Kapıdan girer girmez çantamı elimden attım ve elimi alnıma koyarak sinirle soludum. Çağatay'a patlamak istemiyordum. "Anne."dedi usulca. "Çağatay..oğlum gördüğün gibi sinirliyim sinirim geçtiğinde bu konuyu konuşacağız."dedim. "Ama..anne.."diye tekrarladı. "Çağatayy..." dedim uyarıcı bir sesle. Hiç bir şey demeyerek usulca odasına doğru yürüdü. Nasıl bizim evlenebileceğimiz gibi bir ihtimal düşünüyor ki anlamış değilim. Böyle bir şey olmayacak. İstemiyorum ve istemeyeceğim. Yukarıya çıkıp odaya girdim. Sakinleşmeye çalışıyordum. Neden gereğinden fazla sinirlendim bilmiyorum ama böyle bir düşünce beni bu kadar sinirlenmeye yetti. Ayrıca böyle bir şey olmaz.Gözlerimin önünde eski sevgilisiyle öpüşen biriyle neden evlenmek isteyeyim ki.Her ne kadar çocuklarımın babası olsa bile.Ayrıca zaten biz resmide evli durumdayız şuan ama bunu çocuklar bilmiyor. Dolaptan tişört ve eşofman alarak üzerimi değiştirdim. Çıkardıklarımı kirli sepetine attım ve ardından yatağa girdim. Tekrar ve tekrar düşündüm. Ya bu evlilik meselesi falan neyse de o ayrı mesela ama aklımda olan başka bir şey var. Çağatayın çıkışması hoşuma gitmedi.Bir de büyüklerine bağırması eğer şimdiden böyle çıkışmaya ve sinirlenmeye başlarsa ilerde daha kötü olur...
Eve geldiğimde uyumuştum ve şuan saat 2ydi. Yataktan kalktım ve pencereden dışarıya baktım. Havuzu görünce içim açıldı ve havuza girme isteği geldi. Dolabıma baktığımda iki tane mayokini vardı ve bir tanesini giydim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Hiç açık değil bence(!). Havlu aldım ve aşağıya indim. Aras televizyon izliyordu. "Sende havuza girmek ister misin? "diye sordum. "Hayır."dedi bana bakmayarak. Daha sonra bana kafasını çevirdi. "Üzerine birşey giyseydin keşke!"diye bağırdı. "Sus be!"diye çirkefce bağırdım ve daha sonra evden çıkıp havuza doğru yürüdüm. Havlumu şezlonga bırakıp havuza balıklama atladım.
------------ Mutfakta işim bitmişti. 1 saat havuzda yüzdükten sonra duş alıp yemek yapmaya koyulmuştu ve işim bitmişti. "Aras, yemek hazır çocukları da çağır yemek yiyelim hadi."dedim. "Tamam. "diyerek çocukları çağırmaya gitti. Çocuklarda geldikten sonra yemek yedik. Sessiz bir yemekten sonra çocuklar odalarına geçtiler. Arada televizyon karşısına geçti ve bende ortalığı topladım. Koltuğa oturdum ve bende televizyon izledim. Saat 11 olmuştu. Çocukların odalarına gittim ve iyi geceler öpücüğü bırakarak odama geçtim ve yatağa girdim. ----------
Arasdan;
Gözlerimi açtığımda hafif bir acı hissettim kalkmamla inlemem bir oldu. Boynumu hareket ettirecekken boynumun tutulduğunu anladım. Yavaşça kalktım ve boynumu sağa sola hareket ettirdim. Daha sonra mutfağa geçecekken Çağatay'ın odasına takıldı gözüm. Odasına doğru ilerledim ve yavaşça kapısını araladım.Araladığım yerden kafamı soktum ve uyuyup uyumadığına baktım. Uyuyordu.İçeriye girdim ve yatağına oturdum. Usulca ellerimi saçında gezdirdim. "Neden beni sevmiyorsun Çağatay.Oğlum,aslanım benim.Benim seni ne kadar sevdiğimi bilmiyor musun?Belki bilmiyorsun ama bil,"derken gözleri azıcık aralandı beni görünce geri kapattı.Dediklerimi dinliyormuş gibi bir hali var,"Ben seni çok seviyorum. Gerçekten.."diyerek alnını öptüm.
Yatağından kalktım ve kapıya doğru yürüdüm. Odadan çıkacakken,"Beni gerçekten seviyor musun?"diyen Çağatay'ın sesini duydum. Arkamı dönerek,"Tabi ki seviyorum ben senin babanım neden seni sevmeyeyim ki."dedim. Gülümsedi ve yataktan çıktı. Bana doğru koşarak kucağıma atladı bende kucağıma aldım. "Başım döndü biraz birden yataktan kalkınca."dedi. Bende gülümseyerek alnından öptüm. "Ne dersin anneye bir özür olarak kahvaltı hazırlayalım mı?" "Evet."dedi. Beraber mutfağa geçtik ve hazırlamaya koyulduk.
----------
Adadan;
Gözlerimi açtım ve ovuşturmaya başladım. Yatağımdan kalktım ve banyoya girip elimi yüzümü yıkadım. Daha sonra odadan çıkıp aşağıya indim. Kahvaltı masasını görmemle durdum. "Aras? Eve kız falan mı attın?Attıysan ve bunu o hazırladıysa-" derken önüme mutfak önlüklerini giymiş iki erkek çıktı ve bu durumu susmama neden oldu. Aras'ın kucağında Çağatay mı duruyor yoksa bana mı öyle geliyor?
