Annemin yanından ayrılınca yukarı çıktım telaşla. Ben bile merdivenleri nasıl ne ara çıktım anlamadım. Odama çıkınca balkonuma çıktım. Neyse ki Mete hala gelmemişti.
"Kızım n'oluyor?" diye Cemre geldi yanıma.
"Ya kanka Mete!" dedikten sonra telefonumu elime alıp son aramalara baktım numarasını bulabilme düşüncesiyle. "Mete'yi unuttum."
Yalın "Bende numarası var." diye telefonunu uzatınca, "Seni bana hediye olarak mı verdiler ya?" dedim elindeki telefonu hızla çekerken.
Numarasını yazar yazmaz kulağıma koyup tırnaklarımı kemirmeye başladım."Alo buyrun kimsiniz?" diye telefonu açınca ferahladım.
"Mete benim Aria"
"Bugün hiçbir şey söylemeden gittin. İyi misin?"
"Ya aslında ben. Ben bugün gelemeyeceğim."
Hala tırnaklarımı kemiriyordum konuşurken. Neden bilmiyorum ama belki de bu beni biraz olsun yatıştırıyordu.Mete boğuk bir sesle, "Ben de öyle tahmin etmiştim zaten. Peki. Bu defa sıkmayacağım seni." diye yanıt verdi.
"Hoşça kal!" diye telefonu kapatınca yatağımın üzerine fırlattım.
"Şu başıma gelen olaylara bak sen!" diye saçlarımı arkaya doğru iterken duvarın dibine çoküp oturdum.
Yalın yanıma geldi. Karşımda dizleri üzerine çöktü o da.
"Bir yolunu bulacağız kardeşim. Bunu yapmak zorundayız."
***Gözlerimi açınca bizimkilere baktım. Hepsi bir yerde uyuyordu. Çünkü dün gece hepimiz sabahlamaya yelken açmıştık.
Yatağımdan sessizce kalktım. Banyoya gidecekken Bora'nın telefonu çaldı. Arayana baktım. 'Valide'm'.
Büyük bir ihtimalle Ayla Eyze arıyordu. Bora'nın annesi. Bir diğer ihtimali düşünmek bile istemedim. Çünkü babaannesi olursa kim bilir ne kadar sinirlenmişti.
Telefonu açtım.
"Bora nerdesin sen çocuğum? Neden açmıyorsun telefonunu? Derya Teyze diye evden çıktın. Orada değilmişsin. Yine ne haylazlıklar peşindesin?"
Neyse ki Ayla Teyze'ydi arayan.
"Ayla Teyze benim Aria. Bora burada." diye yanıtlayınca endişelenmişe benzeyen bir ses tonuyla,
"Tatlım ben babanı aradım da. Burada değil dedi. Bir sorun yok değil mi?" diye sordu.İçimde fırtınalar koptu o an. Sanırım Bora söylememişti hiç kimseye. Nasıl söyleyebilirdim annem ve babamın ayrıldığını. Üstelik babamın başka bir kadınla evli olduğunu.
"Şey-" diye geveleyince Bora uyandı. Elimde telefonunu görünce hemen çekip aldı.
"Anne ben seni sonra ararım." diye kapattı telefonu.
"Ya Bora neden yüzüne kapattın. Kim bilir nasıl endişelenmiştir." diye kızdım Bora'ya.
Beni tek umursamışa benzemiyordu.
"Bugün başka yapılacak şeyler var Aria. Annem şimdilik bekleyebilir."
"Peki tamam." dedikten sonra banyoya yöneldim. Bora önümden fırlayarak banyoya koştu. Kapıyı kapattıktan sonra, "Çok ihtiyacım vardı kusura bakma." diye seslendi.Biraz tebessüm ettikten sonra arkama döndüm. Herkes yine miskin miskin uyuyordu.
Bora üst üste birkaç defa sifonu çekince Cemre de uyandı. "N'oluyor ya?" diye gözlerini ovalamaya başladı. Etrafında bir tek Bora'nın olmadığını farkedince tekrar uzandı. "Başkası olamazdı her halde." diye çemkirdi.
Annem, "Günaydın!" diye odaya girince bizimkileri gördü. Bana baktı. "Kızım arkadaşlarının burada kaldığını şöylememiştin. Baksana rahat yatmamışa benziyorlar. Haberim olsa öteki odaları hazırlardım." diye Yalın'ın başının altındaki yastığı düzeltti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOSYOPATİK
Novela JuvenilHepimizin minik bir dünyası var. İçimizde sakladığımız, kimsenin zarar vermesini istemediğimiz bambaşka bir dünya. Hepimizin minicikken ya balonlarla ya çikolatalarla ya da oyuncak arabalarla dolu bir hayal dünyamız vardı. Oranın rüya olduğunu biliy...