ORMANDA KAYBOLUŞ

20 1 0
                                    

Ders boyunca onu düşünüyor olduğunu farketmemişti bile . Zaman nasıl da akıp gitmişti böyle. Zil çalmıştı çoktan. Fred onun omzunu sarstı kendine gelmesi için.

-Larry iyi misin sen? Ne düşünüyordun ders boyunca?

-Hiiç. Öyle. bir şey düşünmüyordum yaaa!

-Yalan söyleme boşuna seni hiç böyle görmedim. Üzgün olduğun haller dışında ancak şuan durum farklı üzgün değilsin.

-Evet üzgün değilim ama gerçekten bir şey düşünmüyordum. İnan bana iyiyim hadi çıkalım. Biraz oksijen iyi gelecek gibi görünüyor.

Marissa yı da alıp sınıftan çıktılar. Merdivenlerden inerken Larry hala dalgın ve garip davranmaya devam ediyordu. Hiç bir şey olmadığını söylemesi koca bir yalandan ibaretti işte. Ancak kendisine bile itiraf edemiyordu. Bahçeye çıktılar ve gözleri Matt i arıyordu gizlice. Sanki hiç kimseye belli etmemesi gerekiyordu bu halini. Sanki biri duysa onunla dalga geçecekmiş gibi hissediyordu. O bu düşüncelerin arasındayken, uzaktan gelen Matt i fark etti. Gözlerinin içi gülmüştü adeta, fark edilmemesi de imkansızdı. Matt sıradan gibi duran ancak çok cool bir çocuktu. Hareketleri herkesten çok farklıydı. Ansızın güler birden bire yüzünü asıverirdi. Bazen çok neşeli bazen nemruttu yüzü. Zengin çocuklarına hiç benzemiyordu açıkçası. Sıradan gibi görünen ancak tamamen kendine özgü bir giyim stili vardı. Tavırları  rahat ve özgüven doluydu. Pek konuşmayı sevmezdi az konuşur öz konuşurdu. Mantıklı ince zekalı ve bir o kadar da pratik bir çocuktu. Yüzünde o masum anlamsız gülümsemesi hiç eksik olmazdı. Bu onu ikinci görüşüydü ancak onu sezgileriyle algılayabiliyordu Larry. Sanki beyninden geçenleri okuyordu. Geçmişine gidip onu çözüyordu sanki bir bulmaca gibi. Aşk Larry için çok uzak bir kavramdı derine şnmeyi hiç mi hiç istemiyordu ancak beyni nedense son 1 saattir bu çocukla meşguldü. Neydi bu kadar farklı yapan bu çocuğu.Çözerdi belkide yakında.

Fred le Matt şakalaşıyorlardı. Yanlarından Stella ve aptal kuyruk bozuntuları geçiyordu. Larry dönüp bakmadı bile. Bu kızın içinde beyin olup olmadığını hep merak etmişti. Keşke özel güçleri olsa da baksa aman her ne ise işte. Yanlarından geçerken Stella burun kıvırıp bakıyordu Larry nın yuzune. Larry umursamadı bile. Paula elindeki kahveyi birden Larry nin üzerine döktü. Hay aksi bu aptalın yaptığına da bakın !

-Dikkat etsene be!

-Ayy sen burda mıydın inan hiç görmedim (hahahahahhaa)

Stella da bir kahkaha patlattı arkasından hiç beklemeden de ekledi:

-Senin özel güçlerin olabilir ama beynin yok canım....

-Pis sürtük! 

Marissa araya girdi hemen ve Larry yi sakinleştirmeye çalıştı.

-Çekin gidin burdan aptal fahişeler. Sizi beyni olmayan pis atıklarrr. Arkadaşımdan uzak durun

-Hey ne diyor bu böyle (haha) Sen konuşabiliyor muydun. Ben de seni süs köpeği falan sanmıştım.

Larry artık dayanamadı ve Stellanın saçlarını tuttuğu gibi yere sürükledi. Stella neye uğradığını şaşırdı. 

-Bak özel güçlerim yok seni kendi ellerimle öldüreceğim şimdi.

Stella Larry nin ellerinden kurtulamıyordu. Paula şoka uğramış gibi önce baktı ancak belli etmese de Larry den korkuyordu. Bir an için Larry ile göz göze geldiler Paula olduğu yerde düştü , yerde yığıldı kaldı. Larry sinirden deliye dönmüş gibiydi, Fred le Matt onları ayırmaya çalışıyordu ancak Larry nin gücüne kimse müdahale edemiyordu. Matt ilk günden bu kadar aksiyon beklemiyordu doğrusu olanlara şaşırmıştı ama yine de Larry nin öfkesini dindirmek için kendisinin etkili olabileceğini düşündü:

KARANLIKTAN GELENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin