Zimmetli bir yaşam,yoludur hayat
Bir günü bir güne, uymaz azizim
Bu gün taze olan, yarına bayat
Hevesi kursakta, koymaz azizimNiceleri geldi, geçti bu handan
Kimine hor baktı, kimine candan
Kepçeyle verirken,aldı bir yandan
Sanki kör bir kuyu, doymaz azizimKimine sağırdı, kimine kördü
Kimine pek cimri, kime bönkördü
Kimine göre dost, kime nankördü
Vicdanın sesini, duymaz azizim
(Hamit Korken)~~~
Sabah geç kalkıyorum. Kahvaltıdan sonra yolculuk için poğaça yapıyorum. Nasıl olsa bugün herkes okulda. Tek başımayım tüm gün. Poğaçaları bitirdikten sonra yenilenen internet paketimi dizi izlemek için kullanıyorum. Kuzenlerim okuldan döndükten sonra hep beraber son kez vakit geçiyoruz. Onlar ayrılıyor ve evlerine gidiyorlar. Ben de valizimi hazırlıyorum. O sırada telefonum çalıyor."Ne var Ece! "
" Bağırma ya, haberlerim var sana. "
" Dinlemek istemiyorum seni. "
" Utku seni sordu. "
" Ne! "
" Ya aslında Utku'nun bizim sınıftaki arkadaşı dedi ki senin kıvırcık bir arkadaşın vardı, okuldan mı ayrıldı. Ben de dedim ki o gitmez gelir. Sonra işte bugün bana laf attı Utku. Sonra arkadaşın gelecekmiş atmam bundan sonra laf dedi. "
" Bundan banane Ece! Ne sen umrumdasın ne de Utku. Ne yaparsınız yapın! Beni de arama artık. Seninle konuşmak istemiyorum. "
" Ben öyle yapamam. En azından selam veririm. "
"Sen selam verirsen ver. Ne selamını alırım ne de selam veririm."
Hayatımı mahveden insanı daha fazla dinlememek için telefonu kapatıyorum. Zaten açmam bile hataydı. Gittiğimi sansınlar onlar. Ben geri dönüyorum daha güçlü bir şekilde. Kaçmayıp savaşacağım. Hiç kimseye yenilmeyeceğim. Kendime söz veriyorum kimsenin beni bir daha düşürmesine izin vermeyeceğim.
~~~
Gece iki de yola çıkıyoruz. Arabanın arka üçlü koltuğunda yastığım ve battaniyemle yatıyorum. Biz Tekirdağ'dan ayrılırken bardaktan boşalırcasına yağmur yağıyor. Yağmurun sesi adeta bir nenni görevi görüyor ve usulca gözlerim kapanıyor. Uyandığımda İstanbul'da oluyoruz. Köprüden geçerken boğazın ışıklar altında parlayan suları gözlerimi kamaştırıyor. Aklıma Özdemir Asaf'ın şiiri düşüyor.
" Başbaşa kalmış iki Hisar
Beklemekte sönük sahilleri.
Artık eski harpleri anlatır taş duvarlar
Kıyılarından geçen balıklara.
O balıklar ki, dedeleri
Şarkılarla beslenmişti geceleri.
Şimdi sulara düşen çürümüş tahtalar
Dalgalarda son oltanın yemleri.. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SERSERİ RUHLU MİNİK KUŞ
Fiksi Remaja*** Bir yaz gecesi her şeyden herkesten umudu kesmişken karşıma çıkmıştı. Uçurumun kenarından çekip almıştı beni. Acısını hep gülüşlerinin altına gizlerdi ama ben görürdüm. Birbirimizin acılarına merhem olmaya çalıştıkça belki de birbirimizi yaralad...