Bölüm 3 - Davetsiz Misafir

92 16 5
                                    

Babamlar henüz daha eve gelmemişlerdi. Gülsu Sultan'ı da telaşlandırmak istemiyordum. Merdivenlerden aşağıya yavaş ve sessiz adımlarla indim.  Mutfaktan Gülsu Sultan'ın o güzel sesi geliyordu. İş yaparken şarkı söylemeyi çok severdi. Sesi de çok güzeldi bana göre. 

Bahçe kapısını çok dikkatlice açtım. Ses çıkartmasını istemiyordum. Neyse ki sessizce çıkmayı başardım. Karaltıyı gördüğüm yere sessiz ve dikkatli adımlarla yürümeye başladım. Birden karaltı uzaklaşmaya başladı. Benden uzaklaşıyordu. Evet evet kaçıyordu. 

Hiç düşünmeden bende peşinden koşmaya başladım. Yaptığım şey çok aptalca ve riskliydi ama olsun. Hızlıca peşinden koştum. Kısa bir süre sonra bir şeye çarparak durdum. 

"Ah kafam!" diye geçirdim içimden. Kafamı kaldırdığımda kafamı çarptığım şeyin -pardon kişinin- Emre olduğunu fark ettim.

"O karaltı sen miydin lan ?"

"Evet."

"Gece vakti ne arıyorsun burada? Sapık mısın oğlum sen? Manyak." Deyip sert bir tepki verdim.

"Şey... Sadece buradan geçiyordum ve pencerenin açık olduğunu görünce seni görmek istedim."

"Peki o zaman beni görmek istediysen niye kaçtın aptal?"

"Bir an beni görmeni istemedim."

"Ee o zaman niye durdun?"

"Sonradan kaçmanın mantıksız olduğunu düşündüm. Ayrıca koşarak kendimi yoramam. Yorulmak için fazla mükemmelim."

"Dengesiz egoist. Dengesiz geri zekalı." Diye mırıldandım.

"Neyse." Deyip arkasını döndü ve gitmeye yeltendi.

Ben de tam eve doğru yönelmiştim ki ani bir dönüş yaptım arkama.

"Sen benim evimi nereden biliyorsun ?"

Bana doğru döndü ve "Seni takip ettim." dedi ve omuz silkti. Sonra yoluna devam etti. Ben ise o şaşkınlıkla gözden kaybolana dek arkasından bakakaldım. Biraz sonra Gülsu Sultan aklıma geldi. Beni odamda bulamazsa sıkıntı büyüktü. Hemen kendimi toparlayıp eve doğru koştum. Bir yandan da Emre'ye içimden saydırmak ile meşguldüm.

***

Bahçe kapısının önüne geldiğimde mutfaktan seslerin kesildiğini fark ettim. Olamaz ! Gülsu Sultan odama bana bakmaya çıkmış olabilirdi. "Lanet olsun!" diye geçirdim içimden. Elimden geldiğince hızlı ve sessiz bir şekilde merdivenlerden yukarıya çıktım. Odama yaklaşınca kapının aralık olduğunu gördüm. Ve Gülsu Sultan dışarı çıkıyordu. Bana adeta bakışlarıyla "Neredesin sen?" diye soruyordu. Bende "Lavabodaydım senin işin bitti mi ? " diyerek hem açıklama,hem de konuyu değiştirme amaçlı kısa bir cümle kurdum.

"Bitti kızım. Hadi aşağıya gel de seninle güzel bir kahve içelim. Hem de biraz sohbet ederiz. Ne zamandır şöyle güzel bir sohbet edemedik." Dedi.

"Çok isterdim. Ama cidden çok uykum var Gülsu Sultan. Başka zaman sohbet etsek?"

"Olur kızım. İyi uykular o zaman sana." Deyip yanağımdan öptü ve merdivenlerden aşağıya indi. Arkasından buruk bir gülümsemeyle baktıktan sonra odama geçtim. Pijamalarımı giydikten sonra yatağıma atladım. Bir gün içerisinde bu kadar aksiyon fazla gelmişti bünyeme. Hemen gözlerimi kapattım ve uykuya daldım.

***

Uyandığımda saat sabah dokuzdu. Kısa bir duş alıp üzerimi giyindim. Ardından  kahvaltı etmek için odamdan çıktım. Aşağıya doğru inmeye başladım. Mutfağa inerken Emre'nin dün beni neden takip ettiği aklımı tırmalıyordu. Ama kahvaltı sofrasına oturmuş bizimkilerle gülerek kahvaltı eden kişiyi görünce aklımdaki bütün her şey uçtu gitti adeta. O buradaydı! Çok özlemiştim.

Siyah'ın Siyah'a AşkıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin