" Mine "
" Git burdan.! "
" Ne diyorsun sen ya. "
" Kardeşim. Yapma "
" Anlamıyorsun özür dilerim. "
Mine'nin böyle bir şey yapmasına izin vermezdim. Onca anımız var bizim. Benim kardeşim zaten imkansızdı. Mineye bazı şeyler anlattım. Olanlarla ilgili evet belliydi, bana bayağı kırgındı. Sanki atlamaya hazır gibiydi. Mine'ye " bekle bende gelicem, madem atlıyoruz birlikte atlayalım." Dedim. Mine ısrarla git desede o atladıktan sonra bende atlayacaktım. Bu yüzden dediklerine kulak asmadım. Yanına doğru usulca yaklaştıkça haykırışları kulağımdan gitmiyordu. Yanına vardığımda ya bende onunla gidecektim. Ya da ikimiz birlikte çıkacaktık. Mine bana kıyamazdı. Büyük ihtimalle affederdi. Umarım öyle olur.
O zaman beni dinle, bak sende benim en özelim, en değerlim, en sevdiğim ve böyle sayamadığım bir çok şey. Eğer atlarsan bende durmam atlarım. Ama beni affetmen lazım. Bu olanlar benim yada bizim suçumuz değil. Bak eğer bana bir şans verirsen herşeyi değiştirebilirim. Lütfen geri dönelim.
Mine'den...
Ölümden daha güzel bir şey var mı? Bak tek adım sadece tek adım. Bu gördüğün o müthiş manzaranın daha iyisini yaşamaya var mısın? Hadi ya benle ya bensiz. Tut elimi...
Burcu'dan...
Mine' nin elini tutmuştum. Madem olanlar bizim suçumuz. Çok basit bir şeydi tartıştığımız konu. Ama kırılacak onca şey. Saç başa değil. El ele ölüme gidiyorduk. Gözlerimi usulca kapattım. Sayıyorum...
1...
2...
3...
Atlamıştık. Gözlerim kapalı ama ayaklarım yerden kesik. Gitmediğimin farkındaydım. Düşmüyorduk. Gözlerimi açtığımda mineyide benide tutan biri vardı. Ayaklarımın altı uçurum. Yukarı baktığımda ise tanımadığım yakışıklı biri. Mineyi ise çağatay tutuyodu. Mineyle ölüme hazırdık biz. Mineyle bırakın diye bağırırken, onlar tutmakta ısrarcıydı. Sonunda çıkmıştık. Uçurumda çocukla göz göze gelmemiz. Bakışlarıyla bağladı beni. Çagatay nerden tanıyordu acaba. Yavaş yavaş uçurumdan uzaklaşıyorduk. Çağatay durup, bana bağırmaya başladı. Herhalde korkmuştu. Sadece susarak dinledim. Aslına bakarsan dinlediklerimin pek bir önemi yoktu. Peki ya bu tanımadığım yakışıklı çocuğun yanında bağırması, sinir bozucu.
Çağatay'ın sözleri biter mi bilmiyorum ama bitmesini umuyordum. Sonunda bitmişti zaten, yaşadığımız heyecan dolu günden sonra küçük bir mola vermeye karar verdik. Çağatay'a arkadaşınla tanıştırmayı düşün müyor musun? Sorusunu sormuştum. Ona gerek kalmadan biz tanışmaya başlamıştık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Belki Birgün...
Teen FictionHiç olmaz dendik imkansız olan bir aşk karşılığında, hayatın onu bir noktadan bambaşka noktaya koyması ve hiç alışamadığı ama aşkıyla ayakta tutunmayı sağladığı..