Ben pırıl pırıl bir gemiydim eskiden.
İnanırdım saadetli yolculuklara.
Adalar var zannederdim güneşli, mavi, dertsiz.
Bütün hızımla koşardım dalgalara.
O zaman beni görseydiniz.Ben pırıl pırıl bir gemiydim eskiden.
Beni o zaman görseydiniz
Siz de gelirdiniz peşimden.Ama simdi su aksam saatinde
Son liman kendim, bu döndüğüm,
Bilmiş, bulmuş, anlamış.
Hatırımda, bir vakitler güldüğüm.
Yoluna can serdiğim o kaçış.Simdi, şu aksam saatinde
Dönüyorum görmüş, geçirmiş, atlatmış,
Gözlerin doymayan sahilinde.
(Özdemir Asaf)~~~
" Ablacığım neden ağlıyorsun? "
" Gezgin bir daha hiç gelmezse diye. "
" Ama abla ağlama bak bu sadece bir masal. Gerçek değil ki. "
" Doğru gerçek değil. Hiç gerçek olmamış ki. "
Susuyor Melek ve uyuyor. Bense oturup onu düşünüyorum. Nerede yanlış yaptım ki ben? Düşünmek istemiyorum. Düşündükçe canım yanıyor çünkü.
Kuzenim Aynur Ablamın yanına gidiyorum. O da hazırlanıyor ve halamlara gidiyoruz. Kuzenimiz Şirin ile buluşup bayramlık bakmaya gideceğiz çünkü.
"Ee anlat bakalım. Var mı bir şeyler? " diyor Aynur ablam.
"Vardı ama bitti. " diyorum güçlükle. Hala bittiğine inanamıyorum.
"Ne! Çabuk anlat bakayım. "
"Ya Aynur abla Şirin de gelsin de öyle anlatayım. "
"İyi peki madem."
Aynur ablamla Şirin'i alıyoruz ve mağaza mağaza dolaşıyoruz. Benim zaten bayramlığım var ama ben de kendime askeri desenli tişört alıyorum.
İşimiz bitince bir dönerciye gidiyoruz. Dönerlerimizi yerken anlatıyorum Eren'i. Çok kızıyorlar ama iyi ki bitmiş de diyorlar. Uzak mesafe ilişkisi olmazmış. Sinir oluyorum bu düşünceye ama hiçbir şey söylemiyorum onlara. Yemeğimizi yiyip eve geçiyoruz. Akşam Aynur ablamla onların arka balkonda oturuyoruz ve yıldızları izliyoruz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SERSERİ RUHLU MİNİK KUŞ
Ficção Adolescente*** Bir yaz gecesi her şeyden herkesten umudu kesmişken karşıma çıkmıştı. Uçurumun kenarından çekip almıştı beni. Acısını hep gülüşlerinin altına gizlerdi ama ben görürdüm. Birbirimizin acılarına merhem olmaya çalıştıkça belki de birbirimizi yaralad...