. kanıyor. " dedim yüzüne doğru parmağımı işaret ederken. Üzerimden yavaşça kalkarken Savaş ona yardımcı oldu. Fakat çocuğu hızla kaldırdığı için aniden bırakınca çocuk yeniden yere düştü. Gözlerinde endişe ile bana yaklaşan ve beni kaldırmak için uzanan Savaş yüzüme anlamayamadığım bir ifade ile bakıyordu.

"Iyi misin?" diye sordu.

"Ben iyiyim de o, pek iyi görünmüyor." Diye çocuğu işaret ettim.

"İşte bunu sırtım onaylıyor." Dedi inler gibi bir sesle. Doğrulunca bana baktı ve gözleri büyüdü.

"Oha, of, oha... Körün istediği bir göz Allah gökten göz yağmuru yağdırıyor. Gökte ararken yerde böyle bir güzellikle karşılaşmak, böyle bir şey mümkün olamaz." Dedi ve ayağa kalktı. Savaş benim sırtımı silkelerken çocuk bu sözleri kurdu ve sırtıma sert bir darbe indi.

"Ya ben mi diyorum da bunları, hırsını niye benden çıkarıyorsun. Ciğerlerim sallandı. " diye çıkıştım.

"Pardon elimden kaydı." Dedi ve elimden tutup ayağa kaldırdı.

"Ben Can." Deyip elini uzattı.

"Savaş. " diyerek bana uzatılan eli sıktı. Ortamda elektrik trafosundaki kadar gerginlik vardı.

"Ben de Idil." Dedim ve kaşından akan kana bakmaya devam ettim.

"Şaşı Idil, memnun oldum." Dedi sadece gülümsedim, gözüm hala kanayan kaşındaydı. Yüzü toz içinde kalmıştı. Söylediği cümleyi duymamazlıktan gelip bacaklarımdaki kumu silkelemeye başladım. Ama Savaş çok geçmeden kolumdan tutup çeke çeke arabaya götürdü.

"Al burada silk üstünü başını. "

"Savaş sen kafayı mı yedin?" Diye sorarken ona yaklaştım. Beni kendinden tek parmağı ile yavaşça itip beni şaşırttı.

"Yo, yemedim. Çekil şuradan bu sıcakta dibime giriyorsun. Arabaya bin de eve götüreyim seni. "

"E çocuk ne olacak?"

"Süper kahraman olmaya çalışmasaydı. Süperman değil mi o, uçarak gider artık hastahaneye. "

"Ama."

İtiraz edecek olsamda buna müsade etmeyerek arabaya bindi ve çalıştırdı. Pekala haklı olabilirdi sonuçta alt tarafı kaşı patlamıştı ama benim yüzümden patlamıştı. Savaş sinirliydi onu daha fazla sinirlendirmek istemediğim için arabaya binip sessizce oturdum. Eve gidince yine aynı sesizlikle inip bavulumu aldım ve eve ilerledim. Dış kapıya gelince anahtarı küçük çantamdan çıkartmak için bavulu yere koyunca Savaşın da geldiğini anladım çünkü bavulu hemen eline almıştı. Kapıyı açıp merdivenleri çıktık ve evin kapısının önüne gelince bu gerginlik üzerimizden geçsin diye Savaşa döndüm.

BENİ BIRAKMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin