Passenger-Let Her Go
Bölüm şarkımız ve kitabımızın şarkısı..Umarım beğenirsiniz.Sözleri anlamlı ve hikayeye ben biraz uyuşturdum.Sizin fikirlerinizde önemli :) İyi veya kötü fikirlerinizi bekliyorum :)
İyi okumalar...
İlk defa böyle bir şey oldu.Evlat acısı çok kötü bir şeymiş.Ben bugün bunu öğrendim.Dizi kanasa içim sızlar dedikleri bu olsa gerek.Tabi benim içinde öyle.Ben de her zaman bu cümleyi içimden geçiriyorum.Hayat bu işte..acı,sızı,üzüntü...geliyorum demez gelir.Bizde bunların madurları oluruz.Hayat böyle işler.Ben bugün bunun gibi çok şey öğrendim.Oğlumu ayak ucuma merdivenden yuvarlanarak geldi bugün benim..Delirdim,yıkıldım,korktum,ağladım,helak oldum,keşke oğlumun yerinde ben olsaydım dedim...
Hemen ambulans çağırdık.Ambulans geldiğinde hemen oğlumun durumuna baktılar ve gerekli olanları yaptılar.Ben ise,Arasa sarılarak ağladım.Ona bir şey olursa dayanamam,yaşayamam,yapamam..
"Hanımefendi gerekli işlemleri yaptık biz. Yatağa yatırmamız gerek. Bir saate uyanır. Merak etmeyin. Yani hastaneye götürmeye gerek bir durum yok."diyerek gülümsedi bana hemşire hanım. Daha sonra sedyeyle oğlumu odasına götürdük. Yatağa yatırdıktan sonra kapıyı açık bırakarak odadan çıktık. Çağatay kolunun üzerine düştüğü için kolu kırılmıştı ve bayılmıştı. Bunun üzerine alçıya almışlardı.
Ambulans gittikten sonra bizde oturarak oğlumun uyanmasını bekledik. "Anne, abim uyanacak değil mi?" "Evet tatlım. Evet."diyerek moral verici cümle kullandıktan sonra o 1 saat kimse konuşmamıştı.
1 saat kadar süre sonra sesler geliyordu ve bu sesler yükselmeye başlamıştı. "Anne!"diye sesleniyordu Çağatay. Kalktım ve odasına gittim. "Annecim uyanmışsın. Nasılsın iyi misin?"diyerek gülümsedim. Yüzünü buruşturarak konuştu. "Sadece biraz kolum ağrıyor. " derken gözleri koluna yöneldi. "Kolum? Koluma noldu?"diyerek küçük bir endişe yaşadı. "Korkma oğlum. Düştün sen onun için kolunu alçıya aldılar." "Geçecek mi anne?" "Tabi ki geçecek. Acıktın mı?"diye bi soru yönelttim. "Hayır ama hamburger yaparsan neden yemeyeyim."diyerek sırıttı. "Bekle beni ufaklık."diyerek mutfağa gidip hamburger yapmaya koyuldum. Eee emir büyük yerden.
Bir süre sonra hamburger yapma işlemi bitmişti. Tabağı tepsiye koydum ve yanında da meyve suyu koyarak beyfendinin odasına doğru yol aldım. İçeriye girdim ve tepsiyi bacaklarına koydum. O sıra Çağatay tabletiyle ilgileniyordu. "Anne. Okullar açılacak ve bizim okul alışverişi yapmamız gerekmiyor mu?" Çağatay bu tür alışverişleri çok severdi. "Tamam oğlum daha var hafta sonu gideriz." "İyi de hafta sonuna çok vaaar."diye yakardı. "Yapacak birşey yok oğlum."diyerek boynunu öptüm. Oda yemeğini yemeye başladı.
İçeriye geçtim ve televizyon izlemeye başladım.
Biraz zaman sonra,"Anne."diyerek içeriye gelen Çağatayı gördüm.Emekliyor muydu o? Aras kafasını Çağataya çevirdi ve çevik bi hareketle kucağına aldı. Aras uzanıyor kucağında da Çağatay oturuyordu. Bende odasına gidip tepsiyi aldım. "Baba ya okul başlıyor ama annem alışverişe gitmemizi şimdi istemiyor. Sonra diyor. Lütfen bir şey der misin?" "Oğlum ben bu kadına ne diyebilirim ki inatçı keçi." Gözüme gelen yastığı alıp Arasa fırlattım. Oda yüzünü kapattı. Yastık ise yüzüne çarpıp yere düştü. "Yavaş kız çocuk var."dedi çocuğu ön plana sürerek. "Aa evet çocuk var."dedim ve Çağatayı kucağıma aldım. "Anne ben orda rahattım."diyerek beni kapak etti beyfendi. "Sen babana mı çektin?"diyerek az önceki yerine oturtturdum. "O zaman yarın kahvaltıdan sonra gideriz olur mu?"dedi Aras. "Ayyy tamammm."dedi bir kız edasıyla. "Abi? Sana noluyor? Alışveriş merakı gelmiş." "Sus kız."dedi Çağatay ise. Bunlar da birşey var ama.. hadi hayırlısı. Yakında çıkar kokusu.Akşam olmaya başlıyordu ve benim yemek yapmam gerekiyordu. Hemen mutfağa giderek işe koyuldum. Çağatayın ve Bircenin en sevdiği yemeği yapmaya başladım. İçeriye baktığımda Aras uzanıyordu ve üzerine Çağatay oturuyordu.Birce ise Çağatayın solunda koltuğun üzerinde oturuyordu ve animasyon izleyerek gülüyorlardı. Bende yemeğe geri dönerek işime koyuldum.
