15. Bölüm

303 16 16
                                    

"Sensin pasaklı düzgün konuş benimle "dedim. "Konuşmazsam ne olur pasaklı" dedi bu sefer pasaklıyı vurgulamıştı.

Benimle bu şekilde konuşması sinir bozucuydu zaten kendime sinirliydim Bade yüzünden bide bu pasaklı lafı beni iyice deli etti kendimi tutamadım. Sert bir şekilde bacak arasına tekme attım...

    İrem'den Devam..

Daha doğrusu atmaya çalıştım. Refleksleri o kadar gelişmişti ki ayağımı ne zaman tuttuğunu hatırlamıyorum bile.

"Cık cık senin gibi bir kıza yakışıyor mu böyle hareketler?" Dedi suratın da ayıplıyormuş casına bir ifade vardı. Ona kaşlarımı çatarak baktım. Tam cevap vermek için ağzımı açmıştım ki içerden Demir amcanın sesinin yükselmesiyle ağzımı kapatmak zorunda kaldım.

Ne oluyor öyle Demir amca neden bağırıyor? Hızlı adımlarla salonun çıkışına doğru ilerledim. Kıvanç'da arkamdan geliyordu. Ayak seslerini duyabiliyorum. Hızla salondan çıkıp mutfağın yanındaki odaya girdim.

Oda krem renkleriyle döşenmişti. Odanın ortasında çift kişilik bir yatak vardı. İki yanında küçük komidinler bulunuyordu. Duvar kısmında boydan boya kıyafet dolabı vardı. Odanın küçük bir balkonu vardı. Balkonun hemen önüne tekli iki koltuk ortaya da yuvarlak masa konmuştu. Masanın üzerinde değişik şekillerde süs eşyaları vardı.

Demir amca ve Kerim amca tekli koltuklar da oturuyorlardı daha doğrusu Kerim amca oturuyor Demir amaca ise ayaktaydı. Elleri saçlarında bir o yana yürüyor bir diğer tarafa sanki yerinde kalsa düşünceleri onu esir alacakmış gibi durmadan hareket ediyordu.

"Ne demek onları bulamıyoruz Kerim! Nasıl bulamazsın? Yer yarıldı da içine mi girdiler? Hı? Ya o Bora denen it kızıma zarar verirse o zaman ne olacak? O it kızıma benim yüzümden bir şey yaparsa yaşayamam Kerim!" Diye bağırdı Demir amca.

Bir dakika o az önce Bora mı dedi? O Bora'nın bizim Bora olma ihtimali yok değil mi? Yok canım ne alaka bizim Bora neden Bade'yi kaçırmak istesin ki? Değil mi ama? Demir amca benim yüzümden diyor ama bizim Bora Demir amcayı nerden tanısın? Yinede içime bir kurt kaçmıştı.

" Bora mı? Bahsettiğiniz Bora'nın soyadının Yiğit olma ihtimali var mı?" Dedim korkarak verecekleri cevaptan korkuyorum. Sorum üzerine ikisinin de bakışları bana döndü. İlk önce ilkildiler beni burda beklemedikleri açıktı. Sonra sorduğum soru üzerine ikisinin de kaşları yukarı kalktı dudakları aralandı. Şaşırmışlardı.

" Evet ama sen bunu nerden biliyorsun?" Dedi Kerim amca. "Biliyorum çünkü kendisi bizim sınıfta bu sene benle aynı zamanda geldi" dedim. İnanamıyorum Bora neden böyle bir şey yaptı ki ne alıp veremediği var Demir amcayla?

Bade'nin Ağzından

1 Hafta Sonra

O hücreden çıkalı 3 gün oluyor. O gün Bora beni orada bırakarak hücreyi terk etti. Ondan sonraki günlerde ise sadece yemek getirmek için girdi içeriye onda da suratıma bile bakmadan geri çıktı. Sadece beni o hücreden çıkarmak için geldiğinde konuştu. Konuştuğuysa " kalk hadi burdan çıkıyorsun" oldu.

Ne kadarda güzel bir haber. Çünkü o hücre benim için ölüm gibi bir yerdi. Penceresi olması kapalı alan korkumu azaltsada yinede içimde bir ürperme hissi uyandırıyordu.

Şuanda ilk kaldığım odada, pencere kenarında ki koltukta oturmuş dışarıyı izliyorum. Saat öğlen 1 sularında. Dışarısı bulutlu, yağmur yağdım yağacam diyor. Keşke dışarıya çıkabilsem. Bu hava en sevdiğim havalardan. Dışarı çıkıp yağmurun altında deli gibi ıslanmak ve mis gibi toprak kokusunu koklamak vardı şimdi. Ben iç geçirirken kapı açıldı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 13, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Olmaması Gereken (RÇ.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin