Öncelikle hikayeme gelen ilgi için hepinize çok teşekkür ederim, umarım bundan sonrada aynen bu şekilde ilginiz devam ederek. Beğenmeyi unutmayın lütfen. :)
''Yalnızlıkla nasıl baş edilir?
Her zaman gülümse.
Dişlerini anlamsızlıkla parlat,
Ve yalanlarla keskinleştir.
Ve ters giden ne varsa,
Etrafında dolaşmaya devam edecek ..'' -Wilco - How To Fight Loneliness
~
''Tamam, o halde Planlama kulübüne giriyoruz?'' diye bininci kez sordu Carly, oflayarak kucağımda ki çantayı boş olan sandalyeye gelişi güzel bıraktım, ''Hayır! Tanrı aşkına Carly, biraz daha sosyal bir şeyler seçemez miyiz? Yemekhane de beslenme planı oluşturmak istemiyorum!'' dedim bıkkınlıkla, yanaklarını şişirerek arkasına yaslandı, uzun manikürlü tırnaklarıyla bir süre oyalandı, bakışlarımı büyük bahçede gezdirdim, ''Buldum!'' diye şakıyarak ellerini çırptı, bakışlarımı sorarcasına ona yönelttim, ''Dans?'' dediğinde ciddi anlamda ondan düzgün bir şey bekliyordum, gözlerimi devirdim ve önüme döndüm ''Hadi ama Daffy! Bu çok eğlenceli olur ve sosyal bir kulüp?'' dedi sevinçle, ''Hayır.'' diye yanıtladım ve yayıldığım sandalyemde biraz doğruldum. ''Lütfen, lütfen, lütfen!'' dedi ve yavru köpek bakışlarını üzerime saldı, ona hayır demek pek kolay olmuyordu. Gerçekten her zaman bunu yapıyordu, ısrarcı bakışlarını üzerimde gezdirmeye devam etti ''Tamam bakarı-'' ''İşte budur! Hemen gidip isimlerimizi yazıyorum!'' diyerek fırladı ayağa ''Ama ben bakarız.. dedim..'' diye yavaşça alçalan sesimle onun bina kapısının orada ki kulüp panolarına koşuşunu seyrettim. Bakışlarımı tekrar önüme çevirdiğimde 1 saat önce ki atıştığım sevimsiz grup arkadaşlarıyla ve şu bayan bacakla birlikte ileride, çaprazda ki masaya yerleştiler, bir an doğrudan onlara baktığımı fark ederek kendimi toparladım ve bay sevimsize çarpmadan evvel ki titreyen telefonuma bakmayı şimdi akıl ederek gelen mesajı kontrol ettim; ''Bu sabah baban Matt ile konuştu, aranızın iyi olmadığını öğrendi ve çıldırdı. Tatlım biraz daha dikkat et, seni seviyorum. :) x -Mums'' Mükemmel! Sinirle telefonu masaya fırlattım, bu ortaklıktan nefret ediyordum. Babamın, Matt'in babası ile olan ortaklığı resmen faciaydı! Matt ile attığımız her adımı öğreniyor, aramız biraz açılsa hemen gelip bana her zaman ki nutuğunu çekiyordu;
''Matt iyi bir çocuk, Collins'ler iyi bir evlat yetiştirmişler, sana değer veriyor, aynı zamanda babası Marcus'da, Matt'in seninle olmasını destekliyor. İlişkine sahip çık Daphne, sevgilinle olan sorunlarının ortaklığıma yansımasını istemiyorum, Matt seni seviyor.''
Ellerimle oynadığımı fark ettiğimde Carly'nin hala geri dönmemesi üzerine kulüp panolarına doğru çevirdim başımı. Sarışın bir çocukla konuşuyordu ve gülüyordu, Gözlerimi kısarak bir süre onları kontrol ettim ve daha sonra bakışlarımı tekrar önüme çektim. Kafamı önüme doğru çevirirken ''ben markayım!'' diye bağıran gözlükleriyle doğrudan bana bakan bay sevimsizi gördüm, sahte bir şekilde gülümsedim ve eşyalarımı toparlayıp kalktım. ''İşte geldim!'' dedi Carly, ''Nereye?'' diye üzerine ekledi, ''Okul sonuna kadar burada oturacak mıyız?'' dedim agresif bir şekilde, fazla dikkat çekmemeye çalışarak bay sevimsizin hala bakıp bakmadığını kontrol etmeye çalışınca, baktığını gördüm ve direk bakışlarımı Carly'e çevirdim ''Ters bir durum mu oldu?'' diyerek Malik'e doğrudan baktı, kolumla onu önüne bakması için çekiştirdim ''Hayır.'' dedim kuru bir sesle, ''Emin misin?'' diye yineledi ''Oldu ama şu ukala yüzünden değil, sonra anlatırım.'' dedim sıkıntıyla, ''Matt mi?'' dedi ısrarla ''Kısmen.'' dedim ve daha fazla soru sormasını önlemek adına hızla onun eşyalarını eline yerleştirip hızla bahçenin içinde ki büyük kafeteryaya sürükledim.