Yemek işini bitirdikten sonra ben de karşıdaki koltuğa oturdum ve izlemeye başladım. Yemeklerin olması 1 saati falan bulur diyerekten oturdum.
Yaklaşık 1 saat sonra yemeklere bakmaya gittim.Olmuş görünüyordu.Tabaklara koymaya başladım. "Bakır ailesi yemekler hazır!"diyerek seslendim."Geldiiik!"diyerek Birce hemen masaya oturdu.
Çağataya da emekleyerek gelmeye çalışırken kucağıma aldım ve sandalyeye oturtturdum. "En sevdiğim yemeeek!"diyerek çığırdı Birce.Onun bu haline gülümsemeden edemedim.Çağatay da sevdiği yemekleri görünce gözleri parladı ve gömüldü.
Herkes yemeğini bitirdikten sonra dağıldı,Çağatay dışında.Bende etrafı toparladıktan sonra Çağatayı kucağıma aldım ve odasına götürdüm.Yatağına oturtturdum."Anne?"dedi usulca. "Hm?" "İyileşmek istiyorum ben." "Zamanla oğlum hep böyle kalmayacaksın ki." "Peki."diyerek gülümsemeye yönelik bi çalışma yaptı ama başarlı olduğu sayılmaz. "Beraber bi oyun oynayalım mı?"diyerek bir soru yönelttim. "Ne oyunu?" "Lego."diyerek bir öneri sundum. "Olur."dedi.Bende yere oturtturdum ve legoları önüne boşalttım. Karşısına oturarak yaptığı şekillere katkı da bulundum.
Odaya birisi girdiğinde hemen arkama döndüm. Arasdı. "Ooo anne oğul napıyorsunuz bizden gizli."dedi Aras. "Napacağız baba ya. Annemle nasıl can sıkıntısı gidilirse işte." "A-aaa. Öyle mi?Tamam gidiyorum ben."diyerek kalktım ve,"Hadi iyi geceler."diyerek oğluma öpücük attım ve odadan çıktım.Yukarıya çıkıp odaya girdim ve dolaptan pijamaları çıkardım.
Odaya Aras girdi ve,"Hemen giyinme istersen."dedi. "Aras saçmalama." "Öpsem bir kerecik?Küçücük?Hafifcik-" Onun uzatmasına kalmadan dudağına bir öpücük kondurup banyoya geçtim ve üzerimi değiştirdim.Daha sonra odaya geçip yatağa uzandım. "Neden erkenden yatıyorsun?" "Uykum geliyor." "Saat sekiz."diyerek kaşlarını kaldırdı. "Olsun." "Adaaa." "Araaas." "Çocuk istiyorum ben." "Saat sekiz."diyerek kaşlarımı kaldırdım. "Ne alaka?" "Senin lafını sana satmak istedim sadece."diyerek ışığımı kapattım ve arkamı döndüm. Aras ışığını kapatmamıştı hala. "Aras ışığını kapat." dediğime ters tepki vererek benimkini açmıştı. "Arasss."dememle beni üstüne aldı. "Napıyorsun?" "Seni üstüme alıyorum." "Neden?" "Sence Ada." "Aras saçma saçma konuşma." "Peki sen bilirsin."diyerek çevik bir hareketle o benim üzerime çıktı. "Aras uyumak istiyorum." "Bende-" "Şu kelimeyi söyleme."diyerek susturdum. "Tamam ama-" "Aras." "Bi lafımı kesmezsen-" "Şşş." "Birşey-" "Şşş." "Ne şşş?" "Sesler geliyor."dememle ikimizde sustuk bir süre. "Aras sesler devam ediyor." "Üzerimden kalktı ve yavaşca odanın kapısını açtı. "Beni burada bekle." Tabi ki öyle yapmayacağım.Bende arkasından usulca giderken arkası bize dönük bir adam görmemle nutkum tutuldu.Aras arkasının dönmesiyle beni gördü.Bana kızgın bir bakış attı.Ardından adama doğru giderken buzdolabının yanındaki oklavayı aldı.Onu oraya kim koydu. Başka bir konudan kendimi alıkoyarak Arasa yönelttim bakışlarımı. Oklavayı adamın ensesine doğru vurmasıyla adam yere serildi.Bende koşarak odaya gittim ve Arasın telefonunu aldım.Aşağıya inip Aras'a verdim.O da polisin numarasını çevirerek kulağına götürdü.Telefonn çalarken de bana dönerek,"Şu işi de unut-Alo?" telefon açılmış olmalı ki sözleri kesildi. Eve hırsız girdiğine mi üzüleyim?,Şu şeyden hırsız sayesinde kurtulduğuma mı sevineyim?
Kendine gel Ada.
------------
Geç gelme yüzünden hepinizden özür dilerim haftaya büyük ihtimalle yeni bölüm gelecek :)) Sizleri seviyorum. :)