Medyada bir zamanlar yakın olan Yasemin ve Arda var.
"Oo kimler buradaymış? Ne arıyorsunuz burda bu saatte ve daha önemlisi neden ikiniz?" dedi rahat bir şekilde oturan Serkay.
Ben hala şoktaydım ve korkmaya başlamıştım. Bu çocukla hiç iyi anılarım yoktu. Bizi böyle görünce kesin yanlış anlayacaktı ve peşimize şimdiden düştüğünü hissedebiliyordum.
"İkile burdan Serkay," dedi Arda.
İyi de bir saniye, onlar birbirini tanıyor muydu?
Benim daha da şoka girdiğimi anlayan Serkay imalı imalı konuşmaya başladı. Arda'ysa ona büyük bir nefretle bakıyordu."Evet canım biz tanışıyoruz, şimdi o küçük ağzını kapa." Sinirle baktım o ise sırıttı.
"Sana ikile dedim Serkay bak olay çıkarttırma bana. Eskisi gibi olsun istemem."
Eskisi gibi olsun istemem. Sanırım nasıl tanıştıklarını, daha doğrusu neden aralarının nefretle dolu olduğunu anlamaya başladım.
Sonra bir anda cesaret geldi ve konuştum. "Serkay git buradan yoksa seni şikayet ederim."
"Hahah! İyiymiş. Ne diye şikayet edeceksin tatlım? Çalıştığınız falan da yok, herhangi bir kanıtta," dedi ve yapmacıkça güldü. İğrenç derecede.
"Ona tatlım demeyi kes," dedi Arda. O da anlaşılan 'İkile' diyerek başımızdan savamayacağını anlamıştı.
"Bu ne sinir Arda? Yoksa biricik sevgiline lafta mı söylettirmiyorsun?"
"Biz sevgili değiliz!" diye kükredim.
"Yakında olursunuz o zaman, tıpkı bana deli gibi aşık olduğun gibi ona da olursun sen," dedi kaşlarını çatarak. Sonda sandalyesinden kalktı ve tam önümüzde durarak, "Sizinle işim daha bitmedi pislikler. Daha bu bir başlangıç, gözüm üzerinizde," dedi tehdit ederek ve omzuma sıkıca çarparak gitti.
O sırada fark ettim de Arda'nın elini tutuyormuşum. Hemen çektim o da bana "Neler oluyor?" gibisinden bakıyordu.
"Bana bakma öyle," dedim utanarak. Bu iğrenç gerçeği öğrenmesini istemiyordum. Kendime bile hatırlatmamaya dair söz vermiştim.
"Hiç utanma her şeyi anlatacaksın. Bu çocukla aranda neler geçti?"
***
Tam her şey düzene girdi derken birde Serkay çıkmıştı başımıza. Artık biraz olsun dersi dinlemek istiyordum ama aklıma takılmıştı o iğrenç kişilik. Ayrıca Yaseminle de aynı sınıftaydılar. Bilmediğim şeylerde vardı. Aralarında bir şeyler geçtiği belliydi.Böylece günüm Yasemin ve Serkay'ı düşünerek geçti. Sekizinci dersin sonunda koşarak 10/B'ye gittim eşyalarımı dolabıma yerleştirdikten sonra.
Bugün bir türlü fırsat olmamıştı. Boşa gitsin istemiyordum. Artık yıllardır beklemekten sıkılmıştım.
Ben gittiğimde yüzü asık ve korku dolu bir şekilde eşyalarını yavaşça topluyordu.
"Hadi gidiyoruz," dedim biraz sert çıkmış sesimle.
Bir şey demeden yüzüme iki saniye baktı ve eşyalarını toplamaya devam etti. Sonra bir anda bıraktı ve gözyaşlarını tutamayarak bana sarıldı ve başını göğsüme yasladı.Onu ilk defa ağlarken görmüştüm. Bu ister istemez canımın yanmasına sebep olmuştu. İlk defa birine bağlandığımı hissediyordum galiba.
Onu kendimden uzaklaştırarak, "Neyin var senin?" dedim ve bir tutam önüne gelmiş saçı kulağının arkasına sıkıştırdım.
"Korkuyorum," dedi mırıltı gibi çıkan bir sesle.
"Bana bak. O pislik sana hiçbir şey yapamaz tamam mı? Ben varım burda." Gülümsemeye çalıştım. Güven vermeye çalışıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LONDRİST
AdventureBir şehir, iki ayrı dünya... Londrist'e hoşgeldiniz! Bilmiyordu kimse yaşadığı yer dışında başka bir yer. Bilmiyordu kimse aslında parçalara bölünmüştü şehir. Sade bir hayat sürerek yaşıyorlardı sadece. Ama ikisi... İşte ikisi çıkagelince ortada 's...