Merhaba canımlarım evet bir bölüme daha gelmiş bulunmaktayız, artık +200 Vote'a alıştığınız için sınır daha çabuk geçiyor bu iyi bir şey. Şimdilik. :) Sınır yine +200 Vote. Bu bölüm belki o kadar uzun olmayabilir. Yorum istiyorum! Bölüm hakkında booooool yorum! Daha şimdiden 2. bir kitap çıkarıp çıkarmamam hakkında soranlar var, buna henüz cevap veremem, ilerleyen zamanlarda görürüz. :)) Neyse iyi okumalar. -Delightful bitch.
~
''Merhaba.'' diyerek bir kaç adım da karşımda dikildi, yüzünde yeni çıkmaya başlamış tüyler, esen rüzgarın etkisiyle burnuma dolan sigara ve nane kokusu, -gözlerinin altında siyah halkalar mı vardı öyle?- konuşması düşüncelerimi böldü,
''Bir kaç gündür okula gelmiyordun, be-ben şey sandım. Şey-'' Kekeliyor muydu? Hadi oradan! Kaşlarımı kaldırıp doğrudan ona baktım, ''Son olay yüzünden gelmeye çekindin sandım.'' dedi cümlesini bitirerek ve rahatlamışçasına derin bir nefes verdi. ''Hayır, hiçbir sorun yok. O olay kapandı. Hayatım boyunca oturup o sorun için sızlanamam.'' dedim kendimden emin bir şekilde. Tek kaşını şüpheyle kaldırdı ve benim bu soğuk yanıtım karşısında kısa bir an şaşırdı. ''Güzel.'' dedi buz gibi sesiyle. Bakışlarımı yerde birleştirdim. Bütün bir yolu bunun için gelmiş miydi gerçekten? Hoş, okulla, yurt arasında pek bir mesafede yoktu fakat- ''Tamam o halde, ben gidiyorum.'' diyerek arkasını döndü ve bu seferde ben şaşkınca onun gidişini seyrettim. Biraz evvel ne bokum olmuştu?
Sabah koyu dar kotumu, ince omuzu düşük gri kazağımı ve siyah asker botlarımı giyip üzerime deri ceketimi aldım. Hafif makyaj ve açık bıraktığım saçlarımla beraber çantamı da alıp doğrudan okula gittim. Matt'den aldığım son mesaja göre varmıştı. Günlerdir göremediğim yakın(!) arkadaşımı okulda bulmayı planlayarak okulun bahçesine giriş yaptım. Bahçede Carly'nin olmadığından emin olarak dersin başlamasına 5 dakika kala tuvalete çıktım. Ellerimi yıkarken aynanın yansımasından, kapının açılıp gelen kişiye baktım. ''Selam.'' dedi kuru bir sesle. Ellerimi kağıt havlu ile kurutup çöpe attım ve ona döndüm, ''Gerçekten benimle konuşacak mısın?'' dedim alayla, gözlerini devirdi ve kapıyı kapattı. ''Sana sinirim hala geçmedi Daphne.'' dedi Carly ciddi bir şekilde, alaylı bir şekilde 'hah' sesi çıkardım. ''Ne var biliyor musun Carly? Günlerdir seninle konuşmak için kıçımı yırtarken senin konuşmak istemeyişin benim de sinirlerimi bozuyordu ve şimdi düşünüyorum da bir süre konuşmamamız gerçekten iyi olacak!'' dedim öfkeyle ve çantamı alıp kapıya yöneldiğimde önümde durdu, ''Ne bekliyordun Daphne? Bana yalan söyledin! Yalan! Ben senin en yakın arkadaşınım ve sana sorduğum halde bana yalan söyledin!'' diye bağırdı. Elini saçlarına daldırdı ve derin nefesler aldı, ''Sana sordum. Zayn ile bir şey mi oldu diye sordum! Tanrım sen bana bir şey yok dedin!'' diyerek kapının önünden çekilip lavaboya tutundu. ''Bana hayır dedin ve aynı gün içerisinde seni Zayn ile tuvaletten çıkarken gördüm, yetmezmiş gibi aynı gün içerisinde Matt ile gördüm! Sence bu normal mi!'' dedi sinirle. ''Bağırmayı kes! Bir bok bilmiyorsun!'' dedim sinirle ve çantamı yere fırlattım, ''Anlatsaydın o halde! Sana sorduğum zaman anlatsaydın!'' dedi. Sustum. Haklıydı. ''Bu yaptığına ne denildiğini biliyorsun değil mi?'' dedi dişlerinin arasından. Bir kez daha haklıydı. ''Her ne kadar sorunlar olsa bile birlikte olduğun bir insan var Daphne! Matt ile birliktesin ve seni uyardığım halde gidip Zayn piçi ile-'' ''Zayn ile aramda hiçbir şey yok!'' dedim daha fazla dayanamayarak. Durdu ve soludu. ''O halde tuva-'' ''Tuvalette sadece tartışıyorduk tamam mı! Başka bir şey olmadı!'' diye bağırdım. Ve anında aklıma gelen şey ile gözlerimi kıstım, ''Neden bunu umursuyorsun ki? Neden bu konuyu bu kadar takıyorsun!'' dedim, çıldırmak üzereydim. ''Bana inanmıyor musun?'' dedim sakince. Dostluğumuzun böylesine bir olay yüzünden zedelenecek olması her şeyi mahvederdi. ''Zayn'i biraz evvel, Alicia'dan ayrılırken gördüm. Bu ne demek oluyor peki? Zayn neden ayrıldı o halde!'' dedi sinirle. Duraksadım. Kızın adı Alicia'ydı demek. ''Nereden bilebilirim? Bundan banane! Kendin de dedin ben Matt ile birlikteyim!'' dedim, ''Hiç öyle görülmüyor.'' dedi alayla. Gözlerimi büyüterek ona baktım, ''Zayn ile aranda ne var Carly?'' diye sordum tereddüt etmeden. Yüzü gölgelendi. ''Ne?'' dedi gergince, ''Duydun. Aranızda ne var?'' diye yineledim sorumu. ''Bu seni neden ilgilendirir? Zayn seni neden ilgilendiriyor?'' dedi soruma soruyla yanıt vererek. ''O halde aranızda bir şey olduğunu kabul ediyorsun..'' dedim ters köşe yaparak ''Ben öyle bir şey söylemedim.'' dedi dişlerinin arasından. ''Ne diye Zayn konusunu bu kadar büyütüyorsun?'' dedim şüpheyle. Emindim. Bir şey vardı. ''Daph-'' ''Sana yalan söylediğim için bana kızman gerekirdi, Zayn için değil. Ama sen şuan tam karşımda dikilmiş Zayn ile beni gördüğün için bağırıp çağırıyorsun. O halde bu seni ilgilendirir mi?'' dedim sertçe. Duruşunu dikleştirdi, ''Anlamıyorsun Daphne, sana başında söyledim o Zayn Malik-'' ''Bana bir şeyleri eksik söylediğine eminim! Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun? Onun bu kadar pislik olduğu konusunda ne biliyorsun!'' dedim, ciddi anlamda yanıyordum. Bu Carly ile ilk büyük kavgamdı ve küçük bir tuvalette bunu gerçekleştirdiğime inanamıyordum. ''O insanlara zarar veriyor, sanada zarar verecek! Tek endişem bu.'' dedi gözlerini kaçırarak, ''Sana da mı zarar verdi?'' dedim imalıca. Başını kaldırıp bana baktı, ''Bir şey var Carly. Ben senden sakladığım gibi seninde benden sakladığın bir şey var ve ben bunu öğreneceğim. Her ne haltsa bunu öğreneceğim anladın mı?'' dedim ve çantamı yerden alıp hızla çıktım. Karşımda biraz evvel ki konuşmalarımızı dinlemek üzere olan bir Malik ile karşılaşınca sinir kat sayım tavan yapmıştı. Kaşlarını çatarak hızla ilerlemeye başladı. Peşinden koştura koştura ona yetişmeye çalıştım, ''Dur!'' diye bağırdığımda bize bakan bir kaç kişi oldu. Ama o durmak yerine hızla ilerlemeye devam etti. Büyük adımlarla ona yetişip kolunu sıkıca kavrayıp kendime çevirdim, çok yakındık. ''Ne var Daphne!'' dedi sinirle. Tepkisine olan şaşkınlığımı kısa sürede atarak kendimi toparladım ''Alicia ile ayrıldın mı?'' dedim. Çenesinin gerginleştiğini gördüm. ''Bu seni ilgilendirmez!'' dedi ve ilerlemeye devam etti, ''Zayn dur!'' diyerek bir kez daha kolundan yakaladım. ''Neden?'' diye sorduğumda hışımla kolunu geriye çekti. ''Sen gerçekten aptalsın! Bir kaç gün öncesine kadar benden kurtulmak için çırpınıyordun ve şimdi peşimden ayrılmıyorsun! Seni ilgilendirmez anlamıyor musun? Beni takip etme!'' diye bağırdığında irkildim. Bir kaç saniyelik bakışmamızın ardından öfkeli suratını çevirdi ve uzaklaştı. Söz konusu Carly ile olan arkadaşlığımdı. Ve ben bu ikisinin arasında ne olduğunu öğrenene kadar peşini bırakmayacaktım Malik.''
~ ZAYN ~
Ders boyunca beynimi kemiren şeyleri önemsememeye çalışsam da Daphne'nin yüzü gözümün önünden gitmiyordu. Buna neden bu kadar takılmıştı ki? Alicia ile ayrılmam onu ne ilgilendirirdi? Carly ile tuvalette yaptığı tartışmada ki ciddi ses tonundan anladığım kadarıyla kesinlikle merak ediyordu. Her şeyden önce onun bir erkek arkadaşı vardı ve ben daha dün ikisini oldukça samimi bir halde gördüğüme göre ilişkisine devam ediyordu. O halde benimle derdi neydi? Bu kızı gerçekten de anlamıyordum! Ondan uzak durmamı isterken bugün resmen benim peşimden ayrılmamıştı.
Ders bitiminde tuvalete girdim, içeride ki bir kaç kişiyi def ettikten sonra duvara yaslanıp bir süre öylece kaldım. Çok geçmeden açılan kapıyla başımı oraya doğru çevirdim ve içeri girip kapıyı kilitlemekte olan Daphne'yi görünce şaşkınlıkla gözlerimi büyüttüm. Şaşkınlıkla doğrulup ona baktım, anahtarı cebine koyup sorgulayıcı gözleri ile bana döndü. Bu kız ne yapıyordu böyle?
***
İLK DEFA ZAYN'İN GÖZÜNDEN YAZDIM. DIRIRIRIRIRIRIM.
Kısa oldu biliyorum ama heyecanlı yerde kesmek zorundaydım :D sdfjsdf