GEÇMİŞİME DOĞRU

7 1 0
                                    

İçim çekiliyordu sanki. En yakın arkadaşımın başına bir şey gelmemiş olmaması için sayısız kes Tanrıya dua ediyordum. Annem bir yandan endişelenmemem ve sakin olmam için yüzlerce telkinde bulunuyordu. Matt de her zamanki soğuk tavırlarıyla aklı sıra beni soğukkanlı olmaya davet ediyordu. Ama ben delirmek üzereydim. Arabanın anahtarlarını aldığım gibi hızlıca botlarımı ayağıma geçirdim. Hava soğuktu ve dışarıda yağmur yağıyordu. Üzerime askılıkta duran hırkamı aldım ve doğruca onlardan önce arabaya koştum. Annem ve Matt peşimden geliyorlardı. Sanki ben onlardan önce gitmeliymişim gibi acele ediyordum. Arabaya bindik ve karakola doğru hızlıca sürdü annem.

***

Kapıdan içeri girer girmez gözlerim Joseph'i aradı. Doğruca odasına girdim. Annemler de peşimden içeriye girdiler. Joseph koltuğunda oturuyordu ve beni gördüğü gibi ayağa kalkması bir oldu.

-Sakin olun bayan, lütfen serinkanlı olun.

-Ne? O nerede? Marissa nerede ? (Sesim odayı çınlatmıştı)

-Tamam bakın.. Sadece sakin olun. O burada değil.

-Öyleyse bulduk dediniz! Onu bana getirin(ağlamamak için kendimi tutuyordum, duyacaklarımın kötü olduğunu hissetmiştim)

-Bayan Gloria lütfen. Anlatacaklarımı sakin bir tavırla dinleyin.

Susmuştum ve yere bakıyordum. Parkeleri incelemeye başladım. Duyacaklarıma hazır olmadığımı hissediyordum.

-Konuyu fazla uzatmayacağım. Ormanda bir ceset bulduk ve bunun arkadaşınız bayan Marissa ya ait olup olmadığını anlayamıyoruz ve sizi teşhis içim çağırdık. Lütfen sakin olun çünkü o olmayabilir. Burada sizden gerçekleri saklamak için değil gerçekleri açığa çıkarmak için bulunuyoruz.Değil mi ?

-Ne? Siz ne saçmalıyorsunuz Tanrı aşkına. O lanet olası ceset benim arkadaşıma ait değil siz neyden bahsediyorsunuz?!! 

-1 saat önce bu bilgiye ulaştık. Bahsettiğiniz yerde araştırmalarımızı devam ettirirken bir telefona rastladık. 

Telefonu uzattı.

-Bu Marissa'nın telefonu mu ?

Lanet olsun.Bu onun telefonuydu.Hayır o ölmüştü ben bunu kabul edemezdim.

-Evet. Bu onun...- (devam edemedim. ağlamaktan konuşamıyordum)

Annemin bana doğru yaklaştığını göz ucuyla görebildim. Ağlamaya başladı, o da yıkılmıştı bu haberle. Matt kapıdan dışarı çıkmıştı.

-Nerede arkadaşım ? 

-Bakın telefonu bulunca yakınlarda olabileceğini düşündük. Aramalarımızı sürdürürken yağmur yağmaya başladı ve yağmurun yağması cesede erken ulaşmamızı sağladı. Toprağın altına gömülü bir şey olduğunu erken farkettik ve incelenmesi için adli tıpa gönderdik. Ona ne olduğunu bulmaya çalışıyoruz. (Telefonu çalıyordu ve cevap vermek için müsade istedi).. Pardon bayanlar.

Kısa bir konuşma yapıp geri döndü.

-Özür dilerim. Adli tıptan aradılar. Hiç bir darp izi yok. Biri onu hiç bir zorlama olmadan, diri diri toprağın altına gömmüş. Vücudunda hiç bir şey yok, yani ekstra bir bulguya rastlanmamış. Morluk, kızarıklık ve bunun gibi bir şey yok. Hiç kimse dokunmamış ona. Kendi isteğiyle içeri girip boğulmuş gibi. Tuhaf!

Aa yalnız bir yazıdan bahsetti doktor... 

-Sayı mı ? Sayı gibi mi ?

-Evet. Belinin sol alt tarafında. 3 yazıyormuş.

KARANLIKTAN GELENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin