12. BÖLÜM

21 1 5
                                    

Victor

Kızımı öldüren katilden hala bir iz yok. Delirmek üzereyim. Neden böyle bir şey oldu ki? Will de ne olduğunu anlatmıyor. Ya Will i de öldürürse katil! Hayatım boyunca sadece iki şeye değer verdim. Onlar da çocuklarımdı. Korey öldüğüne göre sadece Will kaldı. Ona da bir şey olursa naparım ben!
Telefonum çalmaya başladı. Gizli bir numara arıyor. Merakla ve tükenmişlikle cevap verdim telefona.

"Alo?"

"Victor Parker'la görüşüyorum değil mi?"

"Evet, benim."

"Sizi aramamın nedeni kızınızı öldüren katili gördüm ve elimde onunla ilgili deliller var. Ama bundan kimseye bahsetmemeniz gerekiyor. Etrafta psikopat bir katil elini kolunu sallayarak gezerken dikkatli olmamız lazım. Hayatımın tehlikeye girmesini istemiyorum."

"Oğlum polis. Yardımcı olacaktır. Ona söylememde sakınca olmaz."

"Sakın söylemeyin. Kardeşi ölmüşken sağlıklı düşünmesini bekleyemeyiz. Merak etmeyin bu bilgiyi polisten saklayacak değilim. Size vereceğim adrese gelin, birlikte elimizde olan bilgilere bakalım ve polislere de öyle haber verelim."

"Anlıyorum. Tamam. Söylediğiniz adrese geleceğim."

İnanmıyorum. Kızımın katilini görmüş! Tanrım, sonunda bulunacak o vahşi pislik. Hemen yola çıkmalıyım.
Verdiği adrese baktım yakın diyemem ama çok da uzak değil. Arabama bindim hızlıca.

Yol yarım saat sürdü. Arabadan inip etrafıma bakındım. Acaba yalnış yerde miyim? Böyle bir yer var mıymış? Karşımda bir harabe var.

Harabenin içinden birisi çıktı ve bana doğru geliyor. Daha 20 li yaşlardadır herhalde.

"Bay Parker?"

"Beni arayan sizdiniz değil mi?"

"Evet ben aradım sizi. Geldiğiniz için teşekkürler."

"Ne demek. Siz sanırım ölen Alex Black in abisisiniz."

"Evet. Adım Alec. Galiba kızınızı öldüren katille kardeşimi öldüren katil aynı kişi."

"Maalesef."

"Gelin benimle. Burada konuşmayalım. İçeri geçelim."

Peşinden gittim. Harabe dediğim yere girdik. Ardımdan kapıyı kapattı. Ona da yazık. Kardeşi öldü. Ona tam başın sağolsun diyecektim ki o konuşmaya başladı.

"Bay Parker, tanımadığınız kişilere ne olursa olsun güvenmeyin."

"Güvenmem de şimdi nerden çıktı bu?"

Soruma cevap vermedi ve odanın diğer köşesine doğru yürümeye başladı. Tam köşeye geldiğinde yere eğildi ve orda duran, tabi benim daha yeni farkettiğim çantadan bir şey çıkardı. Keskin bir bıçağın çıkardığı ses boş odada yankılandı. Şaşırdım ve biraz da korktum. Hemen kapıya koştum. Kapı demirdi ve kilitlenmişti. Korkuyla Alec e baktım. Deli gibi bir gülümseme yayılmıştı yüzüne.

"Bay Black, noluyor?"

"Bana niye güvendin?"

"...."

"Güvenmemeliydin"

"Katil sensin!"

"Eveet. Sen de salaksın."

Birden yerde duran bir demir çarptı gözüme. Çevik bir hareketle demiri yerden aldım ve Alec e doğru savurdum. Hızlıca geri çekilerek kurtuldu. Tam bir daha ona doğru hamle yapacaktım ki sırtımdan içeri giren çeliğin soğukluğunu tüm vücudumda hissettim. Demir elimden düştü ve ben de demirin üzerine düştüm. Lanet olsun demir karnıma saplandı. Alec birden deliye döndü.

"Sen naptığını sanıyosun gerizekalı. Sen kendine bir şey yapmayacaksın, ben yapacağım. Off bütün planımın içine ettin. Napacağım şimdi ben? Rezil ettin her şeyi. Biraz dikkatli olsaydın ya. Offf..."

Bıçağı bir yere bıraktı ve yere oturdu bu çocuk gerçekten iyi değil. Derhal bir akıl hastanesine kapatılması lazım. Hala kendi kendine söyleniyor. Ayağa kalktı ve odanın köşesindeki çantaya doğru gitti. Çantayı alıp geldi. Bense acıdan bir milim dahi kıpıdayamadım.

"Yeni bir plan yaptım. Sen her şeyi berbat etmeseydin noldcaktı ki ama yani. Kurtuluşun yok. Sadece değişik bir yöntemle öleceksin."

Çantadan çekiç çıkardı ve kolumu çekiçle vurarak yavaş yavaş kırmaya başladı. Canım çok yanıyor. Kızımı da mı böyle öldürdü acaba? İki kolumu da omzumdan başlayarak kırdı. Kollarımı kımıldatamıyorum.
Çekici çantaya geri koydu ve pense çıkardı. Sonra da kocaman bir makas aldı eline. Makasla ağzımı kulaklarıma kadar kesti. Tanrım! Dayanılacak gibi değil. Deli gibi çığlık atıyorum. Ben çığlık attıkça gülümsüyor.
Çene kemiğimi kırdı ve ağzımı sonuna kadar açtı. Penseyi eline geri aldı ve penseyle dişlerimi sökmeye başladı. Ağlamaya başladım. Dişlerimi söktükten sonra makası eline geri aldı ve dilimi kesti. Çantadan yankeski çıkardı ve parmaklarımı da onun yardımıyla kopardı. Artık çığlık atacak gücü kendimde bulamıyorum. Şimdi de eline iğne ve iplik aldı. İpi iğneden geçirdi ve kopardığı parmaklarımdan birini yüzüme dikmeye başladı. 10 parmağımı da yüzüme çember şeklinde dikti. Dilimi de sol bileğime dikti. Bıçağı aldı ve karnımda çukur gibi bir kesik açtı. Söktüğü dişlerimi kesiğin içine yerleştirdi. 
Ve gitti.

PSİKOPAT: MUHTEŞEM ESERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin