Cinler insanlar gibi Allah'a tabi olan insanlardan yaklaşık 2000 yıl önce yaratılmış metafizik varlıklardır.İnanılan budur.Bu yıl kavramını daha sonra ayrıntılı anlatacağız.İnsan gözünün göremeyeceği enerji boyutunda yaşayan bu varlıklar tıpkı insanlar gibi doğmakta, yaşamakta ve ölmektedirler. Cinler hakkında büyük eserler yazılmış ancak bugüne kadar tam vakıf olunamamıştır.
Cin kelimesi Arapça'dır. "Can" kelimesi ile ilgilidir. Semavi ve İlahi kitapların hepsinde de adından bahsedilmiş, sebep olduğu olaylar anlatılmıştır. Cinleri tanıyabilmek için önce "Cin" kelimesinin anlamı üzerinde durmak gerekiyor. Cin kelimesinin anlamı örtülü bir diğer anlamda ise gözle görülmeyen yaratık demektir. İslami yönden kelime anlamı, duyularla idrak edilemeyen, insanlar gibi şuur ve iradeye sahip bulunan, ilahi emirlere uymakla yükümlü tutulan mümin ile kafir gruplarından oluşan varlık türü anlamına gelmektedir. Cinler üç sınıfta tasvir edilirler, bunlar havada uçabilenleri, kedi, köpek ve yılan gibi hayvanların şekline girebilenler ve belli bir mekana yerleşen orayı sahiplenen cinlerdir. Cinlerin hepsi görüntü veremez. Kendi alemlerinden insan alemine hepsi geçemez, ancak bazı cins ve ırklar geçebilir. Kimi eşyayı bir yerden bir yere nakledebilir, kimisi maddeyi geçici bir süre kaybedebilir, kimisi yanına geldiği insanı çeşitli şekillerde hastalandırır bu tip cinler genelde büyü için kullanılan cinlerdir. Kimisi ise insanı rahatlatır. Kimi cinsler korku ve ürperti verir, kimi cinsler ise insanın şehvetini artırır. Cinlerin yaşadıkları yerler de ırklarıyla, cinsleriyle ilgilidir. Bazıları karanlıklarda, bazıları tuvaletlerde, bazıları ateşte, bazıları mezarlıklarda , bazıları dağlarda ve bazıları suda yaşar. Burada değinilmesi gereken husus cinlerin neden buraları tercih ettiğidir. Cinler dünya aleminde insanlar ile yaşamaktadır ve genellikle insanların olmayacağı yerleri tercih ederler. İnsanların sık olduğu bir evi değil de o evin tuvaletini, banyosunu veya çatısını tercih ederler. Çünkü insanların farkında olmadan kendilerine zarar vermesini istemezler. Bu sebeple insanların ulaşamayacağı veya her zaman uğramayacağı yerleri tercih ederler, ayrıca bazı cin grupları pis yerleri tercih ederler bu da bilinmelidir.
Süleyman Güçlü'nün araştırmalarına göre;
Cinlerin en büyük özellikleri hızlarıdır, günümüzde ışık hızı olarak tabir edilen hız biriminden daha hızlı hareket edebilmektedirler. Cinlerde insanlar gibi küçük parçalardan yaratılmıştır, ancak aradaki fark onların vücutlarındaki yapı taşları insanın yapı taşından kat kat daha hızlı hareket eder bu sebeple vücutları görünmez. Bunu örnekle açıklamak istiyorum, mesela bir kurşun tabancadan çıktıktan sonra insan gözü ile göremeyiz çünkü bizim göz algımızın çok üzerinde bir hızla hareket eder, cinler de kurşundan daha hızlı hareket etmektedir, bu sebeple bizim gözümüz onları göremez. Burada kurşun ile cin arasında fark vardır, kurşun fiziksel olarak etki edebilir ancak cin görünmediği gibi fiziksel etki de yapamaz örneğin sağımızda solumuzda geçen bir cine biz dokunamayız o da bize dokunamaz. Cinlerin hareket alanı dünyanın çevresidir, bunun dışına çıkamazlar. Cinlerin şekilleri kesin olarak bilinmemektedir, bilinen vücutları insan vücudu gibidir ancak insan vücuduna oranla daha küçüktürler yaklaşık 1 metre boyları vardır, kafaları insan kafasından biraz daha büyüktür ve kafalarında çok küçük iki tane boynuzları vardır, gözleri enine doğru biraz uzundur, bazılarının gözleri öne doğru çıkıktır ve gözleri insan gözünden daha büyüktür, göz renkleri insan gözü gibi çeşitlilik gösterir, kulakları at veya kedi kulağı gibidir ayrıca kulakları hayvan kulağı gibi kıllarla doludur, burunları insan burnu gibi değildir, daha yuvarlaktır, insanlar gibi sakal veya bıyık bırakabilirler ve saçları da vardır, kolları insan kolu gibi değildir insanların kolları vücutları ile orantılıdır ama cinlerin kolları orantılı değildir daha uzundur, tırnakları da daha uzundur, ayakları ise parmak kısmı uzun topuk kısmı ise geniştir, bazı alimler ayaklarının topuktan ters olduğunu söylemektedir, bu tartışılan ve kesinliği olmayan bir konudur, cinlerinde iskeleti vardır ancak iç organları insanların organlarına nazaran daha küçüktür, cinler de insanlar gibi beslendiği için sindirim sistemleri mevcuttur, cinlerinde ten renkleri vardır genelde esmerdir ve kıllıdır ancak filmlerdeki gibi çok uzun kıllı değillerdir, onları gerçek cisimleri ile görenler bu konuda konuşmazlar, ancak istedikleri şekle girebilirler ve kendi alemlerinde birbirlerini şekillerini görmeden tanıyabilirler. Cinlerin çeşitleri ile ilgili söylenenler kesin bilgi değildir, bizler onların görünmediğini biliyoruz ancak onların havada veya karada yaşadıkları gibi hususlara vakıf değiliz, benim gibi birçok araştırmacının yazdığı bu hususlar bilgisizliğin içindeki ufak bir ışığı alıp aktarmaktır.
Cinlerin Yaradılışları
"Cinleri de daha önce dumansız ateşten yaratmıştık." (Hicr, 27)
Cinlerin yaratılışı insandan farklıdır, insanoğlu yaratılmadan veya ruhu yaratılıp dünyaya gönderilmeden 2000 yıl kadar önce cinler yaratılmıştır. Bu yıl kavramı ruhani mi yoksa dünyevimi bilinmemektedir. Ben dünyevi yani insanların zamanı olduğuna inanmıyorum. Bana göre ruhani alemin zamanına göre 2000 yıl kadar önce yaratılmışlardır. Allah cinleri dumansız ateşten yaratmıştır ve dünyaya göndermiştir. Bu ateşe "Maric" denmektedir. Maric ateş yandığında en üstte kalan saf ateşe denir. Kuran-ı Kerim'de cinlerin gözeneklerden nüfus eden kavurucu bir ateşten yaratıldığı söylenmektedir. Bu ateşe de "Semum" denir. Semum dumansız bir ateştir. Cinlerin muhtevasının ne olduğu tam olarak bilinmemektedir. Ancak çoğu görüş Maric veya Semum ateşi oldukları yönündedir. Aslında mana ve anlatım olarak düşündüğümüzde Maric ve Semum eş değerdir. Maric halis ateş semum ise vücuda nüfus eden ateştir. Benim görüşüm cinlerin mayasının ateş olduğudur ancak ateş bedene büründüğünde ışık hızından daha hızlı hareket ettikleri için "ışık" diye de adlandırabileceğimiz bir enerjiden oluştuklarına inanıyorum.
Cinler içlerindeki fitne ateşi ile dünyayı karıştırmış, savaşlar çıkarmış ve kan dökmüştür. Alemlerin Rabbi'nin sözünden çıkmış bir kısmı isyan etmiştir. Bunun üzerine Allah insanoğlunu yaratıp dünyaya halife kılmıştır. Cinlerin bu kadar kan dökme sebebini şu anda insanların yaşadıkları savaşlara bakarak anlayabiliriz. Aynı insan aleminde olduğu gibi cin aleminde de iktidar ve ele geçirme mücadelesi vardır.
Cinler yaratıldığında dünyamız ateş topu gibiydi. Bu ortamda cinler çok daha rahat yaşayabiliyordu ve insanlar olmadığı için insanlar alemi ile aralarında perde yoktu. Şimdi insanların yaşadığı gibi dünya üzerinde yaşıyorlardı. Kuran-ı Kerim'de insanın çamurdan yaratıldığı söylenmektedir. İnsan dünyaya gönderilmeden önce dünya ateş topu halinden sönerek çamur haline bürünmüştür ve insanın yaşama ortamı oluşmaya başlamıştır. Dünya insanlar için yaşanacak hale geldiğinde cinler kendi alemlerine çekilmiş ve insanlar alemi ile aralarına perde çekilmiştir. Bu manevi bir perdedir. Bu perde sonucunda cinler insanları görebildi ancak insanlar cinleri göremediler. Dünya üzerinde insanlar yaşamaya başladı. Cinler ise dünya da kendi boyutlarında yaşamaya başladılar.Cinlerin bu nedenle insanları kıskandığı ve insanlardan nefret ettiği söylenir.
![](https://img.wattpad.com/cover/82535004-288-k13649.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECENİN SAHİPLERİ
Hororİnsanoğlu;inananlar ve inanmayanlar olarak ikiye ayrılmıştır.Biz inananlara göre gecenin ve gündüzün tek ve ortak bir sahibi vardır.Tüm mülklerin himayesi ondadır.Korkutuğumuzda,üzüldüğümüzde her birimiz ona sığınırız.Omuzumuzun üstünde bir ele ihti...