"Rüyadaysam söyleyin." "Hayır annecim. Tamamen gerçek. Bu arada sana kahvaltı hazırladık." Çağatay'ın sözleriyle kalakaldım tabi ben. "Elini yüzünü yıkadın mı bakıyım sen?"diyen Arasla kendime geldim. "Evet." "İyi o zaman hadi gel." Aşağıya indim ve kahvaltı masasına doğru yürüdüm.Evet merdivende öylece duruyordum. Masaya oturdum. Yardım etmek için kalkacaktım ki,"Otur lütfen bugün bizden sorumlu herşey."dedi Aras. "Diyorsun?" "Diyorum." "Pekala.Hiç bir şeye karışmayacağım." "Aferim."dedi Aras ve son dokunuşlarını yaptı. Daha sonra Çağatay ve Aras masaya oturdu.Onlar kahvaltıya başlamıştı ve ben de başlayacakken aklıma kızım geldi. "Kızım?"dedim sorarcasına. "Uyuyordu sanırım." dedi Aras. İçeriye,"Anne."diyerek ve gözünü ovalayarak Birce geldi. "Günaydın prensesim."diyerek kucağıma aldım ve yanağını öptüm. "Günaydın."dedi tatlı mı tatlı sesiyle. "Acıktın mı birtanem?" "Birazcık."dedi. "Siz kızımı neden unutuyorsunuz."dedim. "Yok unutmadık canım neden unutalım."dedi Aras. "Hani ben kızıma tabak göremiyorum."dememle kalktı ve tabak alarak masaya koydu. "Gel kızım,gel."diyerek kucağımdan aldı Aras Birceyi. "Sen neden benim kızımı kucağımdan alıyorsun."dedim. "Allah Allah o benim de kızım tek başına mı yaptın?"dedi Aras. "Babalık yapmak şimdi mi aklına geldi Aras bey." "Ben her zaman çocuklarıma babaydım ta ki sen onları benden kaçırana dek." "Sende....neyse."diyerek susmayı tercih ettim. Bu konuyu çocukların yanında konuşamazdım. Kavga falan ederdik sonra.
Kahvaltı yaptıktan sonra oturma odasına geçtim. Bugün canım hiç bir şey yapmak istemiyor.Zaten Birce'nin de doğum gününü yapamadık. Kalktım ve mutfağa gittim ve dolabı açtım.Dünki pasta dolapta duruyordu. Dolaptan çıkardım ve masaya koydum. Çekmecelere bakıp mum aradım.3 tane vardı. Pastanın üzerine diktim. Dolaptan da kola çıkardım. Abur cubur olarak kullanılan çekmecede hazır kuru pasta vardı 4 tane tabak çıkarıp her birine eşit olacak şekilde koydum.Merdivenden yürüme sesleri geliyordu.Büyük ihtimalle Arasdır. Aras yanıma gelerek,"Ne yapıyorsun?"diye sordu. "Dün Bircenin doğum gününü kutlayamadık.Aksilikler çıktı şimdi de böyle bir şey yapmak istedim.Hem pasta yedikten sonra lunaparka gideriz eğlenir çocuklar olur mu?" "Harika olur da ben 5-6 gibi şirkete gideceğim.Problem varmış sanırım ona bakıp geleceğim."
"Tamam sorun değil bizde o zaman eve geçeriz çocuklarla."dedim. "Tamam o zaman." dedikten sonra Birce'nin odasına gittim ve, "Kızım hadi hazırlan bakalım."dedim. "Nereye gidiyoruz anne."diye sordu. "Süpriz." "Bari bir ip ucu ver." "Olmaaazzz."diyerek güldüm. Dolaptan kot şortunu ve askılısını çıkarttım ve yatağına koydum. "Giyin sonra saçını yapalım. Ben abinin yanına gidiyorum."dedim ve odasından çıkıp Çağatayın odasına girdim. Hadi hazırlan olum." Oda Birce gibi "Nereye gidiyoruz."diye sordu. "Süpriz gidince öğrenirsin."dedim. O dolaptan birşeyler çıkartırken bende Birce'nin odasına girdim ve "Hazırlandın mı bebeğim? "diye sordum ama görünüşe göre hazırdı. "Anne saçımı yapar mısın?" "Onun için geldim ya bebeğim."diyerek çekmeceden lastik tokalarını aldım ve iki kulak yaptım. Sonra odasından çıktık ve oturma odasına geçtik. Aras dolaptan birşeyler çıkartıyordu. Amerikan mutfak olduğu için görüyordum.
Çağatay koltukta oturmuş çizgi film izliyordu. Birce de onun yanına geçti bende Arasın yanına gittim. Beraber kahvaltı hazırladıktan sonra çocukları çağırdım ve masayı kurmaya başladım. Daha sonra oturdum. Anne şu sürprizle ilgili bizi bilgilendirmek ister misin?"diye sordu Çağatay. Bak bak şu konuşma şekillerine bak. "Hayır tatlım zaten kahvaltıdan sonra öğreneceksin." Çağatay ve Birce kahvaltısını bitirdikten sonra ellerini yıkamak için yukarıya çıktılar. Bende ortalığı toplamaya başladım. Bir kaç dakika sonra çığlık sesi geldi. Telaşla merdivene gittim. Gördüklerimle şoka girdim.
