Yeni Bölüm.. Hüsran her şey... Tabii benim hayatım..
İyi okumalar..
Akşamüstü bizimkilerden ayrılmıştım. Sahilde kayaların üzerinde oturmuştum. Gökyüzünün turuncu rengi, ufuk çizgisine değiyordu. Ayaklarıma çarpıpnduran dalgalar pek yatıştırmazsa da huzur veriyordu bana.
Kalbime derin bir yara açan, gözümdeki parlaklığı silip götüren bir babam vardı.
Gerçekler acıdır!
Off! Baba!
Evet babamdı. Her şeyi bir kenara bıraktım. Anneme, bunca yıl sonra bana karşı güleryüz olan kadına nasıl kıyabilirdim? Ona bunu nasıl, ne şekilde açıklayabilirdim?
Dalga seslerini dinlerken içimdeki sesleri, kafamda dönüp duran düşünceleri susturmaya çalışıyordum. Sadece biraz huzur, biraz sessizlik istedim.
Telefonumun titrediğini hissedince elime aldım.
Mete.
"Efendim?" diye telefonu açınca, "Neredesin?" diye direkt sordu.
"Sahildeyim. Sahildeyim de sen neden böylesin?"
"Geliyorum." dedikten sonra kapattı.
Telefonun kapandığını hissedince kulağımdan uzaklaştırıp ekranına baktım. Ne olduğunu anlamadan tekrar yanımda öylece duran çantama koydum.
Telefonumun bayağı aranmasından sıkılmıştım. Kapattıktan sonra tekrar güneşin batmasını izledim. Denizde gezen gemiler, tekneler, yatlar ışıklarını açmaya başladı. Güneş yerini aya bırakacaktı birazdan.
Derin nefesler alıyordum sürekli. Ne yapacağımı düşünüyordum. İnsanı bu hale getiren babası olmamalı. Olmamalıydı.
"Neler oluyor?" diye yanıma oturdu Mete. Yüzündeki endişenin sıklığı farkediliyordu. Sadece dalgaları izlemeye devam ettim.
Sadece sustum. Suskundum.
Ne diyebilirdim ki?
"Lütfen." diye elimi tutunca bir şey yapamadım.
"Seni her seferinde mutsuzluğunun sebebi baban mıydı? Çünkü.. Dün." dedikten sonra biraz sustu.
Elimin üzerindeki eline baktım. "Evet. Dün için özür dilerim. Çok üzgünüm. Babam.." dedikten sonra biraz durakladım. Başımı önüme eğdim.
Ellerimden elini çekti. Yüzümü yukarı kaldırdı.
"Babanın yaptığı her ne bilmiyorum. Ama emin ol. Emin ol ki bunda senin hiçbir suçun yok. Başını öne eğme. Bunu asla yapma Aria."
"Ama... Peki peki." dedim ona bakarken. Saçlarım rüzgarda savrulup gözümün önünü kapıyordu. Gözümün önünü açıp yüzündeki tüm hatları görecek kadar baktım ona.
Sana Yaklaşamıyorum Mete. Yaklaşamıyorum Ama İyiki Varsın. Bunu Sana Söyleyemem.
Gülümsedim sadece. Belki de bu tebessüm her şeyi açıklıyordu.
***
"Anneciğim." Diye yaklaştım yanına annemin. "Nasılsın?" Annem bana gözlerindeki hüzünle baktı. Sanki kalbini defalarca hançerlemişti birlileri.
"İyiyim birtanem. Gerçi bugünlerde nasıl olmam gerekiyor bilmiyorum." Baş ını arkaya çevirdi. Gözyaşlarını saklıyordu belki de. Odasında tek başına öylece oturuyordu. "Siyah perdeler, Güneş görmeyen oda ile birleştiğinde insan içine kapanıyordu o odada.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOSYOPATİK
Teen FictionHepimizin minik bir dünyası var. İçimizde sakladığımız, kimsenin zarar vermesini istemediğimiz bambaşka bir dünya. Hepimizin minicikken ya balonlarla ya çikolatalarla ya da oyuncak arabalarla dolu bir hayal dünyamız vardı. Oranın rüya olduğunu biliy...