3.|STOP!

8.3K 241 26
                                    

*GÜZEL SABRINIZ İÇİN TEŞEKKÜRLER! ŞU VAR Kİ, BUNDAN SONRA BÖLÜMLERİ KISA, KISA AMA SIK ARALIKLARLA YAYINLAMAYI PLANLIYORUM. AYRICA ÖZET TANITIMDA Kİ BİR KISMINI DA 4.BÖLÜME BIRAKTIM. TABİİ BİR DE SINIR HER ZAMAN Kİ GİBİ +100 VOTE! VE SON BİR ŞEY, IHM.. BİLİRSİNİZ, HER YAZAR, BÖLÜM HAKKINDA YORUMLAR OKUMAK İSTER, GÜZEL, DETAYLI, HEYECANLI, MERAKLI, SORGULAYICI DSJFKSJ.. YANİ ARADA YORUM YAPARSANIZ SEVİNİRİM. :))* 

~

Tam 3 gündür evdeydim. Bugün Çarşambaydı. Sanırım. Matt sürekli arayıp duruyordu ve hayır konunun onunla hiçbir ilgisi yoktu. Sorun Zayn'di. Adi, pislik, ucube, adi, adi, ve pislik! Tamam 3 gün içerisinde, daha doğrusu şu meşhur Pazartesiyi anlatarak başlayabilirim; 

''Lütfen bir araba kiralayalım Daffy!'' diye mızmızlanarak okulun bahçesine girdi Carly. Tam peşinden ilerleyerek sessizliğimi korudum. Bugün, dün ki olaydan sonra farklı olacaktı. Yani en azından öyle olmaz mıydı? Onu görmek istemiyordum. Çok geçmeden sıkıntıyla bahçeye göz gezdirdim, fazlasıyla ıssızdı.. ''Günün en sıkıcı yanı-'' ''Pazartesi olması!'' diye sözümü tamamladı Carly, gülüşerek okulun ana binasına doğru ilerlediğimizde, merdivenlerin orada ki yoğun kalabalığı gördük ''Bunca insanın nerede olduğu şimdi anlaşıldı.'' dedi Carly sessizce ve kolumdan tutup olup biteni gözlerimizle görmek için ilerledik. Kalabalığın arasına sıkışarak ne olduğuna baktım. Şaşkınlıkla ağzım açıldı, gördüğüm manzara tam bir faciaydı. Kimseden ses çıkmıyordu, neden? Korkuyorlar mıydı ondan? Tamam, gördüğüm şey şu ki, Zayn muhtemelen benim gibi 1. sınıf olan çocuğu merdivene oturtmuş ve elinde ki tıraş makinesiyle çocuğun saçını kazıyordu. Tatmin olmuşçasına geri şekilde ve çocuğun yarısını kazımış olduğu kafasına baktı, ''Bu bir daha sana bir şey dediğimde bana cevap vermemen içindi.'' dedi ve makineyi yere gürültüyle attı. Kısa bir an bakışları bana kaydı, tekrar çocuğa döndü ''2. şans tanımam.'' dedi yüksek sesle. Burada ki lafın kime olduğu açıkca belliydi. Tiksitiyle kalabalıktan sıyrılıp Carly'yi aramaya koyuldum, arkamda ki kalabalık yavaş yavaş dağılınca kalabalığa doğru dönüp Carly'e bakındım. Yoktu. Nereye gitmişti? ''Niall ile gittiler. Sanırım arkadaşın benim adamıma asılıyor.'' dedi alaylı tonuyla. Kaşlarımı çattım, kollarımı göğsümde birleştirip doğrudan karşımda ki şahesere baktım ''Carly, kimseye asılmaz!'' dedim ve ayağımla ritim tutmaya başladım. Bunu duymamış gibi yaptı. Kesin benimle dalga geçecekti. Dün için. Ama sanki hiçbir şey olmamış gibi davranıyordu.  ''Akşam ne yapıyorsun?'' dedi ve elinde ki kalemin kapağını dudaklarında tutarak defterinden kopardığı bir parça kağıda bir şeyler karalamaya başladı. Şaşkınca ne saçmaladığını çözmeye çalışıyordum, beni, onu seyrederken yakaladığında göz kırparak kağıdı elime tutuşturdu ''İstediğin zaman.'' diye fısıldadı ve uzaklaştı, bakışlarım elime tutuşturduğu kağıda gidince bir telefon numarası olduğunu gördüm, gittiği yöne doğru kafamı çevirdiğimde ise Olivia ile neredeyse koridorda sevişecek haldeydi.. Kaşlarımı bu anlamsızlığa çattım. İğren. Garip. Saçma! ''Garip olan ne Daffy?'' diye fısıldadı Carly, dişlerimi, alt dudağıma geçirmiş karşımda ki manzarayı seyrediyordum. Bu gerçekten beni kızdırıyordu. Hadi ama tamam sadece bir asansör performansıydı, fakat bu onun için bu kadar kolay mıydı? İçimde Matt'e karşı duyduğum suçluluk duygusu beni yiyip bitiriyordu. ''Hiç.'' dedim sessizce. Carly baktığım yöne baktı ve kuşkuyla bana döndü, ''Bana anlatmadığın bir şey olmadığından emin misin?'' diye üsteledi bir kez daha. İç sesim, bunu Carly'e söylemekten yana olsa bile, hala emin değildim, bu bir sırdı. ''Hayır. yok.'' dedim ve geri dönüp hızla ilerlemeye başladım, ''O halde ne diye dünden beri Malik hakkında bu kadar takıntılısın?'' dediği anda durdum ve hışımla ona döndüm ''Takıntılı falan değilim!'' dedim sertçe, ''Neden ona bakıyordun peki?'' dedi üste çıkarak, ''Bakamaz mıyım? Hem sen ne zamandan beri beni kontrol ediyorsun?'' dedim sorusuna soruyla karşılık. ''Dünden beri.'' dedi. ''Dün bir şey oldu. Eminim. Ve bunu bana söyleyene kadar seni bırakmayacağım. Şimdi derse gidiyorum ve bu konu burada kapanmadı.'' diyerek uzaklaştı. Sıkıntıyla nefes verdim. 

Günün geri kalanı monotondu. Blok dersler, dersler ve derslerdi. Sıkıntıyla bir sonra ki derse yetişmek için amfi katına inerken ıslık çalarak merdivenlerden çıktığını gördüm, hemen karşı merdiven demirlerine geçtim. Bunu fark etmiş olacak ki o da tam karşıma geçti, kenara kaydığım sırada önümü kesti. Sabit kalarak hiçbir şey demeden ona baktım. Dudaklarına. Ona. Dudaklarına. ''Hala mesaj atmadın?'' dedi usulca. Bakışlarımı etrafa kaydırdığımda kimse görünmüyordu, kaldı ki birinin bizi görse bile bakmasına imkan yoktu. Çünkü meşhur Zayn Malik'ten korkuyorlardı. ''Sana mesaj atacağımı söylemedim. Üstelik kağıdı attım.'' dedim soğuk bir şekilde. Yüzünde oluşan o alaycı sırıtışı genişledi ''Sahiden mi?'' dediği anda elini korkulukla kolum arasından belime kaydırıp beni aşağı, kendine doğru çekti ''Ne yapıyorsun sen?!'' dedim panikle, gülümsemesini bozmadan dudaklarını kulağıma doğru yaklaştırdı ''Dünü unutmadım.'' dedi. Kalbüm büyük bir gürültüyle atıyordu ve onun duymasından korkuyordum. ''Ben bir şey hatırlamıyorum.'' dedim ve ellerimi hareket ettirmeyi akıl ederek beceriksizce göğsünü itmeye çalıştım, yapışmıştık resmen. ''Şhh.'' dedi ve beni kendine iyice bastırdı. Eğer onu itersem geriye doğru düşecektik. Tamam sadece bir kaç saniye daha ona katlanabilirdim. ''Derse gitmeliyim.'' dedim. Ürperiyordum. Korkuyordum da. Şuan bizi biri böyle görse.. Tanrım! ''Bı-bırak.'' dedim fısıltıyla. Konuşamıyordum. Beni kendine sıkıca bastırdı ''Önce dünü hatırlatmam gerek..'' diye fısıldadı. Yüzü çok yakındı. Başımı geriye doğru çekmeye çalıştığımda dudakları boynuma dokundu. Dudakları, boynuma sürtünürken alev yavaş yavaş beni ele geçiriyordu. Hissettiğim acıyla sessiz bir inilti çıktı dudaklarımdan. Boynumu ısırmıştı ve şimdi ısırdığı yeri emiyordu. İçimde oluşan tuhaf his iğrençti. Bunu istemiyordum. ''Dur.'' dedim sesimi yüksek çıkartmaya çalışarak, kısa bir süreliğine dudakları işlevini durdurdu ''Hatırlıyor musun?'' dedi ve tekrar emmeye başladı. Canımı yakıyordu ve bir o kadar da farklı hissediyordum. ''Sen hatırlayana kadar durmayacağım.'' dedi dişlerinin arasından. Yeniden ısırdığında bu sefer cidden acımıştı. Aynı yere yaptığı işkence gözlerimi karartıyordu ''Tamam lanet olasıca! Hatırlıyorum!'' diye bağırdığım anda dudakları durdu. ''Şimdi bırak beni.'' dedim zorlukla. Elleri hızla gevşediğinde titreyen bacaklarımla düşmemek adına korkuluklardan destek alarak aşağı indim. Ve arkama bakmadan amfi salonuna ilerledim.

Ders bitiminde kendimi direk dışarı attım. Telefonumu çıkarıp Carly'ye yorgun olduğumu ve eve gideceğime dair gelişi güzel saçmaca bir mesaj gönderdim ve hızlıca bahçeye çıktım. Derin derin nefesler alıp elimde tuttuğum montumu üzerime geçirdim. Çıkış kapısına doğru hızlı adımlarla ilerledim. ''Daphne!'' diye duyduğum tanıdık ses beni durdurmuştu..

YAZDIĞIM EN KÖTÜ EN SIKICI BÖLÜMDÜ, 4.BÖLÜM TAM İSTEDİĞİNİZ GİBİ OLACAK. FAZLASIYLA HEYECANLI! BU BÖLÜMÜ GEÇİŞ BÖLÜMÜ DİYE DÜŞÜNÜN.

RED | Zayn MalikